Edebiyatımızın özgün isimlerinden, hikâyeci, romancı ve şair Özkan Yalçın, vefatının 20. yıldönümü münasebetiyle 15 Mart Perşembe günü Bâbıâli Enderun Sohbetleri’nde yâd edildi. Edebiyat araştırmacısı, yazar Mehmet Nuri Yardım’ın sunduğu toplantının ilk konuşmacısı gazeteci yazar Ahmet Özdemir’di. Gazeteci, yazar Ahmet Özdemir; konuşmasına rahmet dilekleri ile başladı. “Çok genç yaşta kaybettik, değil yedi kitap, belki elli-altmış kitap yazacaktı.” diyen Özdemir sözlerine şöyle devam etti:
“Özkan, 20 Mayıs 1949’da Gürün’de doğdu. Ben Şarkışla’da doğdum. O bir esnaf çocuğuydu. Ben bir odacı çocuğuydum, başka imkânlar yoktu oralarda. İkimizin kaderi de bir yerde çakıştı. Bizim çocukluğumuzda lise yoktu. Ailenizin durumu iyiyse bir liseye gideceksiniz. Ya da en kolayından yatılı okula gideceksiniz. Astsubay çoktur, öğretmen okulu, polis koleji, devlet demir yolları meslek okulu vardı, hepimiz onun imtihanlarına girerdik. Özkan da Ziraat Okulu’nun sınavına girdi. Malatya Ziraat Mektebi’nden mezun oldu. Oradan mezun olanlar ziraat teknikeri olur. Dört yıl Gürün’de ziraatçılığı var.
Babası Turgut Bey şair ruhlu bir adamdır. Anadolu’da o topraklarda dert söyletir insanı. Şairi boldur Sivas toprağının. Çocukluk yaşlarında kulaklarına işlemiş şiir, sanat… Tatmin olmadı; imkân buldu, Bursa Eğitim Enstitüsü’ne girdi. Mezun oldu, öğretmen olarak Batman’a vermişlerdi. Şarkışla’ya tayin oldu askerlik sonrası, dergilerde yazıları çıkıyordu. Şarkışla ile ilgili, Âşık Veysel ile ilgili, Sivas folkloru ile ilgili yazıları dergilerde çıktı. Sonra bu yazılar Âşık Veysel kitabı oldu. Evlendi, hayrül halef evlatları dünyaya geldi.’’
Özkan Yalçın’ın romanda üslubunun çok akıcı olduğunu belirten Özdemir, kitabı elinize alınca yazıların itici olmadığını, cümlelerin kısa, şiir mısraları gibi kendine çeken, çok güzel portreler çizen, zaman akışnın, mekân tanımlamalarının kusursuz olduğuna değinirken Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hak ettiği bir ödüle layık görüldüğünü ifade etti.
Hüzün gözlerinin güzelliğidir
Şair Yusuf Bilge de konuşmasına bu tür vefa toplantılarının önemine değinerek başladı: “Ben Özkan Yalçın Beyefendiyi tanımadım, karşılaşmamız olmadı. Ama ismini dergilerden ve Ötüken Yayınları’ndan çıkan kitaplardan biliyoruz. Şiirlerini diğer kitaplarından ayırmak çok zor, çünkü kendisi söylüyor. ‘Benim şiirlerimdeki mecazları anlayabilmek için Çok Çiçekli Senfoni’yi okumanız lazım.’ diyor. Ben Çok Çiçekli Senfoni’de yalnızca mecazları anlayabilmemiz için bölüm başlıklarını size vereceğim. -Hüzün gözlerinin güzelliğidir-. Demek ki şairimize göre hüznün mecâzi anlamı sevdiğinin gözlerinin güzelliğidir, o güzellikten zevk duyuyor. -Ne gözden ıraksın ne gönül varır-, -Dağıtmadım selamların hasını-, -Yalnızlığa demir attım sil baştan-, -Bir yanlışı aşk adına dokumak.”
Yusuf Bilge; Yalçın’ın birinci şansının şair, ozan bir babanın evladı olmasına bağlarken ikinci şansını da şairlerin harman olduğu yerde, Sivas’ta dünyaya gelmesine bağladı. Ayrılık, aşk, vuslat, şiir, dil üzerine aydınlatıcı ve akıcı bir konuşma yapan şair, kendi kaleme aldığı şiiri okuyarak konuşmalarını tamamladı.
Amasya İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Gümüş: “Yalçın bir tüketici değildi…”
Toplantı esnasında canlı telefon bağlantısı ile fikirlerini beyan eden Amasya İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Hüseyin Gümüş, akşama hoş bir sürpriz ile renk ve anlam kattı. Tüm misafirleri ve Yalçın’ın ailesini selamlayarak konuşmasına başlayan Gümüş, sözlerine şöyle devam etti: “Ben bu programa iki nedenden katıldığımı özellikle ifade etmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi Özkan Bey’in bir eğitimci olması, bizim camiamızdan biri olması. İkinci neden de Özkan Bey denilince hemen aklıma Amasya geliyor. Kendisini bire bir dinlemedim ama şiirlerini dinledim. Şiirlerini okurken Amasyalı olduğunu düşündüm. Kendisi bir Amasya sevdalısıymış, aslen Sivaslıymış. Bir Amasyalıdan daha fazla Amasya’ya hizmet ettiğini düşündüğüm için programa katıldım. Hocam bir tüketici değil, onun bulunduğu yere yük olmadığını, bulunduğu yere muhakkak katkı sağladığını ifade etmek isterim. Kendisi taklit eden biri değil; onun muhakkak bir şeyler ortaya koyup sanatını en güzel şekilde icra eden biri olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum.”
Amasya’yı yeniden tanıdığımı düşünüyorum
Son konuşmacı Sencer Olgun, Yalçın’ın Yedinci Şehir eserinin analizini yaptı. Televizyon sunucusu ve şair Sencer Olgun, Yedinci Şehir eserine dair sözlerine başlarken “Amasya’yı yeniden tanıdığımı düşünüyorum.” dedi.
Yedinci Şehir eserini yine en iyi kitabın sunum bölümünü okuyarak anlatabileceğini ifade eden Olgun, kitabın sunum bölümünü okuyarak konuşmasına başladı. Olgun sözlerine şöyle devam etti: “Bu önsözü okuduğum zaman hayranlığımı hemen sergilediğimi söyleyebilirim. Başından sonuna kadar zevkle okudum. Amasya ve unutulmuş birçok değeri, Özkan Yalçın’ın bu eseri ile ortaya konulmuştur. Amasya’nın milli ve manevi özelliklerini o kadar edebi bir üslupla anlatmış ki ben hayran kaldım. Gerek tarihi, gerek coğrafi, gerek kültürel özelliklerini, insan tiplemelerini, önemli şahsiyetlerini o kadar güzel anlatmış ki okudukça okuyası geliyor insanın. Ziya Paşa’yı Amasyalılar ile Özkan Yalçın tanıştırıyor. Eleştirilerini yaparken Amasya’daki tarihi dokuyu yok etmeye çalışan hemşerilerimizin gafletini anlatmaya çalışmış, çözüm alternatifleri de sunmuş.’’
Olgun Amasya ile ilgili kaleme aldığı bir şiiri seslendirerek konuşmalarını tamamladı.
Bâbıâli Enderun Sohbetleri’ni internetten takip ettiğini ve Özkan Yalçın Anma Programı’nı duyunca çok heyecanlandığını ifade eden, Yalçın’ın vefalı okul arkadaşı Hayati Ünvermiş toplantıya Samsun’dan geldi. Yalçın’ı tanımanın, onun arkadaşlığının çok özel olduğunu ifade eden Ünvermiş’in konuşmasının ardından, hatıra fotoğraf çekimi yapıldı.
Yalçın’ın ailesinin de bulunduğu program hatıra fotoğraflarının çekimi ile son buldu.
Hülya Günay