Star’dan Zaman’a, Milliyet’e, Sabah’a, Yeni Şafak’a kadar pek çok gazete kitap eki veriyor. Bazıları aylık, bazıları 15 günde bir, bazısı ise haftalık olarak yayınlanıyor. Bu kitap eklerinin bir kitap gündemi oluşturduğu muhakkak. Çoğu okur bu kitap eklerini takip ederek alıp okuyacağı kitapları belirliyor.

Bu durum okur açısından normal bir durum. Kitap eklerinden yararlanarak kitap seçmek herkesin öyle veya böyle hakkı. Peki, haberimizin en başından beri gelmek istediğimiz, sizlere iletmek istediğimiz mesele ne? Şu: Kitap eklerinin birbirinden farkı ne?

Ne demek şimdi bu?Cumhuriyet Kitap

Mesela Star’ın kitap ekiyle, Sabah’ın ya da Yeni Şafak’ın kitap eki arasında önemli farklar var mı? Ya da tek tek kitap eklerini ele alırsak bu kitap ekleri ticarî bir meta olarak gördükleri yayınların dışında kitaplarla ilgilenmezler mi? Piyasa burada da mı egemenliğini bazı kitapları ve yayınevlerini dayatarak sürdürür?

Elimde bir kitap eki var. İletişim ve Can Yayınları’ndan çıkan toplam altı kitap müstakil yazılarla tanıtılmış. (Başka bazı yazılarda da bu yayınevlerine ait kitaplar tanıtılıyor yine ama başka yayınevlerinin kitaplarıyla beraber.) Geriye de yedi farklı yayınevinin yedi kitabının tanıtımı kalmış. Yani oran nerdeyse yarı yarıya… Aynı kitap ekinin bir önceki sayısında da beş kitap YKY’ye ait kitaplardı. Durum böyleyken neden kitap eklerini takip ederek boşa zaman harcıyoruz. Bir iki yayınevinin çıkardığı bültenleri takip etmekten farkı ne bu kitap eklerinin? Nicelik olarak bu kadar sıkıntılı olan kitap eklerindeki yazıların niteliği de, niceliğinde olduğu gibi sıkıntılı.

Zaman KitapBir örnek vermek gerekirse

Aslında bir değil onlarca örnek bile verilebilir. Ama biz bir örnek vermekle yetinelim. Kitap eklerinden birinde, yeni bir baskıyla okura sunulan Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler‘i  tanıtılmış. Burada Karamazov Kardeşler gibi bir kitapla ilgili kalem oynatma cesaretini kendinde bulan yazar, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sını Karamazov Kardeşler’le birlikte polisiye roman olarak nitelemiş. Bunu görünce ‘nasıl yani’ diyorsunuz. Sezai Karakoç da klasik anlamda halk ozanı mı?

Neden böyle?

Nedeni açık aslında. Gazeteler popüler kültür dışında bir şeyi yüklenemiyorlar. Bayi ya da abonman satışının tek geçer akçe olduğu gazetelerin derdi kitap filan değil. Zaten elimize aldığımız bir çok kitap ekini, gazetelerin magazin sayfalarını ya da hafta sonu eklerini hazırlayan isimlerin çıkardığını düşünürseniz çok da şaşırmıyorsunuz bu işe. Tashih hatalarından mantık yanlışlarına, sermayenin kitap üzerinden kurduğu hakimiyete -eskilerin diliyle söylersek- güneş altında yeni bir şey yok!

 

Besim Bal dikkat çekti