Son günlerde adı fişleme listelerinde geçen, yeni bir kaos planı için –tıpkı 80’li yıllarda olduğu gibi- seçilen şehir Çorum’u tanıma fırsatı buldum. Dört güzel yılım geçti burada.
Çorum’a 2003 yılında geldim. Gelmeden önce Çorum ile ilgili söylenen sözlerden en ilginci hangisiydi? Çorum’un leblebisinin meşhur olduğunu zaten biliyordum; ancak bir şu “Senin yaptığını Çorumlu yapmaz” sözü vardı ki, sormayın gitsin…
Kim niye söylemiş, bir sürü masalı vardır bu sözün…
Ama ne de yalan bir sözmüş…
Çağın büyük âlimlerinden Bediüzzaman; “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır” der. Yani, insan görmek istediği gibi bakar olaylara, nesnelere, eşyaya yahut kâinata…
Öyle ya önce bakışlarımızda, görmelerimizde problem var demek ki…
Görme problemi düzeltilmeden de olaylara yahut kâinata bakıştaki sakatlık da düzeltilemez.
Görme sorunu yaşayan alıcılarımızın ayarıyla oynayalım mı? Kesinlikle, oynamalı ve görüntüyü net konuma getirinceye değin de kurcalamalıyız…
Efendiler Efendisi Hazreti Muhammed (aleyhisselatüvesselam) yanında sahabelerle, can dostlarıyla beraber yürümektedir. Yolun kenarında bir köpek ölüsü görürler. Köpek leşinden fena kokular yükselmektedir. Koku o kadar keskindir ki sahabe efendilerimiz burunlarını tutarak adımlarını hızlandırmak ister, ancak Efendiler Efendisi Hazreti Muhammed’in tebessüm ederek şu sözleri söylemesi yeterlidir: “Baksanıza, ne kadar da güzel dişleri varmış”
Evet, güzellik bizim görebilmemizde gizli…
Gelelim şu Çorumlu vatandaşın yaptığına… Neden böyle derler, mevzusuna uzun uzadıya girmek değil kastım…
Bir de Alevi-Sünni ayrımı ile adını duyurmuş Çorum. Özellikle 80 olaylarında birçok kıyım meydana gelmiş. Gerek Alevi kardeşlerimizin gerekse de Sünni kardeşlerimizin bir birinin canına malına kastetmesi aklın alacağı cinsten bir olgu değil…
Zaten o günlere şahit olanların dile getirdiği de olayları dışardan gelen bölücülerin provoke ettiği, milleti bir birine düşürdüğü yolundadır…
Peki, neden Çorum ile Çorumlu ile uğraşmakta hainler?
Geçen gün dinlediğim bir konferans sayesinde bunu biraz daha iyi anlamış oldum, sanırım.
Evet, Çorum’un bir Ulu Camisi var, değil mi?
Normalde Cuma günleri ya da bayramlarda alışık olduğumuz kalabalık cemaate, biz, Allah’ın hemen her günü rastlarız…
Öğle namazı için yolu Ulu Cami’ye düşenler bizim gibi şaşıracaktı; çünkü vakit namazında bu kadar cemaate sahip ikinci bir cami yok gibidir Türkiye’de…
Sabah namazında caminin yarıdan fazlasının dolu olduğu iki bilemedin üç cami vardır Türkiye’de. Bunlardan biri Eyüp Sultan’dır. Onun da dolma sebebi içinde yatan Kutlu Zat…
Ya Ulu Cami neden dolmaktadır???
İşte, bu milletin, mert Çorum’un ve Çorumlunun maneviyatını gören, Hakka yakınlığını gören kara düşünceli kan tüccarları bu sebepten Alevi kardeşimiz ile Sünni kardeşimizi bir birine düşürmektedir… Çorum hakkında türlü fitneleri bu sebepten yaymaktadır…
Bu güzel tablo karşısında kinleri had safhaya çıkan vicdansızlar, nasıl oldu da bu denli maneviyatı muhkem olarak kaldı Çorum, der…
Ey Çorumlu! Sakın ola oyuna gelme!
Dışardan seni kötü bildirmeye çalışan şeref yoksunu insanların oyunları elbet bir gün bozulur…
Hem bak ne diyor şair:
“Gün doğmuş gün batmış, ebed bizimdir”
Yılmaz YILMAZ, geçmiş zamanları andı.
her öğle bir cenazenin olduğunu ben görmedim. evet, illaki cenazenin olduğu öğleler olmuştur. kıldığım on öğle namazından sadece birinde cenazeye rastladım. çok karamsar olmamak lazım...
ben çorum'da manevi bir bereket olduğuna inanıyorum. siz bir çorumlu olrak tam da göbekten bir yorum yapıp şehrinizin öyle olmadığını söyleyebilirsiniz azizim, lakin benim çorumum böyle işte!