Yıldızlar bir bir kayıyor avuçlarımızdan.
Bahar tazeliği ve saflığı, arınmışlığıyla inerken günlerimize, bir taraftan kaybediyoruz.
Boğazımıza dizilen yumrular, gözlerimizin dolması, yüreklerimize çöreklenen acılarla kaybediyoruz.
Güzel insanlar bir bir kayıyor avuçlarımızdan. Güzel ve erdemli duruşlar. Onurlu yaşayışlar, tertemiz alınlar, secde izleri öylece parlarken yüzlerinde, gözleri ötelerin yüküyle ışırken apansız vedalarla gidiyorlar.
Gençliğimin ilk demlerindeydi. Yazılarımın ilk satırlarını beyaz sayfalara arayışlarla umutlarla yüklediğim zamanlar. Acılar içinde büyütürken yüreklerimizi, acımasız savaşlardan arta kalan hüzünlerimizi dökerken sayfalara Bosna'da bir millet yok ediliyordu. Irak Savaşı'nın yaralarını daha sarmamıştık. Oysa doksanlı yıllar bu günlerin mayasıymış da anlamamışız. İlk yazılarımdan ilk sancılarımdan, yüreğimden ve dahi gözümden dökülen hüznümü bir Bosna ağıtına aktarıyorum.
Bosna'nın yandığı yıllar!
Kavuran sıcaklarda mıydı, yoksa yaz sonu mu, bahar mıydı niye hatırlamıyorum bilmiyorum. Muhtemelen bahardır. Ve ben bir beyaz kâğıda acemi satırlarla ama samimi duyarlılıkla sarmalanmış yazımı alıp gidiyorum. Nereye gidebilirimu2026 Bosna yanıyor ve civan delikanlılar, genç kızlar, nineler, dedeler bir millet yok oluyor. Ben ise bir yazı yazmışım, simidi arasam bulsam o yazıyı, her şey gibi o da arşivlerde sararmaya terkedildi.
Çemberlitaş'ın denize akan yolları bizim doksanlı yılların gençliği için hep umuttu, sevdaydı. Oralarda yayınevlerine, dergilere uğramak, Beyaz Saraydan aldığımız bir kitabın sıcaklığı elimizde sonra FKM'de bir panele veya bir kermese katılmak ne heyecan vericiydi.
O sakakların birisinde parke taşlarla döşeli, bir yolda buluyorum kendimi elimde Bosna yazım. Duaya durmuş ağıt gibi, içli duyarlı bir acemilikle yazdığım ilk yazım neredeyse. Bir binaya giriyorum. Oraya nasıl geldim, niye oraya girdim birisi mi beni gönderdi hatırlamıyorum. Aradan geçmiş 25 yıl neredeyse. Mahcup ve çekinken giriyorum içeriye. Kimler var orda, gençler mi var, kaç kişiler hatırlamıyorum.