Ersin Nazif Gürdoğan: Kutsal kültürle küresel kültür karşı karşıya

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Youtube kanalından canlı yayınlanan, Aykut Nasip Kelebek, Yunus Emre Özsaray ve Zafer Acar’ın sunumuyla gerçekleşen Edebiyat Sohbetleri’ne konuk olan Ersin Nazif Gürdoğan, “Öyle bir noktaya geldik ki Doğu da var Batı da var. Herkesin kendini ifade ettiği ve değerlerini ortaya koyduğu bir zamandayız” dedi.

Ersin Nazif Gürdoğan: Kutsal kültürle küresel kültür karşı karşıya

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Youtube kanalından canlı yayınlanan Edebiyat Sohbetleri’ne gazeteci yazar Ersin Nazif Gürdoğan konuk oldu. Mavera dergisi özelinde edebiyat dergiciliğinin konuşulduğu “Medeniyetsiz Edebiyat Olmaz” başlıklı programda Gürdoğan, Olağan Şiir Genel Yayın Yönetmeni Aykut Nasip KelebekOlağan Hikâye dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yunus Emre Özsaray ve Dil ve Edebiyat dergisi Yayın Yönetmeni Zafer Acar’ın sorularını cevapladı.

 

MAVERA BİR OKULDU

Mavera’nın edebiyat dünyamızda kendine oldukça geniş bir alan açtığını ifade ederek sözlerine başlayan Ersin Nazif Gürdoğan, Mavera’nın bir takım çalışması olduğunu belirtti ve şunları söyledi:  

Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat dergileri çok önemli çalışmalar yaptılar ve 20.yüzyılın ikinci yarısına damgalarını vurdular. Necip Fazıl Büyük Doğu’yu neredeyse tek başına çıkarmıştır. Diriliş’i çıkaran Sezai Karakoç da farklı mahlaslarla dergiyi doldurarak her şartta dergisini çıkarmıştır. Edebiyat dergisini çıkaran Nuri Pakdil de tek başına dergiyi omuzlamıştır. Mavera öyle değildir. Yedi kurucusu vardır. Orada herkes eşitler arasında birincidir. Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Akif İnan, Cahit Zarifoğlu ve diğer arkadaşlarımızın son sözü söylemek gibi bir iddiaları olmadı. Konular, yazılar hep birlikte seçildi. Her alana yer verildi. Çevre sorunları, teknoloji, senaryo, sinema, tiyatro, uluslararası ilişkiler, Afganistan savaşı gibi konular ele alındı. Okuldu; okuyucuları, yazarları ve Anadolu’yla bütünleşti. O yüzden çok okuru vardı. Zarifoğlu her mektup yazanla tek tek ilgilenirdi. Derginin çıktığı yıllar, sağ-sol çatışmasının doruk noktasında olduğu yıllardı. Ben ve Mavera’nın kurucuları 68 kuşağı. Amerikalıların yine işgal meselesinde çok ileri gittiği zamanlardı. Afganistan’ın acılarını anlatan edebiyat ürünleri dergide yer buldu. Nerede Türk veya İslam dünyasına dair bir sorun varsa Mavera onuna ilgilendi.”

 

SAVAŞ CEPHELERDEN ÇEKİLDİ

Mavera da dâhil işaret ettiği dergilerden hiçbirinin, Türkiye’nin karışık dönemlerinde gençleri sokaklara dökmediğine dikkat çeken Gürdoğan, Türkiye’nin sorunlarının medeniyet kavgası ekseninde ele alarak bunun silahla çözülemeyeceğinde hepsinin hemfikir olduğunu kaydetti. Medeniyetler savaşının geçmişten bu yana devam ettiğini ifade eden Gürdoğan, şunları söyledi:

“Duvarları, kapıları, sınırları olmayan küresel bir dünya var. Artık kültürel ve ekonomik sınırların özem kazandığı bir dünya bu. Güçle ve silahla sorunların çözülmediğini görüyoruz. Medeniyetler ve edebiyatlar savaşıyor. Öyle bir noktaya geldik ki Doğu da var Batı da var. Herkesin kendini ifade ettiği ve değerlerini ortaya koyduğu bir zamandayız. Bu dünyada güç ve savaş cephelerden uzaklaşarak edebiyata, sanata, okullara, sağlığa, kültüre kaymış durumda. Artık yumuşak/esnek güç, akıllı güç kavramlarından söz ediliyor. Bu güçler, edebiyatçıların, şairlerin, akademisyenlerin, bilim adamlarının gücüdür. Yeni Doğu-Batı savaşında kutsal kültürle küresel kültür karşı karşıya geliyor.”

YORUM EKLE