https://www.ktpkitabevi.com/urun/devlet-adamlarina-nasihatler-nasyihl-vzer-9786055108397

Nasayihü'l-Vüzera: Devlet Adamlarına Nasihatler adlı kitap geçtğimiz aylarda Hece Yayınları arasından okuyucuları ile buluştu. Defterdar Sarı Mehmet Paşa tarafından kaleme alınan eseri, Dr. Yaşar Aydemir ve Dr. Güray Kırpık hazırlamış.

Defterdar Sarı Mehmet Paşa, 1655 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Devletin çeşitli kademelerinde görev alarak defterdarlık görevine kadar yükseldi. O dönem Osmanlı tarihine dair yazılan eserlerin okundukça yazarlarının hayırla yâd edilmesi, yazarı bir eser ortaya koyma noktasında harekete geçirdi. Bu eseri kaleme alarak ileride hem hayırla yâd edilmeyi hem de bu yüzden sevap kazanmayı umuyordu. Nitekim de öyle oldu. Bu kitap birçok defalar yayın hayatına kazandırılarak hem yazarın hatırlanmasına vesile olmuş hem de ta o günlerden günümüze ışık tutmuştur. Kitap dokuz kısa bölümden oluşuyor. Nasihatname, ayrıca siyasetname de diyebileceğimiz bu kitapta yazar, görüşlerini ayetler ve hadisler ile destekleyerek farklı ve güzel bir çalışma örneği ortaya koymuş. Yaşanan olaylara karşı hukuka uygunluk anlayışı ile yaklaşılması gerektiğinin belirtilmesi ise kitabın en dikkat çeken satırları arasında.

Devlet adamı nasıl olmalı ve nasıl davranmalıdır?

Devlet adamlarının neden bu görevlere talip olmaları gerektiği ve bu görevlerde nasıl davranmaları gerektiği vurgusunu yapan yazar, baki olmayan bu dünyada devlet ve makamdan maksat dünyevi lezzetleri ve şehvetleri tatmak değil, aksine güzel bir isim ve kalıcı eserler bırakmak olduğunu belirtiyor. Bu makamlara oturan kimseler kıymetli zamanlarını takva ve kanaat sahibi olarak mümkün olduğunca kendi nefislerini ve muhatap aldığı kesimleri ıslah etmeye çalışarak geçirmelidir. Gerek padişah olsun, gerek vezir, ya da vali, hâkim, polis veya asker olsun hallerini hukuka uydurmalı, adalet üzere hareket etmeye özen göstermelidirler.

Emanet öncelikle ehline verilmelidir. Çünkü yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Nisa Suresi 58. Ayetinde, “Şüphe yok ki Allah, emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emrediyor...” denilmektedir. Ayrıca yazar haramzade, hırsız ve katillerin cezasının ne ise uygulanması gerektiğini ve bu konuda müsamaha gösterilmemesini belirtiyor satır aralarında. Bütün bunları anlatırken cezaların uygulanmasında aceleci davranılmaması gerektiği de altı çizilen konular arasında. Ama devlet erkânı muhtaçların ihtiyaçlarını giderme konusunda acele etmelidir. Ayrıca bir devlet adamı dünyaya ait bir meselede kin gütmemeli bu konularda son derece bağışlayıcı olmalıdır.

Ayrıca bütün bunları yapan devlet adamları kendilerine şu üç soruyu sorarak nefislerini hesaba çekmelidir: “Bugün ben ne hata yaptım?”, “Hayır işlerden hangilerini ortaya koydum?” ve “Hayır amel yapmam gerekirken ölürsem ne haldeyim?”

Rüşvetten öte bela yoktur

Musibetlerin en büyüğü rüşvettir. Rüşvet öyle bir fesat kaynağıdır ki Müslümanlar için ondan daha öte bir bela, din ve devletin temelini yıkmaya sebep, ondan daha güçlü bir günah ve suç yoktur. Öyle bir iştir ki; faydadan tamamen uzak, zararı yaygın ve bulaşıcıdır diyen yazar, insaflı bir vezirin başka bir iyiliği olmasa bile sadece rüşvetten kaçınmasının bile yeterli olacağını belirtiyor.

Kitabı okurken, makamların Allah'ın rızasını kazanma yerleri olduğunu ve bu makamlara gelenlerin Allah'ın rızası için birbirleriyle yarıştıkları bir dünya hayal ediyorum. Makam araçlarının, lojmanların, imtiyazların olmadığı, tüm insanların eşit olduğu bir dünya. Sonra belediye otobüslerine bile garibanların değil de, belediye çalışanları ve yakınlarının, polislerin bedava bindiği aklıma gelince bu hayalimden vazgeçiyorum...

Bildik konuları içerdiği düşünülse de “Devlet Adamlarına Nasihatler” bildiklerimizi tazelemek adına okunabilecek bir kitap. Yazımı, Ebuzer Gıffari ile birkaç kişi arasında geçen bir konuşma ile son vermek istiyorum. Ebuzer Gıffari'ye sormuşlar, “Vali kimdir?” diye. Ebuzer Gıffari'nin cevabı ilginç olduğu kadar meseleyi her yönüyle açıklığa kavuşturacak cinsten: “Vali, halkından önce açıkan, halkından sonra doyan kimsedir.”

Şakir Gönülce yazdı