Bir an olsun o acıyı unutmak ve paylaşmak, unuttukça ve de paylaştıkça hafifletmek arzusuyla bir evladın ardından onun hatırasını yaşatacak bir kitap: Bir Acı Hikâye… Gerçekten de acı bir hikâye… Halid Ziya Uşaklıgil, oğlu Halil Vedad’ın ölümüne giden süreci doğumundan itibaren neredeyse arada hiçbir boşluk bırakmadan anlatıyor. Kronolojik olarak ilerliyoruz ve kitabın her satırında Halid Ziya’nın babalık hassasiyetlerini, en keskin acılarını, en yoğun pişmanlıklarını okuyoruz. Baba, sıklıkla oğlunu ölüme götüren aşamaları keşke olmasaydı diyerek okuyucusuyla paylaşıyor ve bizleri kahrediyor. Sayfalarda bir babanın acı feryatlarını, bir babanın yüksek sesle boğulurcasına ağlayışlarını ve bir babanın arşa yükselen çığlıklarını işitiyorsunuz. Bu feryatlar, bu ağlayışlar ve çığlıklar çok yakından tanıdığımız birinden geliyormuş gibi, en sevdiğimiz acı çekiyormuş gibi içimize işliyor. Bu durum Halid Ziya’ya olan yakınlığımızdan mı yoksa onun etkili anlatımından mı kaynaklanıyor bilemiyorum.