Evimizde Kadın ve Aile dergisinin ilk 12 sayısının yer aldığı bir cilt var. Bu cildin hakkını verip Kadın ve Aile dergisini tanıtmak gerek diye düşündüm.
Rıfat Oral'ın sahibi ve yazı işleri müdürü olduğu Kadın ve Aile dergisi, 1985 Nisan'ında Ankara'da yayın hayatına başlamış. İsminden de anlaşılacağı üzere dergi, kadınlara hitap ediyor. Bu anlamda Müslüman camiada sahasında ilk olan dergi, her sayısında ele aldığı dosya konuları ile toplumda geniş yankı bulmayı başarmış. Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi'nin derginin ilk sayısındaki başmakalesinde belirttiği üzere bu dergi, kadınların "ev kadınlığı sanatını en yüksek seviyede başarmalarında rehberleri" olmuş.
Dergi, kadın dergisi olunca, yazarları da kadınlardan oluşuyor. Halime Torlak'ın başını çektiği kadroda Fatma Bora, Kader Zeyrek, Amerikalı müslüman yazar Ayşe Aslı Sancar, Nazif Gürdoğan'ın eşi Afra Gürdoğan ve Halise Çiftçi isimlerini görüyoruz.
Çocuklar da unutulmamış dergide. Gülçocuk dergisi, Kadın ve Aile'nin eki olarak veriliyormuş, daha sonra müstakil olmuş. Bu dergiye dair zihnimde tam net olmayan bazı kareler var. Hatırladığım tek şey, bu çocuk dergisini çok seviyordum. Ama şu an elimde bir iz yok. Kim bilir nereye gitti o dergiler?
Başmakaleler Mahmud Esad Coşan Hocaefendi'den
Aylık yayınlanan derginin içindeki bölümlere baktığımda, Mahmud Esad Coşan'ın kaleme aldığı Başmakale'den sonra Adab, Soruşturma, Röportaj, Yaşayıp Gördüklerimiz, Hanım Sahabeler, Değişenler, İlmihal, Kitaplığımız, Çocuk Terbiyesi, Anne ve Çocuk Sağlığı, Giyim gibi başlıklar dikkatimi çekiyor. Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi'nin 'Nasihatler'ini de unutmamak gerek.
Dergi, kadını ilgilendiren her alana el atmış, günlük hayatta karşılaşılan problemleri satırlarına taşımış. İslam'ın her alanı kuşattığının bilincinde olan dergi, ilk sayısından itibaren alafranga kültüre karşı uyarılarını sürdürüyor. Bu yönüyle zamanının piyasasındaki diğer kadın dergilerinden farkını ortaya koyuyor. Kadınları Batıdan esen moda rüzgârından korumak için, kıyafet kalıbı vermesi dikkatimi çekti örneğin.
Meral Maruf Kadın ve Aile okuyor
Dergiyi okurken zihnimde 1985'te gündemde neler varmış, Müslümanların dertleri neler imiş soruları dolaşıyor. Hidayete eren Müslümanlarla röportajlar, dünyanın çeşitli yerlerinden Müslümanların beyaz haberleri yok değil. Ancak, Rus işgali altındaki Afganistan öyle derin bir yara açmış ki o zamanlar, derginin ilk 12 sayısının hemen hemen hepsinde yer veriliyor oradan gelen haberlere. Babasının görevi dolayısıyla on yıl Türkiye'de bulunmuş olan Afgan kızı Meral Maruf mektupları okuyuculara ulaştırılıyor. Maruf, hem Kadın ve Aile dergisini takip ediyor, okuyor, hem de dergi gönderdikleri için dostlarına teşekkür ederek, Afgan cihadını kadın gözüyle anlatıyor.
Erdem Beyazıt'ın Afgan filmi yayınlanmamış!
Cahit Zarifoğlu'nun Afganistan şiirlerinin yanısıra, Erdem Bayazıt ile yapılan bir röportaj da var derginin sayfalarında. Erdem Bayazıt, Afganistan'da bulunduğu günleri ve Afgan çocuklarını hiç unutamadığını anlatmış. Eğer nasip olursa yalnız Afgan çocuklarını anlatan bir film yapmak istediğini, ayrıca orada çektiği kısa filmlerin gösterimine izin verilmediği için Türkiye'de halkın izlemesine sunamadığını söylemiş.
Kapak dosyalarıyla yaraya neşter vuruyorlar
Dosya konuları dikkat çekici Kadın ve Aile dergisinin. Bir sayısında "Kadınlar kitap okuyor mu?" diye sormuş, bir başkasında "Nereden çıktı bu yılbaşı?" sorusunu gündeme getirmiş. Şair diyor ya; "Her şey ben yaşarken oldu". Yaşadıkları günlerin gündemlerine bigâne kalmazken, aynı zamanda da olması gereken gündemi Müslüman hassasiyetiyle duyurmuşlar. Aile planlaması ambalajıyla çocuk öldürme dayatılırken, Kadın ve Aile dergisi bunu kapağına taşımış.
Batı kültürü taşıyıcılığı yapan dizi ve filmler, o zamandan gündemimize girmeye başlamış olacak ki "Tv izlemediğimiz akşam var mı?" sorusu karşıma çıktı dergide. Bünyemize ters gelen bu ahval karşısında yer yer müjdeli haberler de duyurulmuş. Ulvi Alacakaptan, Çağrı Sahnesi adı altında tiyatro kurmuş mesela. İlk oyunu olan 'İnsanlar ve Soytarılar'ı yurdun çeşitli yerlerinde oynanmış bile.
Müstehcen neşriyata ve çağın, kadını pençesine alan hastalığı moda akımlarına karşı kararlı bir şekilde mücadele yürütülmüş dergide. Müslümanların başkalarına benzemeyen bir hayat sürmelerinin, dinin emri olduğu vurgulanmış.
Müstehcen neşriyatın konu edildiği sayıda Rasim Özdenören ile röportaj yapılmış. Özdenören, kimilerinin savunduğu gibi hayayı yıkıma uğratan bu tip yayınlarda halkın isteği diye bir şeyin söz konusu olamayacağını, halka bu tip şeylerin istetilebileceğini söylemiş. Özdenören'e göre Batılı hayat tarzı, diziler ve filmler yoluyla meşrutiyet kazandırılıyor ve özendiriliyor. Neredeyse 30 yıl önceki konunun gündemdeki yerini hâlâ koruyor olmasına mı şaşmak lazım yoksa; bu konuları çoktan aşıp ilerlediğimize mi!?
Bir diğer nüshada, çalışan kadınların problemleri ele alınmış. Modern hayatın dayatması olan, kadının iş hayatına atılma sürecinin kadınlara nasıl yansıdığı sorgulanmış. Çalışan kadınlara mikrofon uzatılıp, "Kazandığınız kaybettiklerinizi karşılıyor mu?" diye sorulmuş. Yine mesela dergi sayfalarında güncel bir konu: Nüfus planlaması... Başbakanın "3 çocuk" söylemini ve bunun gerekçelerini, -zamanı ters yüz edersek- dergi yazarlarından Halise Çiftçi ta 1985'den destekliyor: "Elhamdülillah, Herşeye Rağmen Çoğalıyoruz!"
Ve tabi ki Türkiye'nin olmazsa olmazı; başörtüsünü yasaklayanlar problemi. Kamusal alan dayatmaları, yasaklar, üniversite kapıları, Danıştay kararları... Uzun yıllar ülke gündemini meşgul edecek olan yasaklara ve yasakçılara karşı dik duruş sergilenmiş.
Kitaplardan ne haber?
'Kitaplığımız' bölümünde, Meral Maruf'un Afganistan cihadını anlatan Dullar Kampı ve Hicret Günleri kitaplarının yeni çıktığı duyuruluyor. Sanki o ana tanık oluyormuş gibi heyecanlanıyorum. Neler çıkmamış ki ‘85 yılında! Rasim Özdenören’in Gül Yetiştiren Adam, Cahit Zarifoğlu’nun Savaş Ritimleri, Zeynep Gazali’nin Zindan Hatıralarım, İbrahim Canan’ın Peygamber Sünnetinde Terbiye kitapları bunlardan birkaçı. İslam, İlim ve Sanat dergileri de o yıllarda çıkan dergilerden. Bunların ilanları da dergide mevcut.
Kadın ve Aile dergisinin birinci yılından yansıtabildiklerim bunlar. Diğer sayılarına da ulaşıp sayfalarını çevirmek isterdim doğrusu..
Kadın ve Aile dergisinin kapakları ve içerikten bazı sayfalar için fotogalerimize buyurunuz.
Ayşegül Sena Kara Kadın ve Aile'yi ciltli nüshalarından okudu