Yasaları da din kültürümüzü de alt üst ettiler
ShowTV’de yayınlanan Melekler Korusun isimli dizinin 16 Haziran bölümünde dizi karakterlerinden İpek ve Barış resmi nikâh evvelinde ailenin büyüklerinden birinin emrivaki yapması neticesinde eve getirilen imam vasıtasıyla dini nikâh kıydılar.
Ne güzel değil mi? Türk TV’lerinde dini nikâh kıyılması? Hâlbuki diziyi izleyen gençler için ne kötü bir örnekti.
Bir şikâyet RTÜK’e
Dizi yapımcıları hazır ellerine “imam nikah”ıyla dalga geçme fırsatı geçirmişken senaryoyu hukuk danışmanlarına bile göstermeyi unutmuş olmalılar ki Medeni Kanun’un 143. maddesine aykırı davrandılar. Resmi nikâhtan evvel dini nikâhı kıydılar.
Kötü örnek teşkil etmeleri babından buradan dizi yapımcılarını RTÜK’e şikâyet ediyorum.
Diğer şikâyet kime?
Babasız çocuk doğurmanın Türk insanına moda olarak gösterildiği bu tip dizilerde olağan olarak dini nikâh da çağ dışı olarak gösterildi.
Melekler Korusun dizisinde dini nikâh bir çeşit “tarih öncesi yerli geleneği” gibi gösterildi. Nikâh için başının örtülmesi istenen gelin adayı “Ben başımı falan örtmüyorum, duvağımı taktırdım saçımı yaptırdım” afra tafralarıyla odayı terk ediyor. Terk etmekle kalmayıp Türk izleyicilerine bir başka toplum modasını (!) provoke ediyor: gelin adayı ailesinin de dini nikâha karşı çıkacağını belirterek, dini nikâhın ne menem gereksiz bir şey olduğunda dair sözlerini ard arda sıralıyor.
Velhasıl nikâh için ikna edilen gelin adayı imamın mehiri anlatıp, miktarını sormak istediğinde odadakilerden biri “Gelin boşandığında damattan para mı alacağız?” diye soruyor. İmam ise “Onun gibi bir şey” diyerek cevap veriyor.
Damat adayı ise “Benim aşkım satılık değil” diyerek olaya nokta koyduğunu sanıyor. Elli bilezikten başlayan pazarlık beş yüz bilezik, ev, yelkenli gibi isteklerle devam ediyor. Gülüşmeler oluyor vs. Sonuç itibariyle bir nikâh kıyılıyor fakat hiçbir manevi değer taşımadığı gibi evlenenler için de hiçbir anlam ifade etmiyor.
Bu anlamsız (!) gelenek de Türk insanına tekrar sunulmuş oluyor. Çağdaş olanlar evrilmemiş halka mesajlarını ilettiler. Kendilerini ayakta alkışlayalım!
Medeni kanun gereğince resmi nikâh
Tabi ya, şöyle bir zihniyet var: “medeni kanun gereğince resmi nikâh kıydırdıysanız ne lazım ki dini nikâh? Ne gereği var ki? Medeni olmak neyinize yetmiyor? “ Bu aynı zihniyet değil miydi “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” mısrasının sahibini sadece istiklal marşından sebep “milli şair” ilan edip onun dışında her yerde yobaz ve gerici olarak yaftalayan.
Bu aynı zihniyet değil midir ki kişilerin cahillikleri nedeniyle işledikleri cinayetlere “ahlak cinayeti” , “namus cinayeti”, “töre cinayeti” gibi isimler takıp öz kültürümüze ve dinimize bizleri düşman eden? Yine bu zihniyet eğlence aracı olarak bilinen TV’leri zehirleme aracı olarak kullanıyor.
Sadece Anadolu değil dünya izliyor
Yabancı filmlerde gelinlik ve damatlık içinde izlediğimiz karakterleri hep kilisede yahut görevli Hıristiyan din adamının yanında görürüz. Yani o giydikleri kıyafetler “dini nikâh” sebebiyledir. Yabancı dizilerde Hıristiyanların dini nikâhları ile dalga geçilen kaç dizi ve sinema filmi gördünüz?
Yine hatırlatmakta fayda var; Hıristiyanlar resmi nikâhlarını bu kıyafetlerle yapmazlar, genelde gündelik elbiseler içinde işin resmi boyutunu hallederler.
Biz ise resmi nikâhımızı Hıristiyanların din kültürü gereği giydikleri kıyafetlerle yaptığımız gibi ekranlarda bir de kendi dinimizin nikâhıyla dalga geçiyoruz. Batılının gözünde acaba hangi akıl dışı bir garabetle değerlendiriliyoruz? Ya Arap dünyasına sattığımız diziler?
Cüneyt Çelik Safahat okuyor