Bazı güzel vardır ki perçemini hemen açık etmez, vaktini bekler. Mahremdir onun için yaşamak. Böyle, perçeminden can oluşunun sızmadığı ya da zor sızdığı zevat-ı muhterem ya da muhtereme ile pek çok tesadüf ettim. Şükrüm Allah’adır.
Kimi mekân olarak bekletti beni, kimi zaman olarak. Bir kere insana beklemek nasipse, sabır zırhını giymeli insan ve kader ırmağına sırtüstü uzanmalı. El-an bu derdin keyfindeyim. Hayrola inşallah.
Sadi Baba okuyan ve tefekkür eden bir derviş
Bu güzellerden biri de bir Ankara ferahlaması sonrasında kaderin tesadüflerinden Udî Emrah Çümendir Bey vesilesiyle tanıdığım Palulu Sadi Özen Efendi oldu. Emrah Bey’in halindeki musikinin sağladığı inceliğin meğer asıl kaynağı Sadi Efendi’ymiş. Gel zaman, git zaman Efendi perçemini açmadı. “Ya hu Allah’ın mekirleri boldur” derler ya, bu kadarına “hay, hay, hayr et” denir.
Hoş, sen Elaziz’de altı aya yakın kal, mübarek ber-hayat olsun, etrafındaki canlardan haberdar ol ama perçemini/mahremini benden sırla. Ah güzel Efendi, Hak Teala neler niyaz eder de biz göremeyiz. Seneler sonra perçemini bize açtın ve halinden haberdar kıldın beni.
Sadi Efendi, Palu’nun Şeyhpiran köyünden. Vazifesi yetmiş dört dünya yılı. Sadi Baba, 1938 yılında Elazığ’da doğuyor. Kadiri tarikatı şeyhlerinden Palulu Mehmet Baba’nın oğlu. Sadi Baba ehl-i tarik olarak, elini eteğini dünyadan çeken bir derviş değildir. Okuyan ve tefekkür eden bir derviştir. Fotoğrafıyla tesadüf ettim: Uzun saç, bakışı derin ve heybetli. Küskünlerin düşmanı, iş bulmayanların helal yoldan iş kapısı bulması için yoldaşı, fakir fukaranın haldaşı…
Ankalar ve Kargalar adlı bir de kitabı var
Sadi Baba, mübarek gecelerin sonunda cemaati uğurlarken “bu gece evinize gidin, ibadetinize devam edin, hanımlarınızla da gavga etmeyin, yarın zaten gavga edersiz” diyendir. Çocukların Kur’an hocası.
Kütüphanesinde ciltler dolusu tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf, tarih kitapları, güncel düşünce kitapları, sosyolojik, tarihî, edebî, siyasi ve daha neler neler... Batı klasiklerinden haberdar bir sufi.
Meşreben Kadiri… Ankalar ve Kargalar adlı eseriyle tekamül noktasında sahih tasavvuf anlayışını ortaya koymuş. Eser de yerini aldı bile kütüphanemde. Arada nefeslenmek için sığınağımız olur. Eserinde affolunmanın ayrı, razı olunmanın ayrı olduğunu söyleyen Sadi Özen, Ankaları tanıyanın kargaların peşine takılamayacağını de ekler… Yine, İslam tasavvufunu diğerlerinden ayıran değer ölçüsünün Kitap ve Sünnet olduğunu da belirtir.
Ümmetin derdine koşan adam Sadi Baba’nın derdi de tam yerinden gelir. Ciğerlerinden sıkıntılı günler başlar. Bir şubat günü sevdiğine vuslat eder. Allah rahmet eyleye…
Arda Şeker, edeple yazdı