ABD'de 512 Çocuk Müzesi Var, Indianapolis Çocuk Müzesi de Dünyanın En Büyüğü

Dijital dünyanın ve teknolojinin gelişmesiyle bilim, tarih, kültür ve sanatı bir araya getirip tecrübe alanı sunabilen “interaktif müze” kavramı farklı bir zemin oluşturmaya başladı. Yıllık 33 milyon dolarlık bütçesi olan, bu bütçenin yarısı vakıf gelirlerine dayanan Indianapolis Çocuk Müzesi de, kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olarak 1925’de kurulmuş. Hatice A. Hatipoğlu yazdı.

ABD'de 512 Çocuk Müzesi Var, Indianapolis Çocuk Müzesi de Dünyanın En Büyüğü

Dijital dünyanın ve teknolojinin gelişmesiyle bilim, tarih, kültür ve sanatı bir araya getirip tecrübe alanı sunabilen “interaktif müze” kavramı farklı bir zemin oluşturmaya başladı. Modern müzecilik anlayışı ise 19. yüzyıldan itibaren Avrupa ile Amerika’da en kapsamlı müzelerin kurulmasıyla gelişirken, dünyanın ilk çocuk müzesi 1899’da Amerika’nın New York eyaleti Brooklyn şehrinde inşa edildi. 1975’te Amerika’da yaklaşık 38 çocuk müzesi halka açık hale getirildi. Bugün ise resmi kayıtlara göre 512 kurum çocuk müzesi kategorisinde hizmet vermekte.

Peki, çocuk müzeleri bilhassa çocuklar, gençler ve aileler için neden bu kadar önemli bir yere sahip sizce? Amerika’daki Indianapolis Çocuk Müzesi örneğinden yola çıkarak bu sorunun peşinden gittiğimizde karşımıza çıkan tablo resmedilmeye değer.

90 yılı aşkındır hizmet veren Indianapolis Çocuk Müzesi niye bu kadar ilgi çekiyor?

Çocukların okul öncesi ve sonrası süreçlerinde sosyal, duygusal, fiziksel yeteneklerini keşfetmelerine; bilgiyi ezbere değil, kendi kendilerine, aile ya da bir eğitmenin eşliğinde geçmişten geleceğe yolculuklarıyla tecrübe etmelerine, bakarak değil dokunarak, sadece dinleyerek değil kendi sesini de katarak ve hayal gücünü geliştirmeye imkan tanıyan mekanlardan biri olarak dizayn edilmiş müzede; ayrıca sanat, sağlık bilimleri, mühendislik, fizik, çevre bilimleri ve biyoteknoloji gibi alanlara dair erken yaşlarda keşif yapabilecekleri çeşitli programlar ve atölye çalışmaları düzenleniyor.

Dünyanın en büyük çocuk müzesi ünvanına sahip Indiana’daki Indianapolis Çocuk Müzesi, kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olarak 1925’de kurulmuş. Müze ve Kütüphane Ulusal Madalyası’na hak kazanmış olan merkezin oluşturulmasında ilk adımı atan Mary Stewart Carey isminde bir eğitim savunucusu. Amerika Müzeler Birliği bünyesinde çalışmalarını 1 milyondan fazla ziyaretçi için gerçekleştirmeye devam eden müzede; Amerikan Koleksiyonu, Doğa Bilimleri-Dinazor ve Dünya Kültürleri Koleksiyonları mevcut.

Indianapolis Çocuk Müzesi’nde bitmek bilmeyen seyahat

Yıllık 33 milyon dolarlık bütçesi olan, bu bütçenin yarısı vakıf gelirlerine dayanan ve normalde ücretli olan Indianapolis Çocuk Müzesi, geliri düşük aileler ile öğrenciler için indirimlere sahip ve bazı günler ücretsiz olarak da hizmet veriyor.

Devasa dinozorların sergilendiği müzenin girişinde yaklaşık beş metrelik heybetli Transformers çizgi romanı ve sinema filminin meşhur robotu (Transformer Bumblebee) sizi karşılıyor. Bir müzenin olmazsa olmazı olan çocuk kütüphanesi ise ilk katta yerini buluyor.

 

 

Antik tarih seyahati

Müzedeki ilk yolculuk geçmiş-gelecek köprüsünü kurarak kazı çalışmalarıyla başlıyor. Her ayrıntı tüm incelikleriyle sunuluyor. Kazı çalışmalarına asansörle inerken asansörün içine yerleştirdikleri ekranda gayet eğlenceli ve meraklandırıcı bir anlatıma sahip birisinden nelerle karşılaşacağınıza dair kısa videoyu izliyorsunuz. Antik tarih seyahatiniz Mısır firavunu mezarını, Kaptan Kidd’in Karayip gemisini, Çin’in Terra Cotta Savaşçıları’nı keşfetmekle devam ediyor. Kumlarda kazı yapma çalışması ve eski materyallerin kullanılmasıyla çocukların her türlü materyale dokunmaları teşvik ediliyor.

Hadi ötelere gidelim: Çin

Müzede bir bölüm Çin kültürünü keşfetmek için ayrılmış. Çocuklara uzağa yolculuk hissini vermek amacıyla bir uçağın içinden Çin mimarisiyle tasarlanmış odalara geçiş sağlanıyor. Çince hat yazma, Çin yemek çubuğu kullanma, klasik müzik aletleri çalma ve Thai Chi hareketlerini deneme imkanı sunuluyor.

Reuben Wells Treni

1890’larda dünyanın en güçlü lokomotifi olan Reuben Wells adlı trenin kontrol ışıklarına, sinyallerine dokunarak ve minyatür trenlerin arasında yolculuk yaparak tarihi bir deneyim yaşatan bir yer burası. Birbirinden farklı büyük ve küçük trenlerin yolculuklarına göre tasarlanmış olması bakımından çocuklar ve gençler için epeyce heyecan verici.

Bilim Çalışmaları bölümü (ScienceWorks)

Müzenin en meşhur sergilerinden biri genç bilimciler yetiştirebilmek adına kurulmuş ScienceWorks (Bilim Çalışmaları). Burası çocukların ve gençlerin hidrolojistler, doğabilimciler ve jeologlar gibi alanlardan gelen gerçek bilim adamlarının çalışmalarını keşfedip deney yapabildikleri bir bölüm. Hava durumu tahminini oluşturmak, yeraltı türlerini keşfetmek, suyun nasıl temizlendiğini, enerjiyi nasıl oluşturduğunu görmek, kendi su sistemini mühendislik düşüncesiyle kurmak, sıradışı mineralleri görüp dokunup bunların nerelerde kullanıldığını tesbit etmek için jeoloji laboratuvarında tecrübe etmek gibi aktivitelerin olduğu bu alanda, konuyla ilgili görevliler çocuklara ve gençlere eşlik ediyor. Bu bölüm, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına dair atölye çalışmalarıyla çocukların ilgisini cezbediyor.

Playscape (DokunOyna)

Çocuğunuzla birlikte eğlenceli bir oyun ve sanat üretme yeri. Bu kısmın tasarımı ve aktiviteleriyle beş yaş altı küçüklerin dokunma, işitme gibi duyularını oyunla harmanlayarak kendilerini keşfetmeleri hedeflenmiş. Otantik müzik aletleri çalabiliyor, kum ve su oyunları oynayabiliyorsunuz. Sanat stüdyosunda özgün bir sanat eseri oluşturabiliyor ve çocukların kendi çabalarıyla dev yaprakların arasından tırmanabilecekleri büyük bir ağacın dibinde bitmek bilmeyen enerjilerini izlemeye doyamıyorsunuz.

Dinozor dölümü

Dinosphere, 65 milyon yıl önce dinozorların doğal yaşam alanlarını yansıtan, panoramik bir düzenleme ve hem ses hem ışık desteğiyle o atmosferi çocuklara yaşatmayı hedefliyor.

Çeşitli dinozorların sergilendiği alanda, tam boyutlu dinozor iskeletleri ve modelleri, alışılmamış bitki türleri, dinozorların fosil görüntüleri ve seslerinin nasıl çıktığına dair dokunmatik ekranlarla oluşturulmuş pratik bilgiler mevcut. Başınızı kaldırdığınızda devasa bir dinozorun üzerinde her an renk değiştiren muazzam bir gökyüzü görüntüsü var. Çocuklar dinozor kemiği bulmak üzere kazılar yapabiliyor, oluşturulmuş tünellerle dinozor modellerinin arasında dolaşabiliyor.

Beyond Spaceship Earth (Uzay Mekiğinin Ötesinde)

Uzay bölümünde astronot kıyafeti giyebilen çocuklar, özel astronot eldivenlerinden takıp materyallere dokunabiliyorlar. Bilimle temas etmeleri için herhangi bir yaş engeli yok ve güvenli bir ortam her çocuk için yeteri kadar sağlanmış durumda.

Ev okulu programları

Amerika’da yaygınlaşan “Ev Okulu” (Homeschooling) eğitim yöntemini tercih eden aileler için müze kapsamında ayrıca dans, sanat aktiviteleri, bilim keşfi, hikaye okuma saati gibi programlar tasarlanıyor. Fantastik tiyatro gösterilerinin de bulunduğu müzede; her bölüm için özenle sergilenmiş aktiviteler sayesinde dopdolu bir zaman sunuluyor.

Son dönemde akademik çalışmaların işaret ettiği gibi duygusal gelişim erken yaşlarda bilişsel, dil ve sosyal yeteneklerin ortaya çıktığı süreçte başlar. Bilişsel gelişimin, okulla eşleştirilmesine karşın, okul öncesi ve okul dışı öğrenmenin sayesinde yeteneklerin keşfedilmesine katkısı yadsınamaz. Çocuk müzeleri dünyanın pek çok bölgesinde 0’dan 70’e çocukları, gençleri, aileleri ve eğitmenleri birlikte bilgiye eriştirirken cesaretlendiren, bire bir tecrübe ve keşfe imkan tanıyan interaktif öğrenim merkezleri haline geliyor. Nitekim Zimmer Çocuk Müzesi eğitim program yöneticisi Sara Choi şunları söylüyor:“Müzeler çocukları zengin ve eğitici bir ortamda farklı deneyimlerle buluşturur ve yeni şeyler keşfetmek için dinamik bir fırsat sunar. Çocuklar bu ortamda etkileşime açık sergiler ve dokunma yoluyla, kendi kendilerine öğrenme tasarrufuna ve kendi meraklarını geliştirme ve keşfetme becerisine sahip olurlar. Bu eşsiz tecrübe; yaratıcılık, eleştirel düşünme ve çevrelerindeki dünyayla bağlantı kurma temeli sağlar.”

Tarihi, kültürü, sanatı açısından zenginliğe ve çeşitliliğe sahip ülkemizde dünya modelleriyle köprü kurarak ve özgün çalışmalarla desteklenerek interaktif çocuk-gençlik müzeleri inşa etmemiz, gelecek nesiller için elzem. Halkın her kesimine açık halde hizmet verebilecek bu tarz müzelerin, ezbere dayalı öğrenim sisteminden ve salt eğlence ile tüketim amaçlı merkezlerden bizi biraz da olsa arındırabileceği gerçeği aşikar.

 

Hatice A. Hatipoğlu

YORUM EKLE