Yolu Bosna’ya düşenlerin ziyaret yerlerinin başına yazacakları küçücük bir şehir var bu topraklarda, Blagay (Blagaj) şehri.
Burayı ziyaretçilerin akınına uğratan en büyük sebep ise hiç şüphesiz Osmanlı daha bu topraklara gelmeden bir asır önce manevi rotalarını buraya çeviren Alperenlerin kurduğu Blagay Tekkesi. Ahmed Yesevi’nin müritlerinden Sarı Saltuk Hazretleri, 770 kişi ile birlikte yola çıkar ve Anadolu’dan Balkanlar’a gelir. Bu 770 kişi hem Anadolu’nun hem de Balkanlar’ın İslamlaşmasında büyük rol oynar.
Bileği sağlam, yüreği sağlam bu insanlar manevi bir yönlendirme ile geldikleri Bune nehrinin çıktığı yere bir tekke yaptırır. İster Alperenler Tekkesi deyin buraya, ister Sarı Saltuk Tekkesi, ya da Blagay Tekkesi. Hepsi aynı kapıya çıkıyor. İçinden nehir akan küçücük bir dağın eteğine kuruluyor tekke. Cumbalı pencerelerin altından nehir akıyor, kuşlar pencereye konuyor, nehrin sesi Kur’ân okuyan insanların sesine karışıyor. Öyle bir sükunet, öyle bir dinginlik var ki Alperenler Tekkesi’nde; buraya gelip de insanların gönüllerini nasıl fethettiklerinin hikayesini dinlemeden geçmek olmuyor.
Bune nehrinin sularını da nefislerini terbiye ettikleri gibi terbiye etmişler
Cem Sultan’ın emriyle hazırlanan Saltukname adlı eserde detaylıca anlatılıyor Alperenlerin buralara nasıl geldiği. (Not: 7 ciltlik bu eser iki yıl önce Türkçe’ye de çevrildi.) Alperenler Bosna Hersek’e geldiğinde takvim 1300’lü yılları gösteriyor. O dönemde bu bölgede üç millet yaşıyor: Sırp, Hırvat ve Boşnaklar. Sırplar Ortodoks, Hırvatlar Katolik ve Boşnaklar da Hristiyanlığın Bogomili mezhebine bağlılar.
Bahsi geçen tarihten yaklaşık 600 sene önce bu millet ayrımına gidilmiş. Önceleri tüm milletler Bogomili’ymiş. Bogomili, Hz. İsa’yı ilah değil peygamber sayan ve tek bir ilaha imanı esas alan bir Hristiyan mezhebi.
Alperenler 1300’lerde Blagay’a geldiklerinde, tekkeyi kurmak için geldikleri nehrin çıkış yeri olan bu dağ yamacında vahşi hayvanlardan başka kimse yaşamıyormuş. Halkın yerleşim yeri buraya biraz uzak. Halk o dönemde “Kral sizi öldürür, sizler iyi insanlarsınız, şehirden uzak bir yerde durun” diyerek onları Blagay’a gönderir. Daha sonra halk Alperenler'in bu vahşi hayvanlarla sanki evcil hayvanmışçasına ilgilendiklerini gördüğünde şaşkına dönerler.
Bu mübarekler Avrupa’nın debisi en yüksek nehri olan Bune nehrinin sularını da nefislerini terbiye ettikleri gibi terbiye etmişler. 7 km’lik örülen duvarlar, nehrin üzerine kurulan değirmenler ince ince işlemiş nehri ve sakinleştirmiş. Fatih Sultan Mehmed bu topraklara gelmeden 100 sene kadar önce Alperenler’in bu hizmetlerinin karşılığında yaklaşık 800 Boşnak İslam’la şereflenmiş.
Bosna, en çok devlet erkanı yetiştiren millet olmuş
Bosna Hersek “7 erenlerin mekanı” olarak biliniyor. 7 büyük Alperen yola çıkıyor ve buraya geliyor. Fatih Sultan Mehmed Bosna’yı fetheden Osmanlı'nın 7. padişahı. 7’lerin tevafuk ettiği mekan olarak anılıyor Blagay.
Fatih Bosna’yı fethederken Osmanlı ordusundan görevli bir kişi karşı orduya giderek Alperenler’i hatırlatıyor. Boşnaklar da bir asır önce kendilerine güzelliği gösteren Alperenler’i unutmadıklarını ve onların müjdesi olan Osmanlı’nın geldiğini anlayınca Fatih’in önünde topluca Müslüman oluyorlar. Bugünkü arşiv kayıtlarına göre 4685 hanenin o gün Müslüman olduğu yazıyor.
Osmanlı’nın himayesi altına giren Bosna, en çok devlet erkanı yetiştiren millet oluyor. Aynı zamanda Bosna’dan çok sayıda âlim ve sanatkar da çıkıyor. Sokullu Mehmet Paşa, Hersekzade Ahmed Paşa gibi… Bunlar hep Osmanlı’dan önce bu topraklara gelip gönüllere İslam tohumunu eken Alperenler’in himmetiyle oluyor belki de, kim bilir…
Boşnaklar yaşayan bir Osmanlı bu topraklarda
Mostar’a 20 km uzaklıktaki bu şehre geldiğimde Blagay’ın ne demek olduğunu sordum, “muhasebe” anlamına geldiğini söylediler. O zaman bu tekke ehli insanların gönüllerini nasıl fethetmiş anladım. Önce nefis muhasebesi, dünya muhasebesi, ahiret muhasebesi yapmışlar. Sonra gönüllere girmişler.
Ahmet Yesevi Hazretleri’nin torunu Sarı Saltuk Hazretleri tekkenin ilk şeyhi. İçeride sandukası duruyor. Kadiriler ve ardından Halvetiler zikir mekanı olarak kullanmışlar tekkeyi. Şimdi Nakşiler kullanıyor ve her Perşembe ve Cuma günleri zikir yapılıyor. Aşure günlerinde tekkede kocaman kazanlarda aşure hazırlanıp tüm Blagay halkına dağıtılıyor.
Çeşitli zamanlarda kiliselerden din adamları ve Hristiyan halk tekkeyi ziyarete geliyor. Mayıs ayının 2. Cuma gecesi ve 28 Mayıs gecesi Fatih Sultan Mehmed’in Bosna’yı fethettikten sonra okuduğu Ahidname’nin hürmetine onu anmak için programlar düzenliyorlar.
Boşnaklar yaşayan bir Osmanlı bu topraklarda. Bu yüzden Türkiye’ye bir ağabey gözüyle değil, bir baba nazarıyla bakıyorlar.
Hatice Sarı yazdı
5 gün önce ordaydım. Nasıl etkilendiğime kelimeler kifayetsiz kalır. Sarı Saltuk'u kesinlikle hissedebilir, geçmişe yolculuk yapabilirsiniz bu mekânda...