Nihayet derginin Nisan 2016 tarihli 16. sayısı “Birlikte gülebilecek miyiz?” dosyasıyla çıktı.
Bu sayıda Beşir Ayvazoğlu, mizahın bir parçası olan “Nükte”yi yazdı. Kemal Sayar, “Kahkaha Kimden Yana?”; Osman Bülent Manav, “Gülme, Gülümse”; Ömer Erdem, “Gülmek Kimindir?”; Atakan Yavuz, “Gülmek Şakaya Gelmez” ve Şaban Abak “Veliler Sofrası yahut Ördek Çorbası” yazılarını kaleme aldı. Hiciv geleneğini Abdullah Harmancı “Öykünün Hicvi” ve Şeyma Kaya “Kelle Koltukta Hiciv” yazılarında ele aldı. Hasan Aycın ile neşe ve hüzün arasında tutturmamız gereken denge konuşuldu: “Biz dünyaya cennetten geldik”.
Çevrelerindeki insanlara neşe katmayı kendilerine ödev bellemiş Hüseyin Çetin ve eşi kendi hayat hikâyelerini anlattılar: “Kahkaha attırmayı ikram biliriz. Hilâl Barın, “Karikatür Tartışması Bağlamında İslamofobi” yazısında kutsala saygı konusunu ele alırken, değerli sosyal bilimciler dinimizle ilgili hakaretamiz içeriklere sahip mizah anlayışına nasıl tepki vermemiz gerektiği sorusunu cevapladılar: “Saldırgan mizaha sakin yaklaşımlar”.
1877 yılında, Rus orduları Balkanlar’ı işgal etmeye hazırlanırken, Osmanlı mebusları mizah sorunlarını tartışmaktadır. Çok canlı geçen ve iki oturum süren Meclis-i Mebusan’da mizah tartışması çeviri-yazı olarak yayımlandı.
Mustafa Özel, “Para ve Roman” yazısını romanlardaki parayı yazdı. Beyza Karakaya, “Gülmekten Ölenlerin Tarihi’ni” yazarken; geçmişten bugüne mizah basınını ve dijital çağda nelere güldüğümüz irdeledi. Elif Darıcı, televizyon ve sinemada birlikte güldüklerimizi kaleme alırken, Hayriye Erçetin, “Gülme Terapisi Salgınını” yazdı. Sema Karabıyık, “İroni İcat Oldu Mizah Bozuldu!”; Münire Daniş, “Kahkaha sahibine bile yar değildir, oysa tebessüm herkese armağandır”; Emine Uçak Erdoğan, “Bir Demet Mizah”; Fatma Tunç Yaşar, “Osmanlı mizah basınında yenilik: Kel başa şimşir tarak” yazılarını kaleme aldı. Emel Özkan, “Kırk Yıllık Kâni”; Ayşe Kaya, “Nüktedan Şehirlerin Muzip Sokakları”, Sema Babuşçu, “Tanrım, İçimdeki Coşkuyu Alma!” ve Ayça Örer, “Gülmek Bir İnsanlık Halidir” yazılarıyla Nihayet sayfalarında yer aldı. Eşyanın Hikâyesi’nde Mustafa Çiftci “Münevver’in Silgisi” yazısını kaleme alırken; Kayınbabamdan Bana Kalan’da Emine Ergül “Daktilo Tuşları” ve Yusuf Civelek “Büyümek: Çocukluk ve Şehir” yazılarını kaleme aldı.
Ayrıntılı bilgi ve iletişim için: [email protected]
Tel: 02125443333/4251