Daru’l-Hikme İlim Araştırma ve Kültür Derneği’nin geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlediği etkinlikte Mufti Muhammed b. Âdem el-Kevserî, “İslâm’da Ailenin Önemi” başlıklı bir konferans verdi.

Küçük yaşlardan itibaren farklı medreselerde ilim tahsil eden Muhammed b. Âdem El-Kevserî, İngiltere’nin Leicester şehrinde yaşıyor. Darul İftaa (İslam Hukuku Enstitüsü) bünyesinde yaptığı çalışmalarla tanınmakta. Hadis, inanç, ibadet, evlilik konularında makaleleri mevcut. Hindistan, Pakistan ve Suriye’de önemli âlimlerden icazetnameler alan Adem El-Keserî, konuşmasına İstanbul’a duyduğu yakınlıktan bahsederek başladı. Bu ilgiyi hilâfet ve Osmanlı özlemiyle açıklamak mümkün. Peygamber efendimizin (sav) “İstanbul’u fetheden komutan ne güzel komutandır.” sözü İstanbul sevgisinin sebebi olarak nakledildi.

Hocaefendi, Kur’an ve sünnetin aileye ne kadar önem verdiğini anlatmadan önce Allah’ın en sevmediği helâlin boşanma olduğunu vurguladı. Aile ile ilgili problemler yalnızca bizde görülmemekte, bugün gayrimüslimlerin de ailevî bağların kopmasından şikâyetleri dile getirilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de aileyle ilgili detaylara ibadet ile ilgili detaylardan daha çok rastlanır. Konuşmasında kadın ve erkeğin birbirleri üzerinde olan haklarına dikkat çeken Hocaefendi, İslâm’ı sadece ibadetlere hasretmenin yanlış olduğunu söyledi. “İbadet alanı dinin beşte birini oluşturur. Namazını kılıp, orucunu tutan insanlar alışverişte faize bulaşabiliyor. Parayla ilişkilerinde problem olabiliyor. Oysa İslâm’ı bir bütün olarak düşünmek gerekir.” dedi.Mufti Muhammed b. Âdem el-Kevserî

Nikâhın hayırlısı basit olanıdır

Nikâhla ilgili ayetlerde takvanın hep ortak nokta olduğunu belirten El-Kevserî, Nisa ve Ahzab surelerinden ayetler okudu. Kadının ve erkeğin evleneceği kişiyi seçerken, seçeceği kişinin, çocuğunun annesi, babası olacağını göz önünde bulundurmasının önemine değindi. Evlilikle ilgili şunları ekledi:

“Kadının, erkeğin ve ailenin evlilikten beklentileri farklı. Evlenmenin birçok soruna yol açtığını düşünüyorlar. Aileler evliliği zor görüp imkânsızlaştırabiliyorlar. Allah resulü ise, ‘dininden ve ahlâkından razı olduğunuz biri geldiğinde ona kızınızı nikâhlayınız. Eğer böyle yapmazsanız yeryüzünde fitne ve fesat çıkar’ buyuruyor. Evlilik ertelendiğinde haramlara kapı aralanır. Nikâh ibadettir. Çok fazla israfın yapıldığı bu alanda, Allah resulü, ‘nikâhın hayırlısı basit olanıdır’ diyerek hayırlı olanı bize gösteriyor.”

El- Kevseri konuşmasının devamında da şunları ekledi: “Allah korkusunun olmaması bütün kötülüklerin sebebidir. Evlilikte de takvadan yoksun bir insan başkalarına yaptığı gibi eşine de zulmeder. Eşler evliliğin bereketli olması için birbirleri üzerindeki haklarına riayet etmelidirler.”

Mufti Muhammed b. Âdem el-KevserîKadının erkeğe, erkeğin kadına benzemesi fıtrata aykırıdır

“İslâm, istediğimiz yönlerini alıp istemediğimiz yönlerini bırakabileceğimiz bir din değil” diyen konuşmacı, problemlerin temelinin Batılılaşma olduğunu, aile bağlarındaki zayıflığın çocuklara da yansıdığını, sağlıklı bir toplum için ailenin sağlıklı olması gerektiğini de dile getirdi. Günümüzde kadının erkeğe, erkeğin de kadına benzemesini büyük bir sorun olarak tanımladı. Halbuki kadına ve erkeğe biçilen roller bellidir. Bu rollerin aksine uğraşmak fıtratı bozmak olarak görülür. Hocaefendi, erkeğe evin dışında verilen sorumluluklar ile kadına verilen ev içi sorumlulukların yer değiştirmesinin birçok soruna yol açtığını şöyle örnekledi:

“Annesini gün içinde hiç göremeyen çocuklar var. Çocuğun duyduğu anne sevgisini başka hiçbir şey temin edemez. Erkeğin kadının koruyucusu olarak yaratılması ona zulmedeceği anlamına gelmez. Söylediklerimizden erkeğin evin içinde eşe yardımcı olmaması anlaşılmamalıdır. Hz. Hatice, Allah resulünün evde de kendisine yardımcı olduğunu nakleder. Yine Allah resulü sorulduğunda üç kere anneye ihsanda bulunulması, dördüncüde babaya ihsanda bulunulması gerektiğini söylemiştir. Evde kadın yalnızca anne, baba, eş ve çocuklarına hizmet ederken dışarıda ise yüzlerce kişiye hizmet eder. Eşitliği böyle mi anlamalıyız?”

Âdem El-Kevseri, Müslüman erkeğin, hanımına karşı yumuşak davranması, onunla iyi geçinmesi, kadının duygusal, hassas ve kırılgan olduğunun bilincinde olması gerektiğini söyledi. Mutlu ve huzurlu bir aile olmanın yolunun İslâm’ın kendimize biçtiği rolleri hakkıyla yerine getirmekten geçtiğini belirterek konuşmasını noktaladı.

 

Ceylan Ergin haber verdi