Fetihten sonra Beyoğlu'nda yapılan ilk cami

Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u fethinden sonra Galata’ya komutan-vali olarak, müezzini Bereketzade Hacı Ali Bin Hasan’ı görevlendirir. Vali göreve başladıktan hemen sonra, Galata Kulesi’nin yanı başına kendi adını taşıyan bir cami, bir medrese ve bir de çeşme yaptırır. Nidayi Sevim yazdı.

Fetihten sonra Beyoğlu'nda yapılan ilk cami

Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u fethinden sonra Galata’ya komutan-vali olarak, müezzini Bereketzade Hacı Ali Bin Hasan’ı görevlendirir. Vali göreve başladıktan hemen sonra, Galata Kulesi’nin yanı başına kendi adını taşıyan bir cami, bir medrese ve bir de çeşme yaptırır. Cami kapısı üstündeki kitabeye göre M. 1825–26 de esaslı bir tamir görmüştür. Camii banisinin adı, cami civarındaki küçük bir vakfın vakfiyesinde bulunmaktadır.

19. yüzyıl’a kadar Osmanlı’nın kurduğu ilk Müslüman yerleşkesi olarak Galata surları içerisinde seçkin ve kalabalık bir nüfusla varlığını sürdüren Bereketzade Mahallesi’nin, Tanzimat Fermanı’ndan sonra önemini yitirmeye başladığı çeşitli kaynaklarda yer alıyor. Azınlıklara tanınan birtakım haklar ve özellikle Ruslar’la yapılan 93 harbinden sonra yerli Müslüman halkın mahalledeki varlığının günden güne azaldığı bir gerçek. Bu sebeplerle cemaati iyice azalan cami 20. yüzyılın ilk çeyreğinde kaderi ile baş başa bırakılıyor. Ne zamana kadar? 21. yüzyılın ilk çeyreğine kadar!..

Camiden otoparka…

Bereketzade Ali Efendi Camii, 1920’li yıllarda ibadete kapatılıp bir müddet kadro dışı bırakıldıktan sonra, 1939 yılında İstanbul Anıtlar ve Müzeler Genel Direktörlüğü tarafından tarihi ve korunması gerekli yapı kapsamına alınır. İbadete kapalı olan cami restore edilmeyi beklerken 1948-52 yıllarında hakkında koruma kararı olduğu halde, metruk olduğu gerekçesiyle dönemin belediyesi tarafından medrese ile birlikte tamamen yıkılır. Haziresinde kalan asırlık ağaçlar, mezarlar ve mezar taşları da bu arada sessiz sedasız yok edilir. Elde edilen arsa bir süre boş tutulduktan sonra, İstanbul’da genellikle tarihi eserlerden daha fazla gerek duyulan otoparka dönüştürülür.

Aslında Bereketzade külliyesi de dâhil, Galata’daki pek çok tarihi yapıyla ilgili ilk cinayet, 1942’de kadastro çalışmaları sırasında işlenir; çeşmelerden tutunda Galata surlarına kadar pek çok tarihi eser, bu çalışma sırasında özel mülkiyete geçer. Bereketzade Cami arsasının da bir bölümü belediyeye, bir bölümü de vakıflara devredilir. Gelelim günümüze. Anıtlar Kurulu’nun onayı ve Kültür Bakanlığı’nın 22 Şubat 1999 tarihli yazılı izninin ardından aynı yıl kazı çalışmalarına başlandı. Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan etüt ve kazı çalışmalarında yapının temellerine kısa sürede ulaşıldı. Bölgenin önemi ve aşılması gereken prosedürler de araya girince yeniden inşa süreci epeyce uzadı. Uzun uğraşlar sonunda tüm engellemelerin üstesinden gelen bir avuç azimli ve kararlı mahalle sakini nihayet inşaatın temelini atmaya muvaffak oldu.

Gizli bir geçit

Cami, bir dönem Beyoğlu Belediyesi’nde başkan yardımcılığı da yapan İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Çevik ve ekibi tarafından, aslına uygun olarak, kanaviçe gibi, ilmek, ilmek işlendi. İç tezyinatı da yapılıp, uzun ve yorucu bir çalışmanın ardından ortaya bir sanat şaheseri çıkarıldı. İstanbul, Galata, Kuledibi’nde, büyük bir hastanenin yanı başında ve yaklaşık 560 yıllık tarihi geçmişi olan bu caminin önemini sanırım anlatmaya gerek yok. İlk temel kazı çalışmalarından bu güne kadar inşaatının her aşamasını merakla takip ettiğim Bereketzade Ali Efendi Camii 2007 yılında ibadete açıldı. Fetihten sonra Beyoğlu’nda inşa edilen bu ilk cami, klasik üslupta olup üstü kiremitle örtülü dür.

Büyük bir ihtimal ile Bereketzade Ali Efendi’nin mezarı caminin haziresindedir. Zira Ayvansarayi’nin “Hadikatül Cevami”sinde üzerinde yazı olmayan ve Bereketzade Ali Efendi’ye ait olduğu belirtilen bir mezar taşından söz ediliyor. Cami haziresinde bir kaç mezar taşı bulunmaktadır. Mezarların kime ait oldukları ise belli değildir. 2006 tarihli cami kitabesinde yazılanlara göre cami haziresinde vaktiyle 12 mezar taşının olduğu ifade ediliyor. Yine aynı kitabe de ilginç bir detaya da yer verilmiş. Kitabe’de Galata Kulesi’nden mescidin minaresine ve buradan da aşağıya Karaköy eski limana inen, ancak bir kişinin geçebileceği gizli bir geçidin varlığından söz ediliyor. Edindiğimiz bilgilere göre yer yer toprakla dolu olan tünelin 60 metrelik bölümü temizlenerek duvarları sıvanmış ve muhkem hale getirilmiş. Bereketzade Ali Efendi Camii; Beyoğlu, Galata Kulesi yakınında Beyoğlu Göz Hastanesi karşısındadır. Bölgeye “Bereketzade Mahallesi” adı verilmiş olup, aynı adı günümüzde de devam etmektedir.

Bereketzade Çeşmesi

Bereketzade Çeşmesi’ni ilk yaptıran yukarıda da belirttiğimiz üzere Bereketzade Hacı Ali Bin Hasan’dır. Zamanla harap olan çeşmenin yerine M. 1732’de Sultan I. Mahmut zamanında halkın su ihtiyacını karşılamak üzere, Defterdar Mehmed Efendi tarafından yeni bir çeşme yaptırılmıştır. Bereketzade Çeşmesi Lale Devri’nde yapılan en güzel çeşmelerden biridir. Süslemeleriyle dönemin tüm özelliğini yansıtmaktadır. M. 1894 tarihinde ise, Bezmiâlem Valide Sultan’ın isteği ile Hazinedar Azm-i Cemal’in hayratı olarak aslına uygun olarak yenilenmiştir. Hazinedar Azmicemal Kalfa’dan sonra çeşme 1910’larda, “İstanbul Şehri Muhibleri Cemiyeti”nin teşebbüsü ile Evkaf Nezareti Sermimarı Ziya Bey nezaretinde yeniden tamir edilmiş, kırık mermerleri ve çalınmış olan dilimli kurnaları yeniden yaptırıldığı gibi üzerine bir de saçak inşa edilmiştir. Çeşme 1950’li yıllarda, Bereketzade Mescidi’nin yanındaki yerinden kaldırılmış, Galata Kulesi’nin Beyoğlu yönündeki yarım daire planlı avlusunu kuşatan eski bir duvar kalıntısının önüne nakledilmiştir.

Çeşme üzerindeki üç buçuk kıtalık tamir kitabesi şöyle:

Bânisi oldu mukaddem Fatih’in müezzini

İşbu izzetle bu ayni böylece inşa kılan

Bunları devr-i felek kıldı harab ender harab

Her taraftan kalmadı bânisini yâd eyleyen

Mehd-i ulyânın mübarek dîdesine rast gelüb

Der-akab ihyasına emreyledi ol sayeden

Hazinedar Azmicemal kim sayesinde nâm alub

Can-ü baş üzre deyüb ta’mirin ihya itdiren

 

Mehd-i ulyâya duâ kılsa sezâ ehl-i zemin

Bir tarafda zat-ı pâki bir taratda bendeden

Cümle hayrata sâi oldular Allah içün

Rahat olmıya bunu inkârda olan lâfzen

 

Binde bir düşer didi Nâzım nazif tarihini:

“İç bu ma’-ı kevseri Azmicemal icra eden

Nidayi Sevim yazdı

YORUM EKLE
YORUMLAR
garip sağlık
garip sağlık - 2 yıl Önce

Camiyi bulan, Cmi üzerindeki hastaneye bağlı otopark ve üzerindeki mafyayı kovan, bunu yaparken neredeyse canından olan, o dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesini istemeseler de bir vesile ile işin içine çeken (kendi ve evladı başta olmak üzere) "helal para" sahiplerini işin içine katıp camiyi bilfiil inşa eden halen Beyoğlu Belediyesinde çalışan Yüksek Ziraat Mühendisi (resmi olmasa da restöratör) Necat Selimoğlu dur. Çatı kısmına kadar bilfiil inşasında çalışan bu kişi ve ekibi, Beyoğlu Belediyesi Başkan yardımcısı müdahalesi ile geri çekilmiş, "belediyeye bağış yapanlar" tarafından çatısı yapılarak tamamlanmıştır.