Üsküdar’ın meşhur attar dükkânını rahmetli Ahmet Yüksel Özemre ile tanıdık. Öyle bereketli bir dükkân ki, uğrayanların neredeyse “akademiye geldik” diyecekleri bir evsafta. Buranın müdavimlerinden gönül ehli bir zat da Şeyh Hayrullah Taceddin er-Rıfai’dir.
![]() |
(+) |
Üsküdar’da Bir Attar Dükkânı kitabını okuyup da dükkânın sakinlerini bilmeyen yoktur. Buradan Rıfai şeyhi Sarı Hüsnü Efendi, Rıfai Sandıkçı Dergâhı son şeyhi Haydar Efendi, Celveti Bektaşi şeyhi Yusuf Fâhir Baba, Hamzavî Melami meşrep Eşref Efendi, Özbekler Tekkesi son şeyhi Necmeddin Efendi ve devam eden güzel isimler gelip geçti. Bir nevi dergâh mesabesinde olan bu mekânda bir zat daha gelip geçti ki adı Şeyh Hayrullah Taceddin er-Rıfai’dir. Kurban Nasuh Tekkesi olarak bilinen Çarşamba Dergâhı şeyhliğine babasının vefatından sonra 1899’da geçmiştir. Öyle ki dergâhta iki kuşak öncesi Taceddin Efendinin dedesi Seyyid Mehmet Nuri’ye, sonrası Mehmet Tevfik Efendi’ye ve Taceddin Efendiye gelmektedir.
Hayrullah Efendi’nin külliyatı Revak’ta
Geçenler geçti bu dünyadan ama hoş sâdâ bırakıp da gittiler. Zira bugün güftesi Hayrullah Efendiye ait olan “ey güzellerden güzel ruhum” diye başlayan o nefis ilâhi bugün aynı gür seda ile okunmaktadır. Zira “cemalin hüsnüne canlar fedadır ya Rasulallah”, “on sekiz bin âlemin şahı Muhammed Mustafa” vs. ilahiler de aynı aşkın terennümüdür. Şeyh Hayrullah Efendi’nin bugün sadece kayıtlarda rastlayabileceğimiz eserleri bugün Revak kitabevi’nce bütün eserleri birleştirilmek suretiyle külliyat şeklinde yayınlandı. Eseri yayına hazırlayan ise Selami Şimşek.
Hayrullah Efendi'nin dedesi ve babası, daha sonra kendisinin de vazifeli olacağı dergâhta şeyhtirler. Üsküdar'da dünyaya gelmişler 1885'te. Şeyhoğlu namıyla bilinir, şiirlerinde ise Tâcî mahlasını kullanır. Soyadı kanunundan sonra ise Yalım soyadını alır. Dinî ve tasavvufî tedristen geçen Hayrullah Efendi, dergâhtaki görevlerinin yanı sıra, resmi görevlerde de bulunmuş.
![]() |
(+) |
Nihayet bir ömrün en güzel hülasası olan eserler bırakmıştır. Kendisinin mensur Zübdetü’l Ahlâk, manzum Güldeste-i Dervişân, telif Gülgonca-i Aşıkan, Mecmua-i İlahiyat, Ravz-ı Verd ve Bin İki Yüz Hadis-i Şerîf olmak üzere altı eseri vardır. Ayrıca yayınlanan bu eserden öğrendiğimiz kadarıyla Ceride-i Sûfiyye’de yayınlanmış makaleleri de mevcuttur. Musikiye, sanat müziğine aşina olan Hayrullah Efendi, pek çok nutuk, ilahi söylemiştir. 506 sayfalık eserin tamamında Hayrullah Efendinin zikri geçen eserlerini bulacaksınız.
Zübdetü’l Ahlâk, ahlakın temel esaslarını sıralıyor
Şeyh Hayrullah Efendi zübdetü’l ahlak adlı küçük risalesinde ahlakî umdeleri zikrediyor. Terbiye, terbiye-i bedeniye, terbiye-i fikriye, terbiye-i diniye ve ahlakiye, diyanet, ahlak-ı hasene, nezafet, hüsn-i idare, kanaat, ilim, intizam vs. başlıklar yer alıyor bu risalede. Burada fikir vermesi açısından, dünyabizim.com'un üç cümleden fazla alıntı yapmama kuralına da uymaya çalışarak “Tecrübe-i Nefs” başlığını okumakta fayda var:
![]() |
(+) |
"Tecrübe-i nefs, daima işlemekte olduğumuz a’mal ve hareketimizin şera’it-i İslamiyye, kavânîn-i insaniyyeye mutabık olup olmadığını vicdanımıza müracaatla anlamak demektir. Tecrübe-i nefs, büyük bir fazilettir. Bu fazilete ne suretle nail olabiliriz? Her günki akval ve hareketimizi Cenab-ı Hakk’ın evâmir-i ilahiyyesine mugayir harekette bulunmuş isek nefsimize uyarak böyle bir kabahat işlemiş olduğumuzu kalben itiraf edip, bir daha öyle bir kusurda bulunmamağa halisane kasd u niyet ederek ef’al-i meduha kesb etmeğe çalışmakla ve daima evamir-i ilahiyyeye Tevfik-i hareket etmekle bu fazilete nail olabiliriz.” (s.388-389)
Eserin neşrine vesile olanları bu vesile ile tebrik etmek icap ediyor. Şeyh Hayrullah Efendi’nin eserleri böylece yeniden ihya edilmiş oldu.
Kâmil Büyüker, bir büyük Rıfai şeyhine dikkatlerimizi çekti