Muhabbet tüten, sımsıcak, samimi ifadelerin sahibi, duru, mütebessim ve dostane bakışlarıyla misafirlerini kucaklayan, kendisini Mescid-i Aksa ziyaretine adamış hizmet insanı, Nakşibendî dergâhının son mürşidlerinden Şeyh Abdülaziz Buhari.
Henüz geçtiğimiz Ramazan bayramında Kudüs ziyaretimizde grubumuzla birlikte bayram namazından sonra misafirin eksik olmadığı evinde ziyaret etmiştik kendisini. Hayatımın ilk gerçek bayramını yaşadığım Kudüs'te Kudüs yürekli muhabbet fedaisinin evinde kendimi evimdeymiş gibi hissettim.
O kalbe muhabbet muhakkak gelecek
Sahih-i Buhari müellifi İmam Buhari'nin torunu olan Şeyh Abdülaziz'in ailesi dört yüz yıl önce Buhara'dan göç ederek sırayla önce Mekke'ye sonrasında Kudüs'e ulaşırlar. Kendilerini Mescid-i Aksa'nın hizmetine adayan aile, muhtacı ve mağduru koruyup gözetmiş bugünlere gelene dek.
Kudüs barışı uğruna hayatını adamış bir engin yüreğin dilinden;
-"Barışın kilidi Kudüs, anahtarı ise Türkiye'de"
-"Kudüs dünyanın kalbi, o kalbe muhabbet muhakkak gelecek" niyet ve temennileri eksik olmazdı hiç.
İsrail’in saldırısından sonra kriz geçirdi
Yola yazgılı Âdemoğlu’nun kaderi bir yerlerde kesişir bazen. Dönemin sultanının zulmü sebebiyle Buhara'ya hicret eden Şeyh Buhari'nin ailesi gelip Kudüs'e varınca Aksa'nın hizmetkârı oluyor, siyonizme meydan okuyor. Gazze ambargosunu delme niyeti ve çabasıyla yollara düşen Kudüs sevdalılarını da hiçbir güç bu sevdadan döndüremiyor. Şehitler veriliyor bu uğurda. Kardeşlerine yardımı, ümmetin selamını, zaferin yakın olduğu müjdesini ulaştırabilmek için her şeyi göze alan kıskanılacak güzellikteki hayırda öne geçen topluluk bir sabah namazı vakti Akdeniz’in durgun ve dingin sularında ilerlerken; saldırmayı, bomba ve kurşun yağdırmayı bilen, korkuları gözlerinde bir güruhun saldırısıyla tüm dünyanın gündemine oturuyor. İşte insanlığın topyekün teyakkuza geçtiği o saldırı anında ömrünü özgür Kudüs'ün geleceğine adamış Abdülaziz Buhari'nin kalbi olanlara dayanamıyor; üzüntüsünden kriz geçiriyor ve vefat ediyor.
Haberi öğrendiğimde "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" derken, yüreğimi hüzün kaplıyor ve Kudüs'deki bayram sabahında buluyorum kendimi. "Müslümanlar ne kadar çok, neden daha çok gelmiyorsunuz Kudüs'e?" serzenişini hatırlıyor; af ve mağfiret diliyorum üstadıma.
Ümran Yaka haber verdi