Bazı kitapların tek bir yazarı vardır. Bazı kitapların ise onlarca yazarı vardır. Bu haberimizde size bahsedeceğimiz kitabın da onlarca yazarı var.
Maraş’ın önemli simalarından Duran Boz’un hazırladığı bu kitap “Kitaba Çağrı Sınavında İnsan” ismini taşıyor. Duran Boz’u aslında yakından tanıyoruz. Ömer Erinç imzasıyla Edebiyat Dergisi, Hece ve çeşitli dergilerde ürünleri yayınlanmıştı.Duran Boz, bu kitabın editörlüğünü yapıyor. Kitapta Neyi Nasıl Niçin Okumak, Kitapların Sonsuz Ağı, Kitaplar, Benim Kitaplarım gibi rutine bağlamış başlıklar görünse de içerik olarak hiç de öyle değil… Kitap konusunda bu kadar kapsayıcı, bu kadar geniş çerçeveli bir yayın bulmak zor.
Kitaba Çağrı Sınavında İnsan’ın bence en büyük eksikliği bir yayınevi tarafından değil de Kahramanmaraş Valiliği tarafından basılması. Elbette bir kitabın valilik tarafından basılmasında bir sakınca yok. Hatta bir yönüyle devlet kurumlarının bu gibi çalışmalara destek veriyor olması takdire şayan. Ama… İşte her şey bu ama da bitiyor. Sanki bu kitap o zaman bir resmiyeti barındırıyor ya da iyi bir kitap olma özelliğinden bir hız kaybediyor gibi geliyor bana. Belki de sadece bana böyle geliyordur…
![]() |
Rasim Özdenören |
Unutamadığı Kitapları Ben de Unutamadım
Bu bölümde biz Rasim Özdenören’in okul kitapları dışında gördüğü ve okuduğu ilk kitabın bir hikaye kitabı olduğunu öğreniyoruz. Ya da 5 veya 10 kuruş verip kitap kiraladığını. Duran Boz’un evinde Kur’an ve Mızraklı İlmihal’den başka bir kitabın olmadığını ama yine de Ömer Erdem’e göre şanslı olduğunu. Çünkü Ömer Erdem’in evinde Kur’an bile yoktur. İlk olarak bir arkadaşının evinde Necip Fazıl’ın “O ve Ben” isimli kitabıyla karşılaşır ve bu kitap Ömer Erdem’i diğer kitaplara taşır.
![]() |
Sezai Karakoç |
Hilmi Yavuz tam bir Rilke hayranıdır. Hilmi Yavuz’a Rilke’yi keşfettiren hocası Behçet Necatigil’dir. Bunu da bu kitaptan öğreniyoruz.
Arif Ay’ın kitap anıları da ilginçtir. Cebindeki paranın tümünü o hafta çıkan kitaplara veren Arif Ay, Kızılay’dan Keçiören’e yaya gitmek zorunda kalır çok zaman. Ve Sezai Karakoç’la tanışması daha da ilginçtir. Çünkü Sezai Karakoç’un kitaplarını Arif Ay’a kasabanın radyo tamircisi hediye etmiştir. Ve Arif Ay bu kitaplarla tanışmasını “ışığı ve güzelliği farklı yeni bir dünyanın eşiğine attığım ilk adımlar” diye ifade eder.
İskender Pala’nın okuduğu ve unutamadığı ilk kitap Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabıdır. Bu kitaptan sonra yine Peyami Safa’nın bir başka kitabı onun kitap izleği olmuştur: Yalnızız. Çünkü bu kitaptaki “kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bu dünyada yalnızım” ifadesi İskender Pala’nın gençlik yılları psikolojisini özetler gibidir.
![]() |
Duran Boz |
Ah Şu Parasızlık-Ah Şu Kitapsızlık
Hayrettin Karaman Hoca 1950’li yıllarda Konya’da İHL öğrencisiyken aynı zamanda evlidir ve bir camide imamlık yapmaktadır. Ama aldığı maaş karın ve kitap açlığını doyurmamaktadır. Konya’da bir sahaf olan Arif Etik Hoca İstanbul’dan kitaplar getirip satmaktadır. Ancak Hayrettin Karaman hep borçludur bu sahafa. Bir gün yine sahaf yeni kitaplarla gelmiştir. Hayrettin Karaman utana-sıkıla dükkana girer bir sürü kitap ayırır, masaya üzerine koyar. Sonra bir adam gelir ve Hayrettin Karaman’ın ayırdığı kitaplarda dahil olmak üzere bir çok kitabı satın alır ve gider. Tabi Hayrettin Hoca’nın sahafa olan borcu ve cebindeki para rezervinin yetersiz oluşu onun elini kolunu bağlamıştır. Sahaf dükkanından çıkar ve bisikletine atladığı gibi ağlaya ağlaya evinin yolunu tutmuştur genç bir adamken Hayrettin Hoca…
Daha böyle bir sürü ismin kitap merkezli anılarını Kitaba Çağrı Sınavında İnsan kitabında bulabilirsiniz.
Kitabın sonuna geldiğinizde bir hazine gibi sıralanmış Okumak-Yazmak Üzerine Kitap Kaynakçası bölümüyle karşılaşıyorsunuz. Yaklaşık 600 kitabın künyesi var bu kaynakçada. Eğer Duran Boz’un editörlüğünde yayınlanan bu hacimli kitap sizi doyurmazsa buyurun bu kaynakçadan yararlanmaya…
Besim Bal, beğenerek yazdı!