Kuş Cenneti –Nallıhan
Ankara bilindiği üzere denizi olmayan bir yer, buna ek olarak da memur-asker şehri oluşundan ötürü bağına bahçesine gidebileceğimiz dostlarımız nerdeyse hiç yok. Havalar henüz soğumamışken 60 gençle birlikte bir Pazar günümüzü geziye ayıralım istedik. Gezideki amaç sadece maddi güzellikler olmasın manevi güzellikler de bulalım diyerekten Fatih Sultan Mehmet’in Hocası Akşemsettin’in kabrinin bulunduğu Bolu’nun Göynük ilçesine doğru yola koyulduk.
60 genç dedik ama bu gençlerin hepsi Anadolulu değil. İçimizde Boşnaklar, Kırgızlar, Özbekler de var. Bu gezi bizim kaynaşmamıza da sebep olacak besbelli.
Yolumuz öncelikle Kuş Cennetine uğradı orada pek fazla kuş göremesek de (sonbahar nedeniyle kuşlar göç etmiş galiba:) hem topografyanın hem de suyun güzelliği bize yetti.
Kuş Cennetinden sonra Nallıhan’a gittik, Nallıhan’ın biraz dışında güzel bir ormanda piknik yaptık. Bizden başka kimsecikler yok Allah’tan yok çünkü biz kalabalık sayılırız.
Dünya Kupasına gidememenin ezikliğiyle Boşnak kardeşlerimizle maç yapmak istiyorduk ama coğrafyanın imkân vermemesi nedeniyle maç iptal oldu. Nallıhan’da görsel zenginliğe doyduktan sonra artık Göynük’e ziyarete yollandık.
Göynük Evleri ve Akşemsettin Türbesi
Göynük’ü görünce öncelikle beyaz kireçle badanalı Osmanlı mimarisi dikkatinizi çekiyor. Bir de ilçeyi boydan boya geçen Pazar günü pazarı.
Göynük evleri geleneksel Türk konutunun en güzel örneklerini taşıyor. İlçenin içinden geçen ırmağın kıyısında dizilmiş olanları özellikle daha güzel duruyor.
Akşemsettin hazretlerinin türbesi de bu sokakların ve panayırın sonunda Gazi Süleyman Paşa camiinin hemen yanında yer alıyor.
60 gençle birlikte panayırın pazarın içinden geçerek türbeyi ziyarete gitmek oldukça zor oluyor. Yerli halk bir şeyler satmak istiyor. Gençler de bu geziden bir hatıra almak istiyor kendilerine, sevdiklerine.
Türbe’yi ziyaret edenlerin hem genç hem kalabalık olması camiden çıkan amcaların hoşuna gidiyor. Gözlerine kestirdiklerine sarılıp türbeyle ilgili anılarını anlatmaya başlıyorlar.
Hazreti rüyasında görenler, hakkında duyulmamış hikâyeler bilenler var. Hazretin manevi diriliği tartışılmaz ama maddi diriliği olduğunu da iddia edenler var.Bunlara çok da fazla kendimizi kaptırmadan hazreti edep dairesi içerisinde ziyaret ediyoruz ve Ankara’nın karanlığına doğru yola çıkıyoruz. Elbette Ankara’ya karanlık desek de orayı ağartan bir Hacı Bayram-ı Veli var…
Sami Yaylalı geze geze oldu geveze…
