Şiir kitapları genelde çok satmaz. Buna rağmen etkisi güçlü, baskısı azdır şiir kitaplarının.
Ebabil gibi şiir ağırlıklı yayın yapanların dışında da şiir kitabı basmak karlı bir iş olarak görülmez. Bu yüzden genelde bir iki baskı yapar şiir kitapları. İstisnaları yok mudur? Vardır ama kaide oluşturacak çoğunlukta değildir elbet. Şiir yazanının, seveninin çok ama okuyucusunun, takipçisinin ve alıcısının az olduğu bir memlekettir burası.
Bahsedeceğimiz kitabın adı “Allah Bir”. 1961 yılında, Türk Tarih Kurumu Basımevi tarafından yayınlanmış. Kaç adet basılmış bilemiyorum ama şu an arasanız belli başlı kütüphaneler, sahaflar dışında zor bulunabilecek bir kitap. Daha sonra basılmamış ya da bastırılmamış. (Ben bilinçli olarak bastırılmadığı kanaatindeyim). Müellifi öldükten sonra basılarak günyüzü görmüş bu kitabın yazarı Hasan Ali Yücel. Kitabı farklı kılan da yazarı biraz.
Günah keçisi ilan edildi
Gelelim kitabın hikayesine. II. Dünya savaşından sonra değişen dünya şartları sonrasında İnönü tarafından gözden çıkarılan ve bakanlıktan ayrılan Hasan Ali Yücel neredeyse bütün İnönü döneminin günah keçisi ilan edilir. İnönü tarafından yalnızlaştırılır ve kendisine destek çıkılmaz. CHP içinden de birçok eleştiri yöneltilir kendisine. Mevlevi-meşrep bir kişilik olduğu için (İletişim yayınlarından çıkan Geçtiğim Günlerden adlı hatırat kitabına bakılabilir) iç dünyasına yönelir, bir nevi küskünlük dönemi geçirir.
Nihal Atsız Hasan Âli'ye Turancı demiş!
Dinsizlik, komünistlik ve hatta Turancılık suçlamalarıyla, [Kenan Öner ve Nihal Atsız tarafından mahkemede, bakanlığı dönemindeki yayınları, icraatları dolayısıyla gençler arasında ırkçılık ve Turancılığa yol açmakla itham edilir!] hakkında yazılan ve söylenenler karşısında “ne kadar benzemezmişim ben bana” der bir yerde.
Köy Enstitüleri dolayısıyla dinsizlik, komünistlik suçlamaları, yalnızlaştırılması sonucu iç dünyasında yoğun bir muhasebe dönemi geçirdiği anlaşılan Hasan Ali Yücel, Yücel-Öner davasının görüldüğü yıllarda “Allah Bir” adındaki şiir kitabını yazar. Kitap bazılarının iddia ettiği gibi ölümüne yakın dönemde bir pişmanlık eseri olarak kaleme alınmaz. Çünkü 1948 yılında yazılmıştır. Yücel kitabı yazdığı dönemde yayınlatmayı düşünmez. “Hakkındaki ithamlar karşısında kendini savunmak için yazmış, mahkemeyi etkilemek için yazmış, samimi değil” vb. ithamlara maruz kalmak istemez. O dönemde dini neşriyata getirilen kısıtlamalar da işin bir başka yönünü oluşturabilir.
Aynı kitaba 1954 yılında bir önsöz yazar ve şöyle tamamlar önsözünü Yücel “İnsanlık tarihi, hiçbir devri müstesna olmamak üzere, insanın Allah’ını aramasının hikâyesidir… Meçhullerin karanlığına bir gün hak doğar. Ümidimiz bu olsun!.. Hakkın girdiği yerde batıl duramaz. Tesellimiz, bu olsun!.. Hakta birlik vardır, batılda çokluk. Biri varlık, biri yokluk. Var olmaktan korkan, yokluğa kurbandır. Yok olmayı bilen insan, var olmanın yolunu bulandır. Sağır ve dilsiz olmıyan vicdan, her zaman der: -Allah’a inan!... Bizi Bu sesi duyanlardan eyle, Yarabbi!... Orhantepe/15 Ekim 1954”
Yücel, Kenan Öner davasını kazanmasına ve aradan geçen yıllara rağmen kitabı yine bastırmaz ve kitap kendisi yaşarken yayınlanmaz. Kitap “Öldükten Sonra Allah Diyen Bakan” adlı bir kitaba isim ilham edecek şekilde ölümünden sonra, 1961 yılında bastırılır.
Kitap Allah ve Tevhid adlı iki bölümden oluşuyor ve beyitler halinde yazılmış.
Kitabın elimdeki fotokopi nüshası, 59 sayfadan oluşuyor. Ve şu mısralarla bitiyor.
“Düştüm yere ben, kapında bir kul,
Bikes, biçare, hasta, yoksul.
Yalnız seni Hak bilip güvendim,
Sensin dü cihanda tek efendim.
Taptım sana, başka Tanrı bilmem;
Faniler önünde ben eğilmem…”
Gelelim kitabın ilginç hikâyesine.
Yücel’in ölümünden sonra masasının üzerinde yayına hazır olarak bekleyen kitap Türk Tarih Kurumu Yayınları tarafından 1961 yılında yayınlanır. O dönemdeki etkisini, nasıl karşılandığını bilemiyorum. Ancak kitap o tarihten bugüne bir daha basılmaz ya da bastırılmaz.
Bastırılmaz diyorum çünkü Unesco1997 yılını doğumunun 100. yılı münasebetiyle Hasan Ali Yücel yılı ilan etmişti. O yıllarda Kültür Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bütün kitapları, yayınlanmamış gazete yazıları, çocuklar için yazdıkları da dâhil şiir kitapları yeniden basıldı. İlginçtir bir tek “Allah Bir” kitabının yeniden basımı yapılmadı!
Bunun sorumlularını ya da nedenini merak eder dururum kitapla yüksek lisans tez araştırmalarım sırasında karşılaştığımdan bu yana. Kitabı, o dönemin bakanlık yetkilileri “Aklın Vekili, akılcılık, aydınlanma, çağdaşlaşmanın ve Anadolu aydınlanmasının öncüsü, pozitivist, bilimperest” bir Yücel imajına yakıştıramadıkları için mi bastırmadılar, gözden mi kaçtı, basım hakkı Türk Tarih Kurumunda olduğu için mi yayınlanmadı yoksa kızı Canan Eronat tarafından basılmasına izin mi verilmedi?
Bir baskı yapmanın sebebi acaba hangisi?
//www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=2481
Ümit Savaş sordu
umitsavas42 at gmail.com
arka kapağın içinden : "Bu kitap, 1961 yılında Türk Tarih Kurumu Basımevinde 3600 tane basılmıştır"