Dünya geçicidir.

Üstelik bu tespit, her yönüyle ve defalarca kanıtlanmış bir ifadedir. Ölümün varlığı ve herkesi yakınıyla haberdar ediyor oluşu, bunun haberden öte, duygu, düşünce ve tefekkür boyutuyla kalıcı eylemle güncele indirgediğinin göstergesidir...

Dünya geçicidir.

Geçici bir nesneyi kalıcı değerlerle kullanmaya kalkmak, telafi edilmez sonuçlar doğurur.

Geçicilik iğreti bir ilişkiyi öngörür. Süreye bağlı olarak, idamesi hayat içinde, asıl hayatı zedelemeyecek, onu tümden veya kısmen hasarlı hale getirmeyecek bir duruş ve davranış, geçiciliğe özgü bir anlayış ve beklenti gereklidir.

İlahi kelam bu konuda insanlığın hulasasını yaşanmışlıklarla ortaya koymaktadır. Ayrıca bununla da yetinmeyip duygu ve beklentiyi şekillendirici bilincin oluşumu için gerekli duruşu tanım ve tarifle ortaya koymuştur.

Geçici olana kalıcı gibi sarılmak, ebedi olandan kopukluğa yol açar.

İnsan, daima pratiğin büyüsüne karşı zaaf içindedir.

An’ı yaşarken, ebedilik kavrayışının bilinciyle davranmakta zorlanır. İçinde olunan zamanın gelecek olana karşı üstünlüğü, hakikatle ilişkisine bağlı olarak ele alındığında pratik ancak tuzak olmaktan çıkar.

 

Ahmet Mercan yazdı