Eyüp Sultan'dan Eminönü istikametine giderken veyahut Eminönü istikametinden Eyüp Sultan'a gelirken gördüğümüz, Balat civarında, sahile yakın bir konumda, iki yanından yol geçen bir cami bulunur. Şayet bu güzergahtan geçtiyseniz zannediyorum sizlerin de dikkatini çekmiştir. İlk bakışta tarihî hiçbir özelliği görünmeyen, mahallesi ile irtibatı kesilmiş, iki yolun ortasında üçgen bir ada gibi yapayalnız duran bu mabedin geçmişini öteden beri hep merak etmişimdir. 2020 senesinin son günlerinde burası ile yollarımız bilvesile kesişti. Mabedin ismi resmi kayıtlarda Yusuf Şücaeddin Anbarî Camii Şerifi olarak geçer. Rivayetlere göre ilk defa, ahşap malzemeden olarak, Fatih devri âlimlerinden Yusuf Şücaeddin Anbarî tarafından inşaa edilmiştir. Yusuf Şücaeddin Anbarî'nin hayatı hakkında fazlaca bir malumatımız bulunmuyor. Cami ile ilgili Hadikatü’l-Cevami’de, “Banisi Yusuf Şücaeddin Anbari’dir, merkadi namalumdur [kabri bilinmiyor]" denmektedir. Mâbed, Balat İskelesine yakın bir konumda olduğu için Balat İskele Camii olarak da bilinir. Hadikatü’l-Cevami’de de bu ismiyle geçer.