Tokat, tarihi süreçte sınırları içinde yaşamış olan rol modelleri, onların geriye bıraktığı eserleri, hem de topyekün oluşturduğu hava ile medeniyetimizin örnek şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Elif Bayır’ın kaleminden Tokat’ı anlatarak, Tokat’ta doğmuş-yaşamış büyük isimleri tekrar gündeme taşıyarak, kültürel anlamda markalaşmış bir Tokat görme hayâlimize tüm okurlarımızı ortak ediyoruz. İyi ve kaliteli bir organizasyonla, hemen olmasa bile beş-on sene içerisinde, tüm dünyada İbn-i Kemal ile anılan, Mustafa Necati Sepetçioğlu ile anılan bir Tokat çok uzak değil, buna inanıyoruz. Bu yazıların gerekçesi için tıklayınız: //www.dunyabizim.com/sehirlerin-ruhu/18603/dunya-bizim-marka-sehirler-uzerine-dusunmeye-davet-ediyor . Dünya Bizim
Büyük şehirlerin modernizmle, ışıltılarıyla markalaştığına inanılırken, taşra şehirleri modenizmden olabildiğince uzak ve kendi içlerinde parlayan değerleriyle Anadolu’yu Anadolu yapmaya devam ediyorlar hâlâ. Anadolu şehirleri, mirasçısı oldukları tarihin, üzerlerinde yaşamış âlimlerin, dervişlerin, onlardan yolu geçen gezginlerin izleriyle hâlâ bir köşe başında karşılaştırabilirler sizi.
Şimdilerde her yanı zambak çiçekleriyle aydınlanmış böyle bir taşra kentinden açalım öyleyse; Bizans zamanında Komana, Selçukluların Dar’ün Nusret yani Zafer Diyarı diye adlandırdıkları günümüzün Tokat şehrinden konuşalım. Anadolu tarihinde, çok gidenlerin durup dinlendiği, kervansaraylarıyla gezgin hikâyelerinin, uzak diyarlara ulaşacak haberlerin, kültürün ve sanatın yolunun düştüğü bir geçiş şehri olmuştur Tokat. Her gidenin heybesine de kendi âlimlerinden, evliyalarından ve dervişlerinden hikâyeler koymuştur.
Peki, kimlerin hikâyeleri, nasihatleri, kahramanlıkları taşınmıştır Tokat’tan başka diyarlara? İbn-i Kemal’in, Molla Hüsrev hazretlerinin sözleri Tokat’tan yola çıkıp ulaşmıştır Anadolu’nun başka diyarlarına. Gazi Osman Paşa’nın kahramanlıklarıyla, Cahit Külebi’nin mısralarıyla, Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun romanlarıyla ayakta kalmıştır Tokat, âlimleriyle ayakta kalan diğer Anadolu şehirleri gibi.
Gazi Osman Paşa
Hep hatırda kalsın, ardından gelen nesiller unutmasın diye önder olacak kişilerin ismi verilir yollara, okullara, köprülere… Tokat, Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın ismini vermiştir her köşesine. 1832 yılında bu şehirde dünyaya gelen Osman Paşa’nın, 1877-1878 yıllarında Osmanlı-Rus savaşındaki kahramanlıkları o günden bugüne anlatılagelmiş ve ismi Tokat ile birlikte anılır olmuştur. Adım başı karşılaşabilirsiniz Gazi Osman Paşa ismiyle; ana cadde isminde, ilkokullarda, liselerde, hatta şehrin tek üniversitesinde bile onun adı vardır. Anadolu’nun ortasındaki bir şehir olan Tokat, Bulgaristan’ın bir şehri olan Plevne ile adaşsa bunu Gazi Osman Paşa’ya borçludur.
İbn-i Kemal
Tıpkı Gazi Osman Paşa gibi Şeyhülislam İbn-i Kemal de 1468 yılında Tokat’ta dünyaya gelmiş ve onun kültürüne, ilmine katkıda bulunmuştur.
“Nemiz kaldı bizim mülki Arabda
Nice biz dururuz Şam-u Haleb’de
Cihan halkı kamu iyşu tarab’da
Gel ahi gidelim Rum illerine” dizeleriyle Yavuz Sultan Selim ve ordusunun yolunu değiştiren bir şeyhülislamdır İbn-i Kemal. Yalnız İslami ilimlerde değil, tarih, dil, tarih ve edebiyat gibi alanlarda da eserler ortaya koymuş bir âlimdir. Tevârîh-i Âl-i Osman (I-X), Divan, Tehafüt Hâşiyesi, Kaside-i Bürde Tercümesi, Mühimmâtü’l-Müftî, Tefsîr, Nigâristan, Yusuf u Züleyhâ ve çeşitli konularda 200’e yakın risaleye imza atmış ve birçok öğrenci yetiştirmiştir.
Mısır seferi dönüşünde Yavuz Sultan Selim’in, kaftanına sıçrayan çamur sonucu “Ulema atının ayağından sıçrayan çamur, bizim için kir değil bir süstür. Bu kaftanım saklanarak öldüğüm zaman tabutumun üstüne örtülmesini vasiyet ediyorum.” diyerek yücelttiği âlim de yine İbn-i Kemal hazretleridir.
Molla Hüsrev
İbn-i Kemal’in yanısıra Osmanlı Devletinin üçüncü şeyhülislamı olan Molla Hüsrev hazretleri Tokat’ta doğmuş ve ilmi ile birçok insanın yolunu açmış ve övgüye mahzar olmuştur. Fatih Sultan Mehmed’in onun ilmini yüceltmek için “Zamanımızın Ebu Hanifesidir” dediği iddia edilmektedir. En önemli eseri olan Dürer-ül-Hükkâm fî Şerh-i Gurer-il-Ahkâm hâlâ fıkıh alanında önemli bir referans kaynak olarak görülmekte ve İstanbul’da Köprülü Kütüphanesi’nde muhafaza edilmektedir.
Yalnız Tokat’ın değil belki tüm Osmanlı’nın ve Anadolu’nun kaderinde pay sahibi olan bu âlimlerin makamları âli olsun.
Bu âlimlerin yanı sıra Türkiye’nin yakın tarihinde dikkat çeken isimleri de yetiştirmiştir Tokat.
Cahit Külebi
“Bir melek su taşıdı,
Biri serinlik taşıdı uzaktan
Biri yeşillik getirdi.
Yıldırım gibi, ama sessiz
Çimenler sökün etti kara topraktan” dizeleriyle Türk Dil Kurumu Edebiyat Ödülü’ne layık görülen şair ve yazar Cahit Külebi de 1917 yılında Tokat’ta doğmuştur. Şiirlerine yakından bakıldığında doğup büyüdüğü yörelerin etkileri kolaylıkla görülmektedir.
Mustafa Necati Sepetçioğlu
Son olarak 2006 yılında aramızdan ayrılan ve yakın geçmişimizde Osmanlıdan günümüze kadarki dönemi başarıyla anlatmakla akıllarda kalan Mustafa Necati Sepetçioğlu’nu analım Tokat’la birlikte. Birçok tarihi roman ve tiyatro oyunuyla akıllarda kalan, ‘Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı’nı kazanan, 1994’te İLESAM üstün hizmet beratı almış, 1998’de Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu şeref üyeliğine seçilen Sepetçioğlu da Tokat’ın yetiştirdiği önemli isimlerdendir.
Ümitvarız ki taşra şehirleri, yetiştirdikleri isimlere sahip çıkmaya ve onları sonraki nesiller için örnek göstermeye devam edecek, böylece Anadolu irfanı diri kalacak, Anadolu modernizme bulaşmadan ilimle markalaşacaktır.
Andığımız tüm isimlerin ruhuna rahmet olsun.
Elif Bayır