Öğretmen imama yenildi mi?
Karikatür görmüştüm: Her yerde camiler var. Bu camilerin arasında köhne kalmış bir ilkokul ve okulun tepesinde bir Türk bayrağı. Deniyor ki ey insanlar uyanın, okula sahip çıkmazsak her yer cami olacak. Ya da meşhur tartışma, Şerif Mardin’in ürettiği (ne kadar ona ait ve arkasında ne tür bir hesapsızlık var bunları da düşünmek lazım) mahalle baskısı. Orada diyor ki Mardin: “Öğretmen imama yenilmiştir.”
Burada bu tartışmalarla vakit kaybetmek istemem. Kavgaya başımı salmak gibi bir derdim de yok. Beş ay beş günümü yaşadığım Elazığ şehrinin simgelerinden İzzetpaşa Camii’nden haberdar etmek istiyorum.
Cumhuriyet döneminin zevkli camisi
Hâlâ hasretle yâd ettiğim o günlerden Elazığ’ın çarşısının uğradığım değişmez mekânlarından oldu bu cami ve cami merkezli oluşan müştemilat. Hani deriz ya, cumhuriyet dönemi camisi zevkten yoksundur diye. Ya da sadece ibadet için kullanılıyor diye… İşte bize bunun böyle olmadığının güzel örneğini veriyor İzzetpaşa Camii.
Sene 1975’tir. Bir grup gönüllü, şehrin merkezinde yer alan camiyi tadil ve tamir etmek için yola koyulurlar ve “İzzetpaşa Vakfı” diye bir vakıf kurarlar. Pek çoğu bugün sırlanan insanların hayırlı hareketleri bereketle devam ediyor.
Elazığ’ın dinamikleri
Elazığ’ın vefalı evladı şair Metin Önal Mengüşoğlu, Elazığ’da canım sıkılmasın, kendimi gurbette hissetmeyeyim diye bir sürü isim söyledi bana. Geçen sene Ramazan’ın ilk günü Elazığ’a doğru yollarda geçti. Garip bir duygu açıkçası. Gerek eğitim gerekse iş amaçlı gurbet yaşamış olan benim için Elazığ tecrübesi farklı bir anlam taşıyordu. Çok şükür bereketli vakit geçirdim o topraklarda. E, ne de olsa serde bir sürü dua vardı: Başta valide hanımın sonradan idrak ettiğim “Allah’ın duası olsun.” sözü ve Elazığ’ın mor dağlarına bir oğlunu sırlayan Necla teyzenin duası. (Kimdir diye merak eden Harput Şehrengizi’ni okusun bir zahmet.)
![]() |
Naci Onur |
Gardaş yabancı mısın?
Elazığ’da otobüsten indim. Yer bilmem, iz bilmem. Beni bekleyecek arkadaş da gelmemiş. Tam bir “Ne yapacağım ben şimdi?” hâli. Servis görevlisine soruyorum: Nereye? “Gardaş yabancıysan, İzzetpaşa Camisine kadar götürebiliriz seni.” İşte diyorum tanıdık bir isim. Gidebiliriz, dedim. Bindik servise. İndik caminin önünde ama caminin vakfında aradığımız Naciteyn’den Naci Onur Bey yoklar. Hayda! Al sana bir yalnızlık daha. Görüşmemiz 17 gün sonra oldu. Naciteyn’den ikincisi Naci Sönmez’i görmekse tam 100 gün sonra nasip olacaktı. Nasipsiz köy yok derler bizde, bilen bilir.
Aslen Erzincanlı olan İzzet Paşa 1866’da bir cami yapar şehre. Şair Harputlu Rahmi’de bu anı şöyle dillendirir şiirinde:
Geldi cevher gibi Rahmi kaleme bir tarih
Oldu dünyada eser cami-i İzzet Paşa”
Elazığ’ın merkez caddesinde şehre hâkim bir yerde duruyor cami. Malatya’dan gelip de Diyarbakır’a seyreden misafirleri selamlıyor.
Vakıf, halka hizmet ediyor
Ramazan’ın ilk günü bir öğlen namazı kılmak nasip oldu. Sonrasında müştemilatı da nasibimiz arasında yer aldı. Cami bir sıhhi banyoya sahip. Altında bir kuyumcular çarşısı. Caminin maddi masraflarını vakıf karşılıyor. Vakıf sadece caminin masraflarını karşılamıyor Elazığ’ın ihtiyaçlarına da yetişiyor. Bir sağlık ocağı kazandırmış mesela Elazığ’a. Harput’un tepesindeki Türk bayrağının da dikilmesine vesile olmuş. Bunlar vakfın sosyal boyutu. Bir de kültürel işleri var.
![]() |
Nazım Payam |
Bizim Külliye
Taşrada edebiyat faaliyetlerini yürütenlerin yakından bildiği bir isim var: Nazım Payam. Nazım hoca, emekli bir edebiyat öğretmeni. Emekli olunca Elazığ’a gelir ve bir dergi çıkarmak ister arkadaşlarıyla. Çeşitli görüşmeler yapılır yapılmasına ama elden bir şey gelmez. Akşama doğru “olumsuzluk” yüzlerinde belirir. Tam bu anda, Hızır-misâl insan Naci Onur imdada yetişir ve meseleyi vakıf başkanı Nihat Eriş Bey’e açmalarını ister. Nihat Bey’e mesele açılır ve Nihat Bey’den olur alınarak yer tahsis edilir. Bugün 41. sayısı çıkan bir “Bizim Külliye” dergisi var Elazığ’ın. Caminin karşısında kendine ait bir mekânı var. Ayrıca vakıf kültürel anlamda dergi yayımcılığının yanında kitap yayımcılığı da yapıyor. Harputlu Şair Hacı Hayri Bey yayımlarından biri.
Yurtları da var
Vakıf gecen sene hayırlı bir işe daha vesile oldu sosyal anlamda. Altınyunus Öğrenci Yurtları’nı faaliyete geçirdiler. Yurdun ilk açılış konferansını da Metin Önal Mengüşoğlu yaptı. Konusu, Mehmet Âkif’ten hareketle şehir bilinci üzerineydi.
Kimin Elazığ’a yolu düşerse İzzet Paşa Camii’ni ziyaret etsin, bir vakit namazı eda etsin. Vakıf merkezine uğrayıp Naci Onur Bey’in sıcak ve taze tatlısını yiyip çayıyla demlensin. Hemen karşı binaya geçip Bizim Külliye ekibiyle tanışsın, gönlünü de keyiflendirsin.
Zeki Dursun hayranlıkla yazdı.