1858 yılında yaşanan büyük depremde yıkılana kadar, Korintos şehri Yunan coğrafyasının en önemli kentlerinden biriydi. Özellikle Antik Yunan döneminde en önemli zengin şehir devletlerinden ve ticaret merkezlerinden biri olarak kabul ediliyordu. Korintos'ta ilk iskâna milattan önce 5 binli yıllarda rastlanıyor. Antik Yunan ve Roma döneminden kalan alâmetler, şehrin içinde bugün hâlâ net şekilde görülebiliyor.

Klasik Yunan binalarından biri olan Apollon Tapınağı kısmen de olsa halen ayakta ve binlerce yıl öncesinden emareler taşıyor.

Evleri, ticaret merkezleri, hamamları ile bu agora arkeolojik bölgesi, tarihe ayna tutan en önemli meydanlardan biri. Hıristiyan dünyasında önemli bir yere sahip olan Aziz Pavlos'un, Korintliler'e yazdığı mektubun da burada okunduğuna inanılıyor. Bu sebeple bölgenin dinî turizm açısından da büyük bir önemi bulunuyor. Bugün hâlâ izlerine rastlanan Leheos yolu ise, meydanı Korint limanına bağlayan ticaretin can damarı bir güzergâh olarak biliniyor. Sadece 7 sütunu ayakta kalabilen Apollon Tapınağı ve Agora'nın hemen yanıbaşında bulunan tiyatronun 18 bin kişi kapasitesine sahip olması, bölgenin tarih içerisindeki önemine dikkat çekiyor.

Korintos şehri Osmanlı döneminde de önemli bir ticaret merkezi olma özelliğini sürdürdü. Uzun yıllar boyunca Osmanlı hâkimiyetinde kalan Korintos'ta o dönemden kalma izlere rastlamak mümkündür. Yıkılmak üzere olan tekke, Yunan Kültür Bakanlığı'nın restore müsaadesi vermesini bekliyor. Onarım yapılmazsa, Türk-İslam medeniyetinden Korintos'a kalan son tekke de yıkılıp gidecek. Hacı Mustafa Paşa tarafından inşa edilen ve kendi adını taşıyan çeşme, yapılışından asırlar sonra bugün bile temiz içme suyu sağlamaya devam ediyor.

Şehre tepeden bakan Korintos Kalesi ise Franklar, Yunanlar ve Türkler tarafından kullanılan, Mora yarımadasının en büyük kalesi olarak biliniyor.

Görkemli geçmişinin aksine bugün küçük bir köy görünümüne sahip olan Korinthos, tarihî ve tabii zenginlikleri ile ziyaretçilerini ağırlıyor.

 

 

Derya Köseoğlu haber verdi