‘Bâbıâli Enderun Sohbetleri’ bu hafta müzisyen, sanat tarihçisi ve İstanbul araştırmacısı, öğretim görevlisi Haldun Hürel’i konuk etti. TRT Radyolarında bir yıl süresince her Pazar İstanbul, kültür, edebiyat üzerine hazırlanan “İstanbul Masalları” programında birlikte çalışan Mehmet Nuri Yardım, Hürel’e “Hafız-ı İstanbul” diye hitap ederek sunuma başladı. İkili aralarında tatlı mizah ve atıflar ile radyo günlerini yâd ettiler.
Merak etme kültürünün önemine dikkat çeken Haldun Hürel sözlerine şöyle başladı: “Aşk olmadan ne meşk oluyor ne de bu işlere koyulabilirsin. Yirmi sene her gün kaç çift ayakkabı eskittiğimi bilmiyorum. Her gün sokakları, sokak sokak gezdim. İşine âşık olacaksın.”
Mimar Sinan’ın en iyi dostu, arkadaşı olduğunu söyleyen Hürel, özellikle büyük tarihî yapıları tek başına gezip, onlarla hemhal olmaktan aldığı zevki dinleyicileri ile paylaştı. 1539’da mimarbaşı olan Sinan’ın, sokakların topografık yapısına uyum sağlayan dünya çapında bir mimar, bir dahi olduğuna ve eserlerine dikkatleri çekti. Tarihi Yarımada’nın, 15,6 kilometrekare ile şehrin en küçük ilçesi olduğunu ifade ederken, “Suriçi dünyanın en değerli tarih alanı, surlar Çin Seddi’nden önemlidir, tüm dünyanın kıskanacağı eşsiz bir açık hava müzesi olma şansı vardır.” dedi.
Osmanlı bir vakıf medeniyetidir
İstanbul’un en dar sokağının, Ortaköy Kuruçeşme’de Alaylı Sokak olduğu bilgisini paylaşırken, çıkmaz sokağın Osmanlı kültürüne has olduğunu belirtti. İstanbul’da kiliseden camiye dönüşen eser sayısının 21 olduğu, otuz iki kuş evi tespit ettiğini, en küçük caminin Edirnekapı Mezarlığı girişinde Akif Efendi Camii olduğu, en büyük caminin ise Süleymaniye olduğu paylaştığı bilgiler arasındaydı.
Haldun Hürel, İstanbul’un fethi, o dönemdeki eserler, farklılıklara duyulan saygı hakkındaki kıymetli bilgilerini de dinleyicilerle paylaştı.
Osmanlı’nın bir vakıf medeniyeti olduğuna dikkat çeken Hürel, günümüzde nüfus yoğunluğu, gürültü kirliliği, kültürel yozlaşmaya yönelik görüşlerini belirtirken, medeniyet inşa edebilmek için bireysel uygarlığın tesis edilmesine dikkat çekerek son sözlerini şu şekilde bağladı: “İstanbul bu yığılmayı müthiş cazibesi yüzünden yaptı. Bireysel çalışmalar, bizden olan nesle verdiklerimiz çok önemli. Eğitim küçükten başlar.”
Haldun Hürel, “Bir Sevmek, Bin Defa Ölmek Demekmiş” şarkısı ile efsane olan, “3 Hürel Kardeşler”den birisidir. Grup, Türkiye’de Batı müziği dalında ilk Altın Plak ödülüne lâyık görülmüştü. Buram buram tarih, kültür, sanat kokan toplantıyı hayranlıkla dinleyen misafirler, toplantı sonunda Haldun Hürel’e kitap imzalatıp, sorular yönelttiler.