'Şehitlik bu yöndeki son istasyonumuzdur!'

Metrobüse inerken Şehitlik’in içinden hızlıca geçiyorsun, orada neler var dikkatli baktın mı? Fatiha okudun mu?

'Şehitlik bu yöndeki son istasyonumuzdur!'

İstanbul Edirnekapı’da, geçmişi İstanbul’un Fethi’ne uzanan Şehitlik’te, sayısız muharebede şehit düşen on binlerin yattığını biliriz. Ancak, kah metrobüse koşarken kah tramvaya yetişmeye çalışırken, Şehitlik, koşturmacanın arasında yalnız bir durağın adı olarak kalır.Şehitlik

Şehitlik bu yöndeki son istasyonumuzdur

Gelip geçenlere, Balkan ve Çanakkale savaşlarında şehit düşmüş 13,000 Osmanlı neferinin burada yattığını söylesek acaba zaman zaman olsun durup bir Fatiha okumalarına vesile olabilir miyiz acaba? Mezar kitabelerinin dışında, bizi ihtirama sevk edecek bir işarete şahit olamasak da, durağın adı olsun, ‘Şehitlik’tir işte… Bir de o duraktan metrobüs yoluna inerken her birinde yirmi şehitin isimlerinin yazdığı dev kitabeler selamlar sizi.

Hatta bakmayın siz, düne kadar metro hattında orası son durakken, tren geldiğinde bangır bangır anons duyulurdu: “Sayın Yolcularımız! Şehitlik, bu yöndeki son istasyonumuzdur!” Doğrusu, şehadete verdiği önemi, halkına böylesi ince bir taktikle anlattığını umut etsek de öyle bir derdinin olmadığını maalesef bildiğimiz belediye, tren yolunu uzatınca bu güzel anonsa da son vermiş oldu. Her halükârda Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından cihan harbine iştirak etmiş dostların mekânıdır Şehitlik.

Şehitlik

Şehitlik içerisinde çok farklı yerlerden isimler var, hemen hemen bütün Anadolu’dan… Kaytan bıyıklı amcalar dikkat ettiklerinde kendi memleketlerini gururla gösterirler: “Bak Osman, mübarek de Sivaslıymış!” Hatta biraz alıcı gözle baktığınızda, şehitler arasında Haleplileri, İdliplileri, Üsküplüleri dahi okuyabilirsiniz.

Dostlarımızın mekânıdır şehitlik

Şehitlik

İstanbul’un bağrındaki bu şehitlikte yatan sayısız şüheda arasında dört isim var ki, onların şehit düştükleri yer diğerleri gibi yine Çanakkale olmuş olsa da, geldikleri yer bambaşka… Üç kutlu kentten biri, ilk kıblegâhımız, Kudüs: Hüseyin oğlu Davut, Ahmet oğlu Bedir, Çayır oğlu Muslih ve yalnız babasının ismi bilinen Salihoğlu… İşte bu dört Kudüslü de Çanakkale’de cihat edip ve şehit olup kendilerini payitahtın göğsüne saklayanlardan. Yolun hemen diğer tarafında Mavi Marmara şehitlerinin yattığını düşündüğümüzde, Çanakkale ile Mavi Marmara arasında ister istemez bir bağ kuruyorsunuz.

Şehitlik

Her gelip geçişte, bir koşturmacaya tutulmuş olsak da, ümmetin ortak dertlerini İstanbul’un kalbinde bize fısıldayanlar hatırlanmayı hak etmiyorlar mı? Çanakkale’den, İstanbul için Kudüs; Mavi Marmara’dan, Kudüs için İstanbul, az ötede şehit Cevdet ve Necdet Ağabeyler… Dedik ya, dostların mekânıdır şehitlik…

Yunus Çolak geçip gitmedi, etrafına baktı ve gördü

YORUM EKLE