Yetti artık Ramazan eğlencesi saçmalıkları!

İzmit’in merkezinde saat kulesinin hemen altında geçen sene itibarıyla açılışı yapılan kültür tepesindeydik.

Yetti artık Ramazan eğlencesi saçmalıkları!

İzmit, Kültür Tepesi

İzmit’te, geçtiğimiz Ramazan ayına girmeden başlanan hummalı çalışmaları görünce, daha önce ikamet ettiğimiz şehirlerde aşina olduğumuz üzere, orada da Ramazan’a has bir takım faaliyetlerin olacağı hayalini kurmuştuk. Kitap stantları filan açılacağını ümit etmiştik. Ancak gördük ki Ramazan için yapılan hazırlıklar, Ramazan’la alakası olmayanlar için tertip edilen eğlence, vur patlasın çal oynasın taverna havasından başka bir şey değilmiş. Sadece geçtiğimiz senenin Ramazan'ında olmayan kitap standının bu sene hiç olmazsa idare eder tarzda olması, bundan sonraki senelerde burada daha kapsamlı bir tarzda kitapların da yer bulabileceğine dair ümit etmemizi sağlıyor.

Gitti bütün huşu

Ne zannediliyor bilmiyorum, birkaç eski zaman giyimli insan ortalarda dolanıversin. Yiyecek, içecek gani; yanına bir de gazino havası, al sana Ramazan. Biz de yedik öyle mi? Yiyenlere afiyet olsun, ancak bu durumdan hayli rahatsızız. Bu tür faaliyetler iyi niyetlerle başlıyor ve sonradan rotası şaşıyor. Kimse ses çıkarmayınca da “halk memnun devam edelim” deniyor. Öyle ya, ne gerek var kafa patlatıp estetik eseri, ince fikir gerektiren kültür-sanat faaliyetleri gerçekleştirmeye canım.

Teravih namazına giderken aynı yol üzerinden geçtiğimiz için bizi rahatsız eden ve yine huşu içerisinde kıldığımız namazın arkasından evimize dönerken tüm huşumuzu kaçıran Kültür Tepesi etkinliklerinin ismi “gürültü tepesi” olarak ismi değiştirilse isabetli olur. Ne yapılmaya çalışıldığını tam olarak anlamış değiliz. Acaba yetkililer, çocukların bile saçma bulup “şikâyet edelim” dedikleri, Ramazan’a İzmit, Kültür Tepesi, Ramazan etkinlikleriyakıştıramadıkları ve son derece kalitesiz, seviyesi düşük müziklerin bangır bangır yankılandığı organizasyonların (organizasyon bile denmez aslında) iğrençliğinin ve rahatsız ediciliğinin farkına varamıyor mu?

Belediye başkanının haberi yokmuş olan bitenden

Çarşamba akşamı Yavuz Bahadıroğlu’nun orada bir konuşma yapacağını öğrendiğimizde ise epey şaşırdık. Ekmek arası köfte gibi eğlence arası konuşma olur herhalde diye düşündük. Tabi az köfte, bol bol ekmek, maksat karın doysun, ne ile doyduğunun ne önemi var canım! Ramazan’ın ilk iftarını paylaştığımız misafirlerimizi uğurladıktan sonra çocuklarla birlikte hiç hoşlanmadığımız halde girdik kalabalığa, geçtik açık alana doğru. Nasıl bir müzik ve onun eşliğinde oynayan, hoplayan insanlar, sahne çocuk dolu alabildiğine. Bizim burada ne işimiz olur Ramazan Ramazan! Hey Allah’ım, Bahadıroğlu geldiğinde bu manzarayla karşılaşırsa gerisin geri döner hiç şüphem yok. Trafik dolayısıyla geciken program sebebiyle on beş-yirmi dakika bu gürültüye tahammül etmek durumunda kaldık maalesef.

Biz gittiğimizde henüz oraya yeni gelen belediye başkanının halkın arasına girip, hal hatır sorduğunu görünce, ki sağ olsun her zaman mütebessim bir çehre ile insanların derdiyle ilgilenir ve dinler şahidiz, “iyi olacak hastanın doktoru ayağına gelir” misali başkana maruzatımı bildirdim: “Bizler buraya sadece Yavuz Bahadıroğlu için geldik ve bu manzaradan çok şikâyetçiyiz, hiç memnun değiliz, ayrıca kendisi de Ramazan’da bu tür eğlencelere karşı ve geldiğinde çok kızacak” dedim. “Haklısınız, aslında bu sadece çocuklara yönelik ve çocuk müzikleri ile olması gerekiyordu” dedi. Kendi bilgisi dışında olayın biraz abartıldığını ve hoşnut olmadığını, düzelteceğini de ekledi sözlerine. “İnşallah” dedik, ne diyelim.

Bahadıroğlu’nun konuşması ancak yarım saat sürdü sürmediYavuz Bahadıroğlu

Nihayet Yavuz Bahadıroğlu geldiğinde nasıl olduysa bıçak gibi kesildi müzik ve eğlence meraklılarının boşalttığı ön koltuklara yerleşip can kulağıyla dinlemeye koyulduk. “Eskiler oruç tutanın birkaç şeyi açık olur derlerdi” diyerek başladı konuşmasına Bahadıroğlu: “Gönlü açık olacak. Zihni açık olacak. Evinin kapısı açık olacak. Sofrası açık olacak.” Aile içinde ayrı düştüğümüzü, herkesin ayrı ayrı odalarda oturduğunu ve aramızda muhabbetin kalmadığını söyleyen Bahadıroğlu, “büyük aileden çekirdek aileye dönüştük ve şimdi de birbirimizi çitliyoruz” dedi. Ramazan’da en azından iftar ve sahurlarda bir araya gelerek sofrada muhabbet etme imkânımızın olduğunu, bu vesileyle aile içerisindeki samimiyetin ve sıcaklığın artacağını belirtti.

Ramazan’ın sosyal yansımalarından nedense çok fazla bahsedilmediğini söyleyen yazar, Ramazan’ın bir infak ayı olduğunu ve vermeyi çocuklarımıza anlatabileceğimizin altını çizdi. Sadaka taşlarına dikkat çekerek, “örneğin eve bir sadaka kutusu koyulabilir ve Ramazan’ın sonuna doğru ihtiyaç sahiplerine birlikte götürülebilir” dedi. “Her zaman evimize gelmeyen, ihtiyaç sahibi komşularımızı evimize davet edebiliriz” diyerek sürdürdü örneklerini. “Çocuklarımıza sevmeyi, şefkati, merhameti öğretmemiz lazım. Arakan’da yaşayan Budistlerde biraz insanlık olsa, kardeşlik duygusu olsaydı eğer, o zulümleri yapabilirler miydi? Ne bir Müslüman bir Hıristiyana, ne de bir Budist bir Müslümana asla eziyet edemez birazcık merhameti olsa” diyerek nihayete erdirdi konuşmasını.

Alışılageldiği gibi eğlenme niyetiyle alanı dolduranlar pek tabi bu konuşmadan istifade edemedi. Zaten ne bekleniyordu ki? Bizim gibi sırf Bahadıroğlu’nu dinlemek üzere gelen bir avuç insan vardı. Üstelik o denli rahatlar ki biz kulak kesilmiş dinleme gayreti gösterirken birçok insan gayet rahat kendi aralarında konuşup, sohbet edebiliyordu. Büyük ihtimal konuşmacının kim olduğundan bile haberdar değillerdi. Uyarılarımızı dahi dikkate almadılar. Neticede terk edilmiş görüntüsü veren mekândaki konuşma ancak yarım saat sürdü sürmedi. Umut ediyoruz Kültür Tepesi hak ettiği manaya kavuşur. Hiç değilse Ramazan’da!

 

F.Kebire Gündüz Karaaslan huzurlu bir Ramazan temennisiyle yazdı

YORUM EKLE
YORUMLAR
Burak Kalın
Burak Kalın - 11 yıl Önce

Bunlar yine iyi niyetli. İzmit'i gayrı ihtiyari İzmir okudum. Sormayın,İzmir'de belediye eliyle çimlerde konser tertib ediliyor. İnsanlar topluca alkol alıyorlar. Üstelik mübarek ayımızda. İzmirliler şehirlerinin neden belirli bir sıfatla anıldığını hatırlatmak için hiçbir fırsatı boş geçmiyorlar. Pekala neden İzmir, bir Konyamız, bir Nevşehir'imiz gibi değil? diye düşünüyorum. Hatta kıyı bölgeleri olarak genelleyebiliriz. Aklıma sadece tarih boyunca ticaret vasıtasıyla

Süleyman Yuvali
Süleyman Yuvali - 11 yıl Önce

Ramazan münasebeti ile yapılan münasebetsiz etkinlikler dının her yıl biraz daha sulandirilmasina sebep oluyor maalesef , edeple haya Ramazan'da bile saklanacak delik arıyor ne yazık ki ve ıslam adına yapılan etkinlikler islam-i bir havada olmuyor Aydın havası sarıyor meydanları . Duyarlılığınız için teşekkürlerimi borç bilir borcumuda tez ödemek isterim . Saglicakla kalın efendim vesselam .