Sınırda gözaltına alınmışsın…
Suratında bin ton kibir olan Lübnan güvenlik görevlileri ile saatlerce uğraşmışsın. Türk pasaportun da fayda etmemiş.
Sonra özgürlüğün verilmiş…
Ve evet, yarım saat kadar sonra Beyrut’tasın.
Yüksek bir tepeden şehri seyrediyorsun.
Yüreğinde destansı bir atmosfer; hayır, henüz nargile yok.
Sofra donatılıyor…
Başta Humus olmak üzere yok yok. Beyrut Sofrasının çok meşhur olduğunu duymuşsun fakat senin masa ile ilişkin yok. El arada bir Humus'a gidiyor, o kadar.
Aşağılardaki Beyrut’a dalıyorsun.
Mihmandarın seni iyi biliyor, garsonlarla kısa bir görüşme yapıyor.
Ve;
arka planda Feyruz başlıyor…
“Li Beyrut…”
…
...
Budur...
İzlemek İçin (Fairouz Li Beirut)
M. Mustafa Uzun gitti, gördü, yaşadı, yazdı
''Kudüs-Beyrut hattında bir taksi dolmuşta, her an bir bombayla ölebileceğim ihtimalinin verdiği dikkatle ve yoğun duygularla Feyruz dinlemeyi, sevgilimin/helalimin ellerini bir kutsal kitap gibi tutmayı..''
ibrahim paşalı-öğle uykusu