Siyonizm karşıtı Yahudilerin kurduğu "Neturei Karta International-Jews United Against Zionism" isimli kuruluşun yöneticisi Haham Yisroel Dovid Weiss, Medeniyet Üniversitesi Rektörlüğü ve Uluslararası Kudüs ve Filistin Araştırma Birimi'nin düzenlediği konferansta üniversitenin misafiri oldu. Rektör Prof. Dr. M. İhsan Karaman’ın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği etkinlikte Uluslararası Kudüs ve Filistin Araştırma Birimi Müdürü Prof. Dr. Berdal Aral Hoca, Haham Yisroel Dovid Weiss’e eşlik etti.
Konferans öncesinde bir açıklama yapan Rektör Prof. Dr. İhsan Karaman, 1947 yılında illegal ve terör üzerinden kurulan İsrail devletinin o günden bu yana Orta Doğu'da barış ve huzuru bitirdiğini söyledi.
Filistin ve Kudüs sorununda vicdan sahibi herkesin aynı fikirde olduğunu belirten Rektör, "Yalnız bunun karşısında olan, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını dinlemeyen terör devleti İsrail ve onun arkasında duran ABD. Olumsuz şartlara rağmen gerek medya gerek akademi gerek toplum ve devletler olarak halkı davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Kamuoyunda bu konuyu sürekli gündemde tutacağız." dedi.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi olarak üzerlerine düşenleri gerçekleştirmek için yakın tarihte "Kudüs ve Filistin Araştırmaları Merkezi" adında bir merkez kurdukları bilgisini paylaşan rektör, şunları anlattı: "Çeşitli çalışmalarda bulunuyoruz. Bugün de ABD'den gelen Yahudi Haham Yisroel Dovid Weiss’i ağırlıyoruz. Ayrıca bugün gazeteci Bora Bayraktar'ın kişisel arşivinden seçtiğimiz bir Filistin ve Kudüs konulu fotoğraf sergisini de açtık. Bu tür faaliyetlerle Kudüs ve Filistin sevdamızı, Filistin davamızı sürekli gündemde tutmak ve bundan haberi olmayan gençlerimize bu mesajı iletmek zorundayız.
Filistin halkının yarısı göçe zorlandı
Amerika'da Hristiyan bir ailenin ferdi olan Rachel Corrie, Siyonizme Karşı Yahudiler Birliği'ni temsil eden Musevi bir Haham ve biz Müslüman Türkler, hep bir ağızdan aynı gerçeği siyonist İsrail devletine haykırıyoruz; 'Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.' Tıpkı Davos'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi. Ayrı dinler ve hayatlardan gelen bu insanları Al-i İmran Suresi'nde ifade edilen ortak bir sözde bir araya getiren nedir? Fıtrat, vicdan, merhamet, barış ve esenlik hasreti... O halde yılmadan mücadeleye devam. Hakk'ı ve hakikati söylemeye devam ederek bir gün özgür Kudüs ve Filistin hedefimize kavuşacağız. Filistin davamız, Kudüs sevdamız."
Gerek konferans gerekse basın mensuplarına verdiği mülakatlar esnasında önemli açıklamalar yapan Haham Yisroel Dovid Weiss, 1948'de Filistin nüfusunun yarısından fazlasının zorunlu göçe tabi tutulması ve İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesinin (Nakba) 70. yılında, Filistin davasına dikkati çekmek için yola çıktığını hatırlatarak, İstanbul'daki temaslarının ardından Filistin'e gideceğini söyledi.
Filistin davasının karışık ve kapsamlı bir konu olduğunu vurgulayan Weiss, sözlerine şöyle devam etti: "14 Mayıs 1948, İsrail devletinin kurulduğu gün, yani Nakba, insanlık adına son derece hayırsız oldu ve büyük felaket getirdi. Bu meselenin, entelektüeller tarafından mutlaka okunması ve araştırılması gerekiyor. Siyonist ideoloji İsrail devletinin temel dayanağı ve İsrail devletinin kuruluşu ile ilgili çok ciddi sorular var. İsrail devleti, Filistin halkına çok büyük zulüm yapıyor. Gazze'de büyük ve korkunç bir abluka var ve ne yazık ki, insanlık buna hissiz kalıyor. Bu çatışmanın çok büyük bir sorun olduğunu görmek ve anlamak zorundayız. Bunu birileri din savaşı gibi göstermeye çalışıyor. Bunun din ile hiçbir alakası yok. Mesele dinler arası bir çatışma falan değil, böyle bir şey yok."
Yahudiler, Allah'a, Filistin'e geri dönmeme sözü vermişti
Weiss, geçek Yahudilikle hiçbir alakası olmayan, ırkçı, faşist ve zalim bir devlet olan siyonist İsrail ile mücadele etmenin insanlık için zorunlu hale geldiğini dile getirdi. Dünya kamuoyuna Yahudilik gerçeğinin anlatılması gerektiğinin altını çizen Weiss, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yahudi devleti olduğunu iddia eden İsrail, ki ben bu devleti kabul etmiyorum, Allah'ın zayıf olduğunu varsayıyor. 'Allah, Yahudileri koruyamaz, o zaman biz devlet kurarak kendimizi koruyalım.' Bu ise gerçek Yahudilikte Allah'ı inkâr eden, Allah'a karşı olan bir anlayış. İnsanı yaratan ve onu koruyan Allah'tır. Bazıları onu peygamber olarak görmüyor ama Kral Süleyman tapınağın yıkılacağını söylüyor. Bu bir peygamber ön görüsüdür. Ayrıca Allah da Tevrat'ta açık açık tapınak yıkıldıktan sonra insanların dünyanın her yerine dağılacağını söylüyor. Yahudilerden Filistin'e toplu olarak dönmeyeceklerine dair söz alıyor. Yaşadığımız topraklar neresi olursa olsun orada yaşayanlarla birlikte, barışık yaşamak zorundayız."
Allah’ın iradesini yok sayamayız
Weiss, Yahudilerin Allah tarafından sürgün cezasına çarptırıldıklarını, siyonist İsrail’in işlediği zulümlerden dolayı yeni bir sürgün cezasına çarptırılabileceklerini kaydederek şu ifadeleri kullandı: "Allah'ın iradesini yok sayarak sürgün cezasını kaldıramayız. 2 bin yıl boyunca Yahudiler hiçbir zaman devlet kurma girişiminde bulunmadılar. Çünkü Allah ile yaptıkları bir sözleşme vardı. Yahudiler, İspanya gibi bazı yerlerde güçlü hale gelmişlerdi. Buna rağmen devlet kurmaya kalkışmadılar. Allah'a sözleri vardı. Bu sadece Filistin ile ilgili bir şey değil, dünyanın hiçbir coğrafyasında devlet kurma hakkına sahip değil. Hiç kimsenin yaşamadığı bir toprak parçasına bile Yahudiler gidip devlet kuramaz. Çünkü onlara devlet kurmak yasaklandı. Siyonistler bütün bu tanrısal yasaları yok sayarak devlet kurdu. Daha da kötüsü devlet kurdukları yerlerde başka insanlar yaşıyordu. Orada yaşayan insanlara her türlü katliamı, baskıyı yaptılar. Irkçılık yaptılar. Baskı ve zulüm uygulamaya başladılar. Bu tam anlamıyla bir vefasızlık örneğidir. İslam dünyası her zaman Yahudilere kapılarını açmış, dinlerini yaşamalarını sağlamıştır. Engizisyona maruz kaldığımız ya da Haçlı Seferleri sırasında katliama uğradığımız zaman yine Yahudilere en çok sahip çıkan Müslümanlar olmuştur. Dolayısıyla Osmanlılara sığınmış ve yüz yıllarca yaşamışlardır."
Yürüyüş düzenledikleri için İsrail tarafından baskı ve zulme uğradıklarını aktaran Weiss, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz sonuna kadar Filistin halkının yanındayız. Allah'tan diliyoruz; siyonist devleti bir an önce tarih sayfasından silinsin, yok olup gitsin. Biz istiyoruz ki Filistin halkı, kendi topraklarında, kendi devletini kurarak sonsuza kadar özgür yaşasın. Yahudiler olarak biz de diğer insanlarla barış içinde yaşamak istiyoruz. Bir de şunun mutlaka bilinmesini istiyoruz. İsrail'de gerçek Yahudilere karşı korkunç bir baskı ve zulüm var. Dünya basınının bunları gündeme taşıması ve İsrail'e 'dur' demesi gerekiyor."