Araştırmacı yazar Mehmet Kâmil Berse’nin genel yayın yönetmenliği’nde çıkan Şehir ve Kültür dergisinin birinci yılı dolayısıyla düzenlenen Babıali Sohbetleri'nde şehir kültürümüz ve mimarimiz konuşuldu. Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) tarafından tertip edilen sohbet toplantısı, 8 Ekim Perşembe günü Cağaloğlu’nda Timaş Kitapkahve’de gerçekleşti.
Programın açılışını yapan Mehmet Nuri Yardım, Mehmet Kâmil Berse’nin ömrünü kültürümüze, sanatımıza adadığını bir medeniyet tasavvuru etrafında kıymetli çalışmalar yaptığını söyledi. Şehir ve Kültür dergisinin büyük bir boşluğu doldurduğunu ifade eden Yardım, “Dergi ile eksiğimizi gördük. Ufuk açıcı yazılar yöneticilere de yol gösterdi. Ben Şehir ve Kültür dergisinin büyük hizmetlere vesile olacağını düşünüyorum.” dedi. Toplantının takdimini tarihçi Fatih Dinç yaptı. Dinç, Mehmet Kâmil Berse’nin hayat hikâyesini ve çalışmalarını anlattı.
Dersaadet Platformu Başkanı Mehmet Kâmil Berse, Şehir ve Kültür dergisinin kuruluş amacı ve yayımlanış hikâyesini anlatırken, “Şehir ve Kültür’den önce bir gazete düşüncemiz vardı. Sonra gazeteyi dergiye dönüştürdük.” dedi. Osmanlı’da görüşmelerde, sözleşmelerde doğru akitleşilsin diye akide şekeri dağıtıldığını hatırlatan Berse, “Bunun için biz de gelirken misafirlerimize akide şekeri ve lokum getirdik. Geleneklerimizi yaşatmalıyız. Bu arada bugün Babıâli Sohbetleri’nde 260 toplantı yapılıyor. Bu büyük bir başarıdır, ESKADER’in zaferidir.” dedi.
Dergiciliğin zahmetli bir iş olduğunu, hemen hemen bir çok kişinin okul yıllarında dergi çıkardığını hatırlatan Mehmet Kâmil Berse, “Dersaadet olarak zaman zaman yurtiçinde ve dışında bazı paneller ve sempozyumlar düzenliyoruz. Şehir ve Kültür de bu çalışmalar çerçevesinde ortaya çıktı. Çok değerli yazarlarımız var. Yazıları büyük bir ilgi ve sevgiyle okunuyor, dergimiz rağbet görüyor. İnşallah faydalı, hayırlı bir şekilde neşriyatına devam eder."
M. Kâmil Berse, özetle şunları söyledi: “Önce farklı bir alanda okuyuculara hitap etmek istedik. Sonra şehir ve mimari konularında bir boşluk olduğunu hissettik ve bu dergiyi çıkardık. Büyük Türk mütefekkirlerinden İsmail Gaspıralı der ki: ‘Milletin için ne yapmak istiyorsa, elinden gelenle başla.’ Biz de Dersaadet’i kurarak, Şehir ve Kültür’ü yayımlayarak başladık. Dergimizi inceleyen yazarlarımız, aydınlarımız bize eksikliklerimizi söylüyorlar, düzeltmeye çalışıyoruz. Dergimizde her ay yaklaşık 30 yazarın yazısı bir araya geliyor.
Mimaride eksikliklerimiz çok. Şehirlerimiz maalesef betonlara gömüyoruz. Hâlbuki şehirlerimiz, medeniyetimizin göstergesidir. Şehirler kültürleriyle var. Geleneksel yapılarımıza, akide şekerimize, mimarimize sahip çıkmalıyız. 8 bin yıllık İstanbul kültürü bizimdir. Bu kültüre sahip çıkmalıyız. Zira şehirler, kültürleriyle var. Estetik duygulardan yoksunuz. Estetik giyinmiyoruz, estetik bakmıyoruz, estetik düşünmüyoruz. Estetik binalarda oturmuyoruz. Estetik anlayışa sahip olmalıyız. İstanbul bilhassa Fatih yara alıyor, sahip çıkılması lâzım. İstanbul ismiyle değil, tarihiyle ve yaşanmışlığıyla var. 69 mahallesi olan bir şehri 24 mahalleye indiremezsiniz. Boğaziçi ve İstanbul silueti kayboluyor. Asıl İstanbul’a sahip çıkmak gerekiyor. İnşallah çalışmalarımızla bu konuda önemli mesafeler elde edilir.”
Osman Esgice haber verdi