Boğaz'ın Tek Yalı Camisi Artık Yok

Geçtiğimiz günlerde Üryanizade Camii'ni ziyarete gittiğimde 157 yıllık camide orjinalliği muhafaza edilen tek yerin minaresi olduğunu anlamakta hiç de zorlanmadım. Ömer Faruk Deliktaş yazdı.

Boğaz'ın Tek Yalı Camisi Artık Yok

Üsküdar’dan sahil yoluyla Beylerbeyi’ne doğru giderken deniz kenarında göreceğiniz tek cami Üryanizade Camii’dir. Kare planlı yapısıyla, köşk tipi minaresi ile İstanbul’da eşi benzeri olmayan bir camidir. Boğazın mücevheri, Üryanizade Ahmed Esad Efendi tarafından 1860 yılında Nakkaştepe sahilinde kendisinin yalısının yanına kondurulmuştur. 40 günde ve tamamıyla ceviz ağacından yapılmıştır.

Ahmed Esad Efendi 1878’de Sultan Abdülhamid’in tahta cülusuyla birlikte şeyhülislam olmuş ve vefatına kadar da bu vazifede kalmıştır. 1889’da vefat ettikten sonra Eyüp’te Siyavuş Paşa’nın türbesinin yanında, Sokullu Mehmed Paşa’nın da türbesinin karşısında bulunan, yükseklik itibariyle her iki türbeden de düşük yapılan mütevazı türbesine defnedilmiştir.

40 günde inşa edildi, 4 yılda restorasyonu bitirilemedi

2013’ün Temmuz’unda cami restorasyona alınmak için etrafı kapatıldı. Dış cephesi sökülen camide restorasyon bir türlü ilerlemeyince gazetelerde haber olarak yer aldı. Bunun üzerine inşaat şirketinden mazeret üreten bir açıklama geldi. Ancak üç kış boyunca korumasız kalan cami tabiri caizse çürümeye terk edildi. Camiyi asıl tutan direklerin çürümesiyle de birlikte tamamıyla ahşaptan yapılmış olan Üryanizade Camii tabiri caizse ahşapları sökülüp atılarak baştan yapıldı. Üstelik 40 günde inşa edilen caminin restorasyonu 4 yılda bitirilemedi.

Geçtiğimiz günlerde camiyi ziyarete gittiğimde 157 yıllık camide orjinalliği muhafaza edilen tek yerin minaresi olduğunu anlamakta hiç de zorlanmadım. Caminin içerisine girdiğimde yüksekliğinin ne kadar düşürüldüğünü anlamamak mümkün değil. Bunun sebebini de caminin küçük avlusunda incelemeler yaparken fark ettim.

Hizmete(!) açılan cami

Boğaz’daki yalıların her birinin kayıkhaneleri vardı. Yalı sahipleri İstanbul’dan geldikleri vakit tıpkı otopark gibi kayıklarını yalılarının kayıkhanelerine yerleştirirlerdi. Bu kayıkhaneler genelde yalının bir bölümünün alt kısmında oluşturulurdu. Boğaziçi’nin tek kayıkhaneli camii olan Üryanizade Ahmed Esad Efendi Camii’nin kayıkhanesi de harim kısmının hemen alt kısmında yer almaktaydı. Fakat kapatılarak mescid haline getirilmiş!

Alt taraf mescid yapılınca harim kısmının da yüksekliği azaltılarak kayıkhane kısmı yüksek tutulmuş. Şeyhülislamın yaptırmış olduğu bu cami aynı zamanda Boğaziçi’nin tek yalı camii olarak günümüze ulaşmıştı. Geçirmiş olduğu feci restorasyonda bu özelliği de kaybettirilerek ön kısmına mermer döşemeli bir mekân yapılmış, masa ve sandalyeler konularak “hizmete”(!) açılmış.

Restorasyona girmeden evvel defalarca bu camyie girmiş ve penceresinden baktığımda caminin alt kısmına yalarcasına vuran dalgaların sesiyle dinlenmiştim. Üryanizade Camii artık yepyeni ve baştan inşa edilmiş bir mabet… İstanbulumuza hayırlı olsun.

 

Ömer Faruk Deliktaş

YORUM EKLE
YORUMLAR
zeynep
zeynep - 6 yıl Önce

'Restorasyon' adı altında tarihi bir emanetimizin, üstelik bir mabedin başına gelenler için bir açıklama bekliyoruz. Her türlü ihmal ve özensizliğin bir yaptırımı olmalı; gerek üstlenen firma, gerekse ona bu yetkiyi verenler için.

Ayten
Ayten - 6 yıl Önce

Eskiden gelen orijinalliği kalmamış bir yapı haline gelmiş..Tarihimizi'n herşeyi'nin özelliğini para kazanmak uğruna yavaş yavaş kaybediyoruz..çok yazık

Oktay yalcin
Oktay yalcin - 6 yıl Önce

Elimizde olan tarihi eserleri koruma ve denetleme görevlileri kimlerse hesap sorulmali ve eski haline tekrar getirilmeli .Herseye göz yumulmasin para icin .

Ebru
Ebru - 3 yıl Önce

Bu ilk değil, korkarım son da olmayacak. Valide Camiinden tutun da Fatih Camiinin bahçesindeki asırlık çınar ağacına kadar daha ismini sayamayacağım onlarca eser son 20, 25 yılda katledildi. Bu vatansever bir zihniyet değilse, nedir? Adını siz koyun...