Nurettin Topçu, evinde yahut mesela Çamlıca’daki Tomruk Suyu’nun civarında talebeleriyle oturup sohbet ederken yer yer ilginç anekdotlara, mesellere, fıkralara da yer verir; onların zihinlerde açtığı yoldan ilerleyerek bir düşünce şölenine davet edermiş talebelerini.
Ali Birinci’nin Topçu’dan naklettiğine göre, bu fıkralardan birisi de şu: Efendim, Bektaşi’ye bir gün “gömleğinin yakası kirli, yıkasana” demişler. O da, “Kirlenir” demiş. “Bir daha yıkarsın” demişler, yine “Kirlenir” demiş. Bu sefer, “Kirlendikçe yıkarsın” demişler. Bunun üzerine sabrı tükenen Bektaşi, “Ya hu erenler insaf edin, biz bu dünyaya gömlek yakası yıkamağa mı geldik”, demiş.
Elbette merhumun “gömlek yakası yıkamak”tan kastı malum; Neşet Ertaş’ın “cahildim dünyanın rengine kandım” diye işaret ettiği şey, dünyaya, onun rengine, kokusuna aldanmak, ona hapsolmak, ondan gayrısını gör(e)memek… Ya da Nurettin Topçu’nun sözleriyle konuşursak “kendinin tufeylisi bir mahluk gibi kendi cevheriyle gıdalanmak”…
Kur’an ahlakıyla techiz edilmek
Topçu’ya göre her insanın, daha doğrusu insan olma yolundaki beşerlerin bir sorusu olmalı ve o soruya cevap bulma gayreti insanları bir fikre, bir aksiyona, bir harekete ulaştırmalıdır: “biz bu dünyaya niye geldik?” Bu soruyu düz “beşer” sormaz; bu soruyu, rahatsız olan, kendi konumunu yadırgayan, “mesuliyet davası”nı sahiplenen yani içinde Allah’a ve yarattıklarına karşı mesul olma fikri yeşeren, bu mesuliyet şuuruyla kendine çeki düzen-hareketlerine “sahicilik” katan yolcular sorar.
İnsan olma yolunun yolcuları. Istırap yoldaşı olur yolcunun bu yolculukta, çünkü bu dünya terazisi bu sıkleti kaldırmaz, çünkü rahat ve konfora batanlar-dünyanın rengine kananlar için bu yolcuların varlığı katlanıl(a)maz, görmeye dayanıl(a)maz bir durumdur; zira yol ve yolcu “hatra getirici”dir unutmak istediklerini, “ilahi kelamı” hayata davet ediştir bir bakıma.
Yol, peygamberlerin ve kâmil insanların yoludur. “Lâ ilâhe” ile başlayıp “illallah” ile biten ilahi kelama iman edenler, sürekli –Topçu’nun tabiriyle- “namütenahi”ye doğru aşkla hamle yaparlar. Namitenahiye giden yolun mensupları, kainatı, yaratılanları kavrama cehdiyle namütenahiye doğru aşkla hamle yaparlarken rehberleri ise Kur’an-ı Kerim’dir. Nurettin Topçu’nun ahlakçılığının temelinde de Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak, yani Kur’an ahlakıyla techiz edilmek yatmaktadır.
Bizler Fatiha Suresi’nde Rabbimizden sırat-ı müstakim ehli olmayı dilemekle, ilâhî ahlakla ahlaklanmayı da dilemiş oluyoruz. Peki yolda olmanın, ilahi ahlakla ahlaklanmayı dilemenin, Topçu gibi namütenahiye aşkla hareket etmenin icapları nelerdir? Bu gerekleri hayatımızın her safhasında yerine getirebiliyor muyuz?
TYB yine öncü oldu!
Tüm bunların ve daha fazlasının konuşulacağı bir program var bu haftasonu İstanbul’da. Hatırlarsanız 2009’un Kasım ayında bu sitede “bu ayıp bize yeter” diyerek Topçu’nun fikirlerinin, doğumunun 100. Yıldönümü olan 2009’da geniş çaplı etkinliklerle tartışılmadığını söylemiştik.
Bu çağrıya mı kulak verdi bilinmez ama Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi ve İstanbul Ticaret Odası bir güzel etkinliğe daha imza atıyor: Nurettin Topçu’ya ithafen “1. Türkiye Ahlak Şurası”… “Beyin fırtınası” tabiriyle nitelenen bu şura 16-17 Ocak tarihlerinde Sultanahmet’te kültür merkezimiz konumundaki Kızlarağası Medresesi’nde yapılacak.
Şuradaki ilk oturumlar, alanında etkin isimlerin katılımıyla, ayrı ayrı “İslam Ahlakı”nın ve “Nurettin Topçu’da Ahlak”ın konuşulacağı oturumlar olacak ve bu yerinde girizgahlardan ve temellendirmelerden sonra, ahlakın ekonomi, iletişim, eğitim, siyaset, çağdaşlık ve toplum üzerindeki rolü tartışılacak. Umarız bu şura hayırlara vesile olur ve bu ve buna benzer başka toplantılarda Nurettin Topçu’nun fikirleri layıkıyla tartışılır. En önemlisi de Topçu’nun fikirlerine baş aktör yaptığı “ahlak” hayatımızdaki yerini tekrar alır. İki günlük program şu şekilde:
Açılış
Tarih: 16.01.2010 Cumartesi
Yer: İTO Meclis Salonu
Saat: Kokteyl: 09.30–10.30
Konuşmalar: 10.30–12.30
Oturumlar
Tarih: 16.01.2010 Cumartesi - 17.01.2010 Pazar
Yer: TYB İstanbul Kültür Merkezi
(Kızlarağası Medresesi)
1. Gün :
1. Oturum
16.01.2010 Cumartesi 13.30 – 15.30
Nurettin Topçu’da Ahlak
Oturum Başkanı: Prof. Dr. İsmail Kara
Katılımcılar
Doç. Dr. Harun Anay
“Medeniyet Tartışmaları Bağlamında Nurettin Topçu'nun Batı Ahlak Düşüncesine Bakışı”
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kök
"Nurettin Topçu Felsefesi ve İsyan Ahlâkı"
Yrd. Doç. Dr. Levent Bayraktar
"Bir Düşünür ve Ahlakçı: Nurettin Topçu"
Prof. Dr. Ali Osman Gündoğan
"Topçu'nun Ahlâk Anlayışında Mesuliyet Hürriyet İlişkisi"
16.01.2010 Cumartesi 16.00 – 17.30
İslam Ahlakı
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Emin Işık
Katılımcılar
Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu
Prof. Dr. Ahmet N. Serinsu
Prof. Dr. Cafer Sadık Yaran
Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç
16.01.2010 Cumartesi 18.00 – 19.30
Çağdaşlık, Toplum ve Ahlak
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nazif Gürdoğan
Katılımcılar
Prof. Dr. Hayati Hökelekli
Prof. Dr. Hüseyin Sarıoğlu
Doç. Dr. Baran Dural
Kenan Alpay
2. Gün :
4. Oturum
17.01.2010 Pazar 10.30 – 12.00
İletişim ve Ahlak
Oturum Başkanı: İsrafil Kuralay
Katılımcılar
Prof. Dr. Naci Bostancı
Prof. Dr. Osman Özsoy
Yusuf Kaplan
Abdurrahman Dilipak
17.01.2010 Pazar 13.00 – 15.30
Ekonomi ve Ahlak
Oturum Başkanı: Mehmet Develioğlu
Katılımcılar
Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar
Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu
Prof. Dr. İsmail Özsoy
Doç. Dr. Mustafa Orçan
17.01.2010 Pazar 16.00 – 17.30
Siyaset ve Ahlak
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Sabri Orman
Katılımcılar
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram
Prof. Dr. Ahmet İnam
Doç. Dr. Ergün Yıldırım
Doç. Dr. Erkan Perşembe
17.01.2010 Pazar 18.00 – 19.30
Eğitim ve Ahlak
Oturum Başkanı: Erhan Erken
Katılımcılar
Prof. Dr. Necmeddin Tozlu
Prof. Dr. Turan Koç
Doç. Dr. Ramazan Yelken
Mehmet Emre Ayhan bildirdi
mehmet emre ayhan önemli haberler veriyor.zannederim kocav camiasından.dünya bizim farkı bu olmalı.Ömer Dinçer Hoca bir makalesinde Türkiye de dini hassasiyetleri olan gayretli insanların yöntemleri farklı olsada nihayetinde hizmet etmek için ittifak etmeleri gerektiğini yazmıştı.yöntemler farklı olsada hizmet etmek isteyen insanlar birlikte hareket edebilmeli.Nur talebesi kardeşler de ,Süleyman Efendi nin talebeleri de hatta Mahmut Efendi talebeleri de yazmalı.O zaman Dünya gerçekten bizim olur