19 Haziran Cumartesi günü, Lisans Yerleştirme Sınavı'nın gerçekleştirildiği yerlerden olan İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'ta bulunan ana kampüsünün önünde bir araya gelen üniversite öğrencileri, sınavdaki başörtüsü yasağını ve eğitim sistemindeki militarist uygulamaları protesto ettiler.
Zulüm bu sınavla bitmiyor
Özgür-Der Üniversite Gençliği ve Özgür Açılım Platformu'nun çağrısıyla saat 11.00'de Beyazıt'a gelen öğrenciler sınavın bitim saati olan 12.00'ye kadar sessiz bir oturma eylemi gerçekleştirdiler. Basının yoğun ilgisinin olduğu eylemin başlamasıyla birlikte, Furkan Akdeniz'in yaptığı giriş konuşmasının ardından, Kevser Çakır “Bu Sınavda Zulüm Var!” başlıklı basın açıklamasını okudu. Basın açıklamasında zulmün sadece bu sınavda gerçekleşen başörtüsü yasağından ibaret olmadığı vurgulanarak kışla tipi eğitim sistemine dikkat çekildi.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Resimleri büyütmek için üzerini tıklayınız |
Darbecilerin çözüldüğü ancak askerî vesayet sistemine ait yasakların devam ettiği ifade edilen açıklamada, “Zorbalık, sadece bugün burada yaşananlarla sınırlı değil ne yazık ki. 8 yıllık zorunlu eğitime tâbi tutulan çocuklara laik Türk ulusal kimliği dayatılmakta, farklılıklar budanarak insanlar tek-tipleştirilmekte ve bu halkın evlatları Kemalizmin sahte kutsallarına boyun eğmek zorunda bırakılmaktadır. Lise ve üniversite eğitimi boyunca devam eden bu dayatmalarla, değerleri çağdışı olarak gösterilen ve kimlikleri aşağılanan müslümanların yanı sıra, anadillleri yasaklanan Kürtlerin, kendilerine devlet tarafından kurgulanan bir din anlayışı dayatılan Alevilerin, Romanların, Çerkezlerin, Lazların ve diğer etnik ve dinî unsurların değerleri de yok sayılmaktadır” denildi.
Beyazıt'tan Saraçhane'deki başka bir eyleme
“Düşünce Kontrolü İstemiyoruz!”, “ÖSS, LGS, OKS, SBS, LYS, YGS, Edibese!”, “Darbeci Zihniyet Okulları Terk Et!”, “İnanca Saygı Başörtüye Özgürlük, Bu Sınavda Zulüm Var!” yazılı dövizlerin taşındığı eylem sırasında “İnanca Saygı, Başörtüye Özgürlük!”, “Darbeci Zihniyet, Okulları Terk Et!”, “Herkes İçin Adalet, Başörtüye Özgürlük!”, “Kemalizmin Değil, Rabbimizin Kuluyuz!”, “Okullarda Kışla Düzenine Son!”, “Uyan! Diren! Özgürleş!”, “Milli Güvenlik Derslerine Son!”, “Okullarda Militarist Dayatmaya Son!” şeklinde sloganlar atıldı. Öğrenciler eylemin bitmesiyle beraber buradan Saraçhane Parkı'na kadar kortej halinde sloganlar atarak yürüdüler ve burada Özgür-Der ve Mazlum-der tarafından gerçekleştirilen “Andımız ve Milli Güvenlik Dersleri Zulmüne Son” eylemine katıldılar.
Özgür-Der Üniversite Gençliği ve Özgür Açılım Platformu'nun basın açıklamasının tam metni:
“Bugün yüz binlerce öğrenci üniversitelere girebilmek için sınava girdi. ÖSS, YGS ya da LYS, ismi değişmesine rağmen bu sınavda da zorbalık ve zulüm sürdü. Bu halkın vergileriyle halka hizmet etmek için örgütlenmiş bir yapı olan devlet, halkın üstünde tanrılaştığını ve Kur'an'ın açık mesajlarını tanımadığını bir kez daha göstermiş oldu. Bugün bu halkın çocuklar müslüman kimliklerinin gereği olan başörtüsü ile sınava alınmadılar.
Önceki yıllarda olduğu gibi başörtüsü yasağı bu yıl da sürdü. Tek parti döneminden 28 Şubat darbe sürecine, 28 Şubat sürecinden günümüze İslamî değerleri her fırsatta aşağılayan, Allah'ın emri olan başörtüsünü yasaklayan darbeci zihniyet bugün hızla çürümektedir.
Kafesleyerek, kuyulara doldurarak, fişleyerek, ezerek, kışlalarda hizaya çekerek, camilerini balyozlayarak halkı adam etmeye kalkışan Kemalist zorbalık, okullarıyla da sistematik bir ifsad yürütmektedir.
Zorbalık, sadece bugün burada yaşananlarla sınırlı değil ne yazık ki. 8 yıllık zorunlu eğitime tâbi tutulan çocuklara laik Türk ulusal kimliği dayatılmakta, farklılıklar budanarak insanlar tektipleştirilmekte ve bu halkın evlatları Kemalizm'in sahte kutsallarına boyun eğmek zorunda bırakılmaktadır. Lise ve üniversite eğitimi boyunca devam eden bu dayatmalarla, değerleri çağdışı olarak gösterilen ve kimlikleri aşağılanan müslümanların yanı sıra, anadillleri yasaklanan Kürtlerin, kendilerine devlet tarafından kurgulanan bir din anlayışı dayatılan Alevilerin, Romanların, Çerkezlerin, Lazların ve diğer etnik ve dinî unsurların değerleri de yok sayılmaktadır.
Çocuklar her sabah okullarda sıralara dizilmekte, hizaya çekilmekte, çeşitli günlerde gerçekleştirilen ritüellerde sahte kutsallara karşı saygı duruşunda bulundurulmakta, Kemalist düzenin safsatalarıyla ifsad edilmekte, beyinleri kirletilmektedir. Çeşitli illerde pilot uygulama olarak başlatılan zorunlu anasınıfı saçmalığı ile küçücük çocuklar ailelerinin elinden alınarak devlete itaat ettirilmek istenmektedir.
Faşist bir zihniyetin ürünü olan kışla tipi eğitim sistemi derhal sorgulanmalı ve köklü bir değişikliğe tâbi tutularak özgür düşünceye imkân sağlayacak bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Bu ülkede yaşayan halklar kendi dillerinde eğitim alabilmeli, okullarda kendi kültürünü öğrenebilmeli, kendi şiirlerini okuyabilmeli, kendi tarihini tanıyabilmeli, kendi inançlarını yaşayabilmeli, kendi kimlikleriyle yetişebilmelidir. Halklar arasına nifak ve düşmanlık tohumları eken, coğrafyaları parçalayan zihinsel duvarlara karşı koymak her müslüman için imanî bir sorumluluktur.
Mustazafların kelimelerini, müminlerin değerlerini, insanların kimliklerini, Lice'de koyun otlatırken bombalanan Ceylan Önkol'un, Diyarbakır'da başörtüsünden dolayı okulundan sürülen Ece Nur Özel'in masum varlıklarını tuğla yaparak yükselen bu zulüm duvarı derhal yıkılmalıdır. Yasakçı, dayatmacı ve tek tipleştirici eğitim sisteminin ıslah edilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ü duyarlı davranmaya, adalet ve özgürlük taleplerimize kulak vermeye çağırıyoruz.
Egemenlerin çıkarlarını gözeten muharref bir din anlayışının topluma dayatıldığı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersleri derhal kaldırılmalı, yerine, isteyen her öğrenci için Kur'ân-ı Kerim ve siyer dersleri konulmalıdır. Liselerde hâlen okutulan ve kışla tipi eğitim anlayışının açık bir göstergesi olan Milli Güvenlik Dersleri derhal kaldırılmalıdır. Liselerde ve üniversitelerde zorunlu tutulan, yalanlarla ve ulusalcı hamasetle tıka basa doldurulmuş İnkılap Tarihi Dersleri derhal kaldırılmaldır. Her sabah bütün ilköğretim okullarında çocuklara okutulan “Andımız” adlı faşist metin derhal kaldırılmalıdır. Başörtüsü yasağı başta olmak üzere, inancımızı ve kimliğimizi hedef alan bütün dayatmalar son bulmalıdır.”
Habil Sağlam “bu düzene son” dedi