Asya'dan kondular o dervişler!

Bir zamanlar İstanbul'da tekkeler, kalenderhâneler vardı. Orta Asyalı seyyah dervişlerin İstanbul'daki uğrak mekânlarını araştırdık..

Asya'dan kondular o dervişler!

İstanbul tekkeleri içinde Kadiriyye ve Nakşibendiyye tarikatlarına mensup Orta Asyalı seyyah dervişlerin kalabilmeleri için misafirhaneler inşâ edilmekte idi. Seyyahların geldikleri şehirlerin başında ise Nakşibendiliğin doğdu yer olan Özbekistan’ın Buhara, Taşkent ve Semerkand gibi şehirler gelmektedir. Bu şehirlerden seyyah dervişler bilhassa İstanbul’un yolunu tutmuşlardır. Seyyah dervişlerin İstanbul’u ziyaret etmelerindeki başlıca nedenler hilafet makamını ziyaret, mensubu bulunduğu tarikatın meşayıhı ve ihvanı ziyaret, Hac yolculuğu, misafirlik, göç etmek, sanat ve ilim tahsili ve siyâsi amaçlı olmuştur. Bunun yanı sıra Afganistan’ın Belh şehrinden, Hindistan’dan birçok seyyah derviş çeşitli nedenler sebebiyle Osmanlının başkenti İstanbul’a seyahat etmişlerdir.

Orta Asya’dan İstanbul’a ve Anadolu’ya hicret eden Nakşibendiyye şeyhlerinin tekkeler tesis ettikleri bilinmektedir. Bunlar tarikat faaliyetlerinin dışında fahri konsolosluk gibi bir takım özel görevler de üstlenmişlerdir.

İstanbul’da bulunan Hindlilere ait tekkeler, genelde Hint alt kıtasından gelen (seyyahların) yolcuların rahat etmek için tercih ettikleri mekânlardı. Orta Asya’dan hac amacıyla gelen seyyah dervişler ise Üsküdar ve Eyüp Özbekler tekkesinde aylarca misafir olarak kalmakta, manen bağlı oldukları hilafet makamını ziyaret edip Müslümanların başındaki halifeyi hiç olmazsa Cuma selamlığında gördükten sonra yollarına devam etmekteydiler. Eğer aileden birisinin rahatsızlığı veya başka bir nedenle Hicaz’a gidilemezse, yolculuk ertesi seneki hac mevsimine kadar ertelenmekte, misafirlik de doğal olarak uzamakta idi. Bu misafirlerden fakir olanları beyaz sarıkları, uzun hırkalarıyla sokaklarda çakı, bıçak bileyerek, tabak, çanak kenetleyerek masraflarını çıkarmakta idiler.

Konstantiniyye şehrinin fethinden sonra Fatih Sultan II. Mehmed Han, Aksaray’daki Hindiler Tekkesini Hace İshak Buhari-i Hindi’ye kurdurmuştur. Sultan II. Bayezid devrinde Nakşibendiyye tarikatının Ahrariyye koluna mensup Şeyh Seyyid Emir Ahmed Buhari (vefat:1512) vasıtasıyla İstanbul’un gündelik hayatına girmiştir. İstanbul’daki ilk Nakşibendiyye tekkeleri arasında Aksaray, Horhor’daki Hindiler Tekkesi ve Fatih Camii yakınına inşa edilen Emir Buhari Tekkesi İstanbul suriçinde tesis edilen ilk Orta Asya kökenli dergâhlar olmuştur. Söz konusu tekkelerin postnişinleri Orta Asyalı olmaları nedeniyle buradaki dervişanın büyük bölümü Orta Asya’dan gelen seyyah dervişlerden oluşmuştur.

Afganiler Tekkesi Misafirhanesi'nin Harab Hali

Afganiler Tekkesi

Üsküdar ilçesinde, Çavuşdere Caddesi’nde, Çinili Camii yanında yer almaktadır. Tekke, 1792 senesinde inşa edilmiştir. Tekkenin ilk postnişini Horasanlı Nakşibendi Şeyhi Ahmed Nasır-ı Afgani’dir (vefat:1795). Hac yolculuğu için İstanbul’a uğrayan Orta Asyalı Türk ve Özbek dervişlerin geçici barınmalarını karşılamak amacıyla kurulmuştur. Kaynaklarda “Afganlar Tekkesi”, “Afgani Kalenderhanesi” ve “Kalenderhane” adları ile de anılan tekkenin inşa tarihi 1792-93 olup kurucusu bilinmemektedir. Tarikat yaymak amacıyla kurulan herhangi bir tekkeden farklı olarak, o dönemde Asya'nın uzak bölgelerinden özellikle hac yolculuğu sırasında İstanbul'a uğrayan tarikat mensuplarının barındırılmasına mahsus diğer bazı kuruluşlar (Özbekler ve Hindiler Tekkesi) gibi Afganiler Tekkesi de Afganistan'dan gelen “Mücerred kalenderler” yani bekâr ve seyyah dervişlerin barındırılmaları için kurulmuştur. Tekkenin gerek inşa kitabesinde, gerekse ilgili kaynakların çoğunda kalenderhane adı ile anılması da bu farklı fonksiyonuna işaret etmektedir.

Saray ve Bab-ı âli nezdinde bir nev’i kültür ataşeliği veya konsolosluk hükmünü taşıyan bir kuruluş olması sebebiyle tekkenin postuna, kapatılışına kadar yalnız Afganlı mücerred Nakşibendî şeyhleri oturmuştur. Şeyhlik makamının Nakşibendiyye'ye verilmesi de bu tarikatın Afganistan'daki güçlü durumundan dolayıdır. XIX. yüzyılda birkaç defa tamir edilen tekke, 1925'te kapatıldıktan sonra bir süre daha Afgan dervişleri barındırmışsa da daha sonra metruk kalarak harab olmuş ve 1942'de büyük kısmı yıktırılarak kitabesi Fatih-Saraçhanebaşı’ndaki Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'ne  (Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi) götürülmüştür.

Üsküdar, Afganiler Tekkesi Haziresi

Hindiler Tekkesi (Üsküdar)

“Hindiler Tekkesi” ya da diğer adı ile “Feyzullah-ı Hindi Tekkesi” Üsküdar ilçesinde, Selami Ali Efendi Caddesi’ne açılan Küfeci Çıkmazı üzerinde bulunmaktaydı. Söz konusu tekke 1737 senesinde Kadiriyye tarikatına bağlı bulunan Şeyh Feyzullah-ı Hindi Efendi (vefat:1748) tarafından kurulmuştur. Musahipzade Celal Bey, Hindîler Tekkesi’nden şöyle bahsetmektedir: “Hindîler başlarına beyaz keçe külah kalenseve ve beyaz sarık, beyaz cübbe, beyaz entari giyerler. Her perşembe günü Selman’a (sadaka toplamak) çıkarlar… Türkistan’dan, Hindistan’dan kafile kafile her sene İstanbul yoluyla hacce gitmek üzere gelen Türkler, İstanbul’da kendi tekkelerinde yatıp kalkarlar ve ekseri bıçak bileyiciliği ve kırılmış kâse, tabak bardak kenetçiliği yaparak, hilâl (kürdan), sakal tarağı, misvak gibi şeyler satarak geçinirlerdi.” Bugün mevcut olmayan tekkenin yan tarafındaki mezarlığın büyük bir bölümü yok olmuş, bir kısmı ise yakın tarihte, cadde kenarındaki Şeyh Feyzullah Efendi’nin kabri yanına nakledilmiştir.

Hindiler Tekkesi (Aksaray)

Fatih İlçesi’nde, Aksaray’da, Gureba Hüseyin Ağa Mahallesi’nde, Horhor Caddesi üzerinde, Murad Paşa Külliyesi’nin yakınında bulunmaktadır. “Horhor Tekkesi” olarak da anılmaktadır. Fatih Sultan Mehmed Han Vakfına bağlı bulunan tekkenin ilk şeyhi Nakşibendiyye tarikatına mensup bulunan Hace İshak Efendi’dir. 

Üsküdar-Sultantepesi'nde Özbekler Tekkesi

Özbekler Tekkesi

Üsküdar’da, Sultantepesi’ndedir. Sultan II.Mahmud Han bir gezi sırasında, pâyitahtı ziyaret ve hilafet makamından Hicaz ziyareti için müsaade almak için Üsküdar’a gelen ve renkli çadırlarda konaklayan Türkistanlı yolcular dikkatini çekmiş, ziyaret ederek onlara hac dönüşü burada ikamet etmeleri ve hemşehrilerine hizmet vermeleri karşılığında bir dergah yaptıracağı sözünü vermiştir. Hac dönüşü de sözünde durarak Orta Asya ile masrafsız olarak bağlantısını sağlayacak bu mekânın faaliyetini sağlamıştır. Daha çok Taşkent, Hokand, Semerkand, Buhara, Kaşgar, Merzilan, Andizhan, Nemengan ve Karakul gibi bölgelerden gelen misafirlere ve özellikle Hicaz’a giden Hacılara konaklık eden tekkenin her meslekten insana da kapılarını açık tuttuğu bilinmektedir.

Tekkede günlük kırk civarında kişiye hizmet verilmekte idi. Uygunsuz hareketlerde bulunan misafirlerin “seyyah edildiği”, eğitim tahsil etmek amacı ile gelenlerin de uzun müddet ikamet ettikleri bilinmektedir. Böylece söz konusu tekke Osmanlı Devletinin Orta Asya irtibat merkezi, misafirhane, talebe yurdu işlevi de görmekteydi. İstanbul Kalenderhaneleri’nde seyyah dervişler ve garib kimsesizler için  “Özbek Pilavı”  ikram edilmekte idi. Mübarek gecelerde tekkenin mutfağında havuçlu, etli ve ince kıyılmış portakal kabuklu “Özbek pilavı” pişirildiği, yemek duasından sonra mescid-tevhidhane’de yatsı namazına kadar mevlid okunurdu. Çağatayca ve Uygurca ilâhiler söylendiği, mevlidden sonra şeyh efendinin özel bir Özbek kıyafeti olan “Çapan”ı giymesiyle Sakal-ı Şerif ziyaret edilirdi. Tekkenin en meşhur şeyhi İbrahim Edhem Efendi’dir.

Üsküdar Afganiler Tekkesi

Özbekler Kalenderhanesi

Özbekler Tekkesi Mescidi ve Lâ’li-zâde Abdülbâkî Efendi Tekkesi de denir. Eyüp İlçesi, Kalenderhane Caddesi üzerinde ve Saçlı Abdülkadir Efendi Mescidi ile Sokollu Mehmed Paşa Çeşmesi karışısında yer almakta idi. Oldukça geniş bir alanı kaplayan bu yerde günümüzde Eyüp Müftülüğü binası bulunmaktadır.

Buhara Tekkesi

Fatih İlçesi’nde, Sultanahmed-Kadırga’da, Küçükayasofya Mahallesi’nde, Şehid Mehmed Paşa Yokuşu’nda, Sokollu Mehmed Paşa Külliyesi yanında yer almaktadır. Nakşibendîliğe bağlı olan Buhara Tekkesi 1692’de inşa ettirilmiştir. Kaynaklarda adı “Özbekler Tekkesi” olarak da geçmektedir.

Murad Buhari Tekkesi 

Eyüp İlçesi, Nişancı Mahallesi, Davut Ağa Caddesi ile Nişancı Mustafa Paşa Caddesi kavşağında bulunmaktadır. Şeyhü’l-islam Minkârî-zâde Yahya Efendi’nin damadı Anadolu Kazaskeri Çankırılı Mustafa Efendi (1684) tarafından medrese olarak yapılmış, Damad-zâde Ebû’l-Hayr (1742) tarafından tekkeye dönüştürülmüştür. Söz konusu tekke her ne kadar İstanbul’daki diğer Özbek tekkeleri gibi Türkistanlı seyyah dervişlere hizmet amacıyla kurulmuş olmasa da, postnişinlerinin Orta Asya kökenli olması nedeniyle Orta Asyalı dervişlerin görüşme mekanı olmuştur.

Afife Hatun Dergâhı

Eyüp ilçesi’nde, Nişanca Mahallesi’nde, Balcı Yokuşu üzerinde bulunmaktadır. Tekke Tanzimat devri sefirlerinden Mehmed Abdünnâfi Efendi (vefat:1857) tarafından, 1844 yılında, annesi Afife Hatun (vefat:1834) adına tesis edilmiştir. Afife Hatun Tekkesi, Orta Asya’dan özellikle Nakşibendiyye tarikatının merkezi Özbekistan’dan İstanbul’a gelen seyyah ve bekâr Nakşibendiyye dervişlerine barınak olarak inşa edilmiştir.

Şeyh Nevruz Tekkesi

Üsküdar ilçesi’nde, Beylerbeyi Mahallesi, Havuzbaşı mevkiinde, Havuzbaşı Sokağı ile Havuzbaşı Deresi Sokağı arasında yer almaktadır. Kuruluş tarihi ve banisi tam olarak tespit edilememiştir.

Doğan Pur ölmese bu eserler diyerek haber yaptı

Fotoğraflar: Doğan Pur

YORUM EKLE
YORUMLAR
Abdurrahman
Abdurrahman - 12 yıl Önce

Neden Türkistan değil de orta asya deme gereği duyuyorsunuz?

Sonisim
Sonisim - 6 yıl Önce

Hangi milletten olursa olsun Allahın birer neferi olma yolunda yarışan bu büyüklerimiz işte asıl kardeşlerimiz belki bizde gölgesinde birlesiriz