Cağaloğlu’nda Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi’nde düzenlenen, Bâbıâli Enderun Sohbetleri’nde bu hafta büyük Osmanlı Şeyhülislamı, hukukçusu ve müfessiri Mehmed Ebussuud Efendi yâd edildi. Mehmet Nuri Yardım’ın yönettiği toplantının konuşmacısı, Ebussuud Efendi hakkında makaleleri ve eserleri bulunan Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmed Akgündüz’dü.

Akgündüz, sözlerine Besmele ile başladı: “Muhterem büyüklerim ve kıymetli kardeşlerim. Öncelikle merhum Ergun Göze ağabeyimin Ebussuud Efendi Tefsiri’ni bir mülkünü satarak neşretmesine bağlı; ben de bir şey ilave edeyim. Yaklaşık otuz yıl üzerinde çalıştığım Osmanlı Tarih Ve Hukuk İstilâhları Kâmûsu’nu bundan bir yıl önce neşrettim. Daha sonra yirmi yıldır beşinci ve altıncı planda sürdürdüğüm ama hem ağır bir kalp hastası hem de ağır bir şeker hastası olmam hasebiyle belki Rabbime kavuşur, neşredemem diye Ebussuud Efendi fetvasını günde on beş saat çalıştım ve bitirdim. Tam bin sayfa. Bu zamana kadar yüze yakın çalışma yapılmış ama 1500 fetva varsa aralarından seçilerek yazılmış. Ebussuud büyük bir allame bana göre. Ebussuud ile alakalı en ciddi çalışma, Behlül Düzenli kardeşimizin hazırladığı Ebussuud’un hayatı ve fetvalarının tahlili ile alakalı eseridir. Osmanlı Araştırmaları Vakfı’nda biz bu eseri neşrettik. Peki, bizim çalışmamız ne, Ebussuud Efendi’yi, Ebusuud yapan bir çalışma bu. Bir defa bütün fetvalarını biz neşrettik, sadece Türkçe değil Arapça ve Farsça fetvalarını da neşrettik. İlaveten ikinci bir bölüm hazırladık. O bölümde Ebusuud’u, Ebussud yapan Kanuni Sultan Süleyman’ın istirhamı üzerine kaleme alınan veya büyük âlimlerle tartışma yaptığı bir kısım risaleleri, -Ben risaleleri günümüzün mastır ve doktora tezi olarak vasıflandırıyorum- de ilave ettik. Mesela en meşhuru bunlardan ‘Nakit para vakfı caiz mi değil mi?’ İmam Birgivi ile tartışmış. Ebussuud Efendi’nin görüşü kanun hâline getirilmiş daha sonra. Kanunname-i Osmani’lerde madde haline gelmiş. Ve asırlarca uygulanmış.”

Üç padişah dönemini yaşadı

Ebussuud Efendi’nin hayatını özetleyerek nakleden Akgündüz, onun büyük bir İslam allamesi cesur bir şeyhülislam olduğunu ifade ederken, Yavuz Sultan Selim’in son dönemlerinden itibaren haşmetli Osmanlı Devleti’nin şeyhülislamlığı görevine getirildiğini ve II. Selim döneminde de bu görevin devam ettiğini belirtti. Üç padişah döneminde uzun süre şeyhülislamlık gibi bir makama yükselen bir ilim adamı aynı zamanda müderris olan Ebusuud Efendi’nin önemine dikkatleri çekerken sözlerine şöyle devam etti:

“Büyük bir müfessir… Arap âlemi her eseri kabullenmez. Ebussuud Efendi’nin eseri bütün İslam âleminin temel dirayet tefsirleri arasında yer almıştır. İki türlü tefsir var. Dirayet tefsiri, rivayet tefsiri… Ebussuud Efendi bu büyük tefsiri kaleme aldığı zaman her cildi kendi el yazısı ile yazıp Kanuni Sultan Süleyman’a teslim etmiştir. Her seferinde maaşını yükseltmiştir. Ve dokuzuncu ciltte o kadar yükseltmiş ki artık şeyhülislam maaşı, sadrazam maaşının çok üstüne çıkmıştır. Bu İslam tarihinde ilktir. Türkiye’de hiçbir dönemde Diyanet İşleri Başkanı maaşı Başbakanın maaşına ulaşamaz ama orda ulaşmıştır. Ona tahsis edilen dirlik, arpalık hariç. Ebussuud Efendi’yi meşhur eden tefsiri değil verdiği fetvalardır. Fetvalarını kendisi kaleme almamıştır. Ama kendi el yazısı ile yazdığı risaleleri mevcuttur. Bunu kendi talebeleri derlemişlerdir. Bunlardan en önemli talebesi Veli Bin Yusuf’tur. Veli Bin Yusuf’un derlediği on üç nüshayı biz esas aldık.”

Fetva, hukuki yorum demektir

Genç hukukçuların dikkatini çekmek isteyen Akgündüz, fetva ile ilgili bilgileri şöyle aktardı: “Fetva, hukuki yorum demektir. Sorulan bir soruya verilen hukuki bir görüşü ifade eden bir cevap demek. Hâkimin kararı demek değil çok farklı bu. Osmanlı Devleti’nde fetvalar, birkaç kısma ayrılmaktadır. Bir sadece âlimi, allameyi bağlayan fetvalar; bir de onlardan soru soranları isterse bağlayan fetvalar var. İkinci grup ise normal müftülerin verdiği fetvalardır. Yargıtay Osmanlı Devleti’nde kazaskerlerdir. Yargıtay iki kısımdır. Bunlardan birisi istinat mahkemeleridir. İstinat mahkemeleri Mevleviyet kadılıklarıdır. İkinci bir fetva şekli vardır ki, ona biz Fetva-yı Şerife diyoruz. Yani değerli fetva, şeyhülislamların verdiği fetvadır. Şeyhülislamlar hiçbir zaman -Tanzimat dönemlerine, II. Mahmud devrine kadar- Bakanlar Kurulu’na dâhil değildir. Anayasa Mahkemesi Başkanı statüsündedirler. Şeyhülislam fetva verdiği zaman artık o Padişah başta olmak üzere bütün Müslümanları bağlar. Bir üst fetva daha vardır ki Padişah, Şeyhülislamın verdiği fetvayı kabul edip, ‘Bu bir kanundur.’ derse o zaman bütün Müslümanları bağlar. Ebussuud’un bu fetvalarından, 1500 fetva içinden, yaklaşık yüz ellisi padişah tarafından tüm Müslümanları bağlayan kanun hâline getirilmiştir. Nakit para vakfıyla ilgili verdiği fetva bunlardan biridir. Maruzat denilen kitapta toplanmıştır bu fetvalar. Hukuk için kıymetli olan, her biri bugünki doktora mastır konusu olan risaleleridir.”

“Hakkın hatırı hiç bir hatıra feda edilmez”

Prof. Dr. Akgündüz gerçek bir ilim adamının nasıl olması gerektiği ile ilgili anlamlı bir paylaşımda da bulundu: “Ebusuud Efendi para vakfını caiz görmeyen Birgivi Efendi’ye karşı;  kendisi önce Rumeli Kazaskeri iken fetva veriyor. Daha sonra da Şeyhülislam olunca o fetvasını kesinleştiriyor. Ve Kanuni Sultan Süleyman onu kanun haline getiriyor. Böyle olunca İmam Birgivi de caiz görmeyenlerden ve müthiş bir risale kaleme alıyor: Para Vakfıının Caiz Olmadığıyla Alakalı Keskin Kılıç. İmam Birgivi’ye diyorlar ki: ‘Sen Şeyhülislama muhalefet ediyorsun, Padişah tasdik etmiş kanuna karşı çıkıyorsun. Artık ya ölümünü ya sürgününü ya hapsini bekle.’ Cevap çok tatlı, ilim adamı böyle olmalı, zira hakkın hatırı âlidir hiçbir hatıra feda edilmez. Cevabı şöyle: ‘Yahu siz niye dert ediyorsunuz ki, eğer beni katlederlerse şehadettir. Sürgün ederlerse gurbettir. Peygamberimiz gariplere ne mutlu diyor. Hapse sokarlarsa uzlettir. O da zaten ibadettir.’ Yani böyle tartışmışlar, efendice…”

Ebusuud Efendi’nin iyi bir kelamcı olduğuna da değinen Akgündüz, tarihçilerin İslam hukuku bilmedikleri için büyük hatalar yaptıklarına değindi. Ebussuud’u anlamadan Osmanlı tarihini yorumlamanın mümkün olmadığını ifade etti. Öşür Risalesi’nin önemi hakkında bilgiler paylaştı.

Yeni Dünya Vakfı Başkanı Mahmut Göksu, Başkan Yardımcısı Mustafa Üçüncü, Fırat Kızıltuğ, Mehmet Cemal Çiftçigüzeli olmak üzere kültür sanat dünyasından bir çok ismin ilgiyle takip ettikleri toplantıya, çok sayıda kıymetli akademisyen, yayıncı ve yazar katıldı. Gençlerin ilgisi de çok büyüktü. Konukların sorularını cevaplandıran ve birebir tüm misafirler ile ilgilenen Akgündüz’ün hatıra fotoğraf çekimi ve kitaplarını imzalamasının ardından toplantı sona erdi.