İnsan için bildiği, tanıdığı yer sılası, bilmediği de gurbettir. Gurbet zordur, bu da bilinir. Madem böyle, üniversiteyi kazanıp gurbete çıkan siz arkadaşlara, kardeşlere gurbeti sıla eylemek gerek. Gakkoşlar şehri Elazığ’da sizleri neler bekliyor, sorup söyleyelim.
Doğu ve batıdaki illere ulaşım nasıl olur?
Elazığ’dan daha batı illere yolculuk konusunda çok sıkıntı yaşanmaz. Halihazırda hizmet veren 4-5 otobüs firması günün farklı saatlerinde sefer düzenlemekte. Uçak seferleri ise Ankara ve İstanbul’a yapılmakta. Havayolu firması olarak da yine 3-4 firma sefer düzenliyor. Komşu iller Malatya-Diyarbakır-Bingöl’e günün hemen her saati minibüs bulmak mümkün. Bunların dışında daha doğu illere ulaşım ise bu kadar rahat değil. Elazığ’dan daha doğuda yer alan illere direkt kalkan otobüs yok. Bu durumda yapmanız gereken terminale gidip Elazığ’dan geçen firmalardan yerinizi ayırtıp otobüslerin geçişlerini beklemek.
Neyse, Elazığ’a vardık diyelim, nerde kalacağız?
Elazığ’da üniversite öğrencilerinin konaklaması noktasında hizmet veren birçok yurt mevcut. Çeşitli cemaat, dernek ve vakıfların bünyesinde hizmet veren bu yurtlardan bazıları şunlar: Zafran Öğrenci Yurdu, Bahçelievler Öğrenci Yurdu, Bedrettin Demirel Erkek Öğrenci Yurdu, Damla Kız Öğrenci Yurdu, Altın Yunus İzzetpaşa Vakfı Kız Öğrenci Yurdu, Çelikkol Kız Öğrenci Yurdu.
Ne yiyeceğiz peki?
Elazığ’da öğrencilerin yemek konusundaki uğrak mekânı Köfteciler Sokağı’dır. Elazığ usulü ekmek arası köfteyi en uygun fiyata yiyebileceğiniz yer burasıdır. Menüleri neredeyse birbirinin aynısı olan çok sayıda köftecinin toplandığı bu sokak, burs günleri pek tenhadır. Çünkü bursunu alan öğrenciler daha lüks restoranlara kaçar. Lüks restoranlar konusunda fazla bir şey diyemem. Ama olur da canınız güzel bir kebap çekerse Kapalı Çarşı içindeki Hicret Kebap Salonu’nda Recep Usta sizi bekler. Burada sadece yemek yemez, birçok roman kahramanı ile karşılaşabilirsiniz.
Çaya gelince, İzzetpaşa Camii çevresindeki çay ocakları sizi bekliyor. Küçük taburelere çöküp demli çaylarınızı yudumlarken İzzetpaşa Camii imamının çağrısına kulak kesilir ve çaya mola dersiniz. Namaz sonrası her şey olduğu gibi sizi bekliyor olur, merak etmeyin. Ha bu arada çay ocaklarının arasındaki küçük kahvaltı dükkânı da tam olarak öğrenci işidir. İstediğiniz kahvaltılığı alır, sıcak pide ve taze çay ile güzel ve ucuz bir kahvaltı yapabilirsiniz.
Vardık, kalacak yer bulduk, karnımız da doydu ama bir yeri şehir yapan kültürü sanatıdır. Bize ondan haber ver. Nerelerdir bu şehrin kitapçıları, kültür- sanat muhitleri?
Aslında Elazığ’da okuyan öğrenciler çevre illere göre daha şanslıdır. Çünkü doğunun en büyük kitapçılarından biri Elazığ’da bulunuyor. Çevre illere dağıtımcılık da yapan Batı Kitapevi’nde birçok kitabı bulmanız mümkün. Bulamazsanız eğer ben bu kitabı istiyorum demeniz yeterli olacaktır. Kitabınız kısa sürede elinize ulaşır. Bu noktada bir de sır verelim, kitapevinin sahibi Hanefi Batı ile tanışıp gerçek bir okur olduğunuzu fark ettirirseniz, kitapevinden istediğiniz kitabı ödünç almanız mümkün olabilir. Şark Dağıtım, Hürses Kitapevi, Kederi Dağıtım da yine büyük kitapçılar arasındadır. Furkan Dağıtım ise küçük ama oldukça aktiftir. Siz okurları yazarlarla imza günlerinde buluşturabilecek yegâne kitapevi de burasıdır.
Ya dergileri nerden bulacağız?
Dergah, Yedi İklim, İtibar, Karabatak, Dil ve Edebiyat, Varlık, Ay Vakti gibi birçok dergiyi Vali Fahri Bey Caddesi’ndeki NT mağazasında bulabilirsiniz. Türk Edebiyatı’nı İzzet Paşa Camii Pasajı girişindeki Diyanet Vakfı Kitapevi’nde, Yolcu, Kertenkele -eğer hâlâ çıkıyorsa-, Hece’yi ise yine İzzet Paşa Camii’nin yanındaki Pusula Kitapevi’nde bulmanız mümkün.
Elim kalem tutuyor benim, elimden tutacak kimse var mıdır Elazığ’da?
Eli kalem tutan herkese açık bir kapıdır Elazığ’daki Bizim Külliye Dergisi. Nazım Payam sizde bir ışık fark ederse şayet, bir anda kırk yıllık dostunuz kesilir. Daha tanışır tanışmaz çay demleyen Ömer Kazezoğlu’na yardım için sizi mutfağa yollarsa sakın şaşırmayın, bilin ki yeteneğiniz iyi. Nazım Hoca sizi kibarca derginin mutfağına davet ediyor.
Vakıf ve dernekler?
Elazığ’da hizmet veren en faal vakıf İzzetpaşa Vakfı’dır. Birçok hayır işine imza atan vakıf, kültür ve yayıncılık hizmetleri noktasında da çok aktiftir. Hizmetleri görmezden gelinemeyecek bir diğer vakıf Furkan Vakfı’dır. Yine Mamuret’ul Aziz Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği de aktif hizmetleri olan derneklerin başında gelmektedir.
Hiç gezmeyecek miyiz peki?
Gezi rotamız yakından uzağa olsun. İlk durağımız tabi ki Harput. Harput ‘babalar’-evliyalar yatağıdır. Dolayısıyla manevi iklimi bu zatların varlığından nasipdardır. Siz siz olun, Harput’a bu beklenti ile tırmanın. Arap Baba’nın yüzyıllarca çürümeden kalan derisini görmek şevkiyle yola düşmek size yakışmaz. Ulu Camii, Sara Hatun Camii, Alacalı Camii, Ağa Camii ve Kurşunlu Camii’nde tahiyyetül mescid kıldıktan sonra Süt Kalesi’ne tırmanabilirsiniz. Kale size yüzyıllar öncesinden haber verir mi bilinmez ama mazinin görkemine dair ufak da olsa bir şeyler fısıldayacağı kesindir. Kaleden indikten sonra şehir manzarası eşliğinde bir yorgunluk çayı içer ve buzluk mağaralarına doğru yola çıkarsınız. Buzluk mağaraları bahanedir aslında. Maksat Musa Kazım Efendi’nin kabrinden geçirmektir yolu. Fatihaları Harput’ta yatan tüm uluların ruhuna hediye edersiniz.
Harput keşfi bittiyse sıra Keban’da. Çırçır Şelalesi, barajın o heybetli görüntüsü ve buz gibi Fırat suyu sizi bekliyor.
Bir diğer durak Sivrice. Doğunun Bodrum’u deseler de öyle değil. Kendine has bir duruşu vardır bizim Sivrice’nin.
Ve bir de kış mevsimi için bir mekân: Hazar Baba Dağı. Hazar Baba deyince milletin kayak merkezi falan demesinden ürkmeyin. Alın saman dolu poşetinizi ya da naylon teştinizi, çıkın dağa. Kimse size “Neden bunlarla kayıyorsun?” demez ve yadırgamaz, merak etmeyin.
Serdar Arslan yazdı