Savaşlar değişti artık. Günümüzde savaşlar, alışageldiğimiz silahlarla değil, silah olduğunu hiç düşünemeyeceğiz araçlarla yapılıyor artık. Toplumları başka yöntemlerle ele geçiriyorlar.
Bu silahları ve bu savaş yöntemlerini biliyoruz aslında ama belki bilmediğimiz şey, bu silahların ne kadar etkili olduğu.
Biz, kendi hayatımızı kendi değerlerimize göre yaşadığımızı sanırken dönüşüyoruz aslında. Bu dönüşümün ardında da birileri var. Bizi, kendi istedikleri şekilde dönüştürüp biçimlendiriyorlar ve biz, bunun farkına bile varmıyoruz. Bu silahlarla insanımız ölüyor, ruhumuz ölüyor.
Bu silahların tehlikeli tarafı, bağımlılık yapan ve insanı çürüten silahlar olması. Bu tehlikenin farkında olup bu tehlikeye karşı tedbir alanlar da var şükür. Yeşilay bunlardan biri.
Yeşilay Bursa Şubesi Başkanı Serhat Yamalı, ülkeler arası bir savaş olarak nitelendirdiği bu savaşı, Ensar Vakfı Bursa Şubesinde anlattı.
Serhat Yamalı, bu savaşın ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını, bu savaşı ülkemizde kimlerin nasıl fark ettiğini anlatarak başladı sözlerine. Bu konuyla ilgili olarak “Yeşilay, Cumhuriyet’ten daha eski bir dernektir ve ilginç olan odur ki savaş ortamında kurulmuştur. O zaman, bu derneğin neden savaşta kurulduğunu düşünmek gerekir. Bu dernek savaş zamanı, 1920 yılında kurulmuştur çünkü silahsız saldırı o zaman başlamıştır. Olay şöyledir: Türk milletinin direnişini askeri yöntemlerle kıramayan işgal orduları, donanmasıyla Boğaz’a demirler. Namluları ülkemizin topraklarına çevirir ve sonra en güçlü silahlarını, alkolü, kasalarla insanımıza gönderir. Silahla çökertilemeyen bir milleti uyuşturarak çökertmek isterler. Bunu fark eden Türk aydını da şimdiki adı Yeşilay olan derneği kurar.” sözlerini söyledi Serhat Yamalı.
Yine İngiliz aklı
Serhat Yamalı, birçok devletin diğer devletler üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için silahın her türlüsünü kullandığını, tarihi olaylara da atıfta bulunarak “Bu akıl, İngiliz aklıdır. İngilizler bu aklı tarihte daha önce de kullanmışlardır. Amerika’nın asıl sahibi olan Kızılderilileri de alkolle teslim alıp onları bu şekilde yok etmişlerdir. Yani alkol, Batılılar ve özellikle İngilizler için çok etkili bir silahtır. Bu olayı erkenden fark eden aydınımız, Yeşilay’ı kurarak o sahada da direndi.” cümleleriyle anlattı.
Düşmanın kullandığı silahın gerçekten etkili olduğunu ve bu etkinin alanını günden güne artırdığını da şu sözlerle anlattı Serhat Yamalı: “Yeşilay insanımızın akıl, ruh ve beden sağlığını korumak isteyen en önemli derneğimizdir. Devlet de bunu görerek onu kamu yararına çalışan dernek statüsüne almıştır. Yeşilay önemli midir, diye düşünen olacaktır. Evet, önemlidir. Şu anda insanımızın % 3’ü bir şekilde uyuşturucu ile tanışmıştır. Uyuşturucu dışında kalan bağımlılıkları da hesaba kattığımız zaman, durumun ne kadar vahim olduğu anlaşılacaktır.”
Serhat Yamalı, madde bağımlılığının kelimelerde durduğu kadar masum bir şey olmadığını, bu bağımlılığın kişiyi ölüme götüren bir süreç olduğunu söyledikten sonra, konuyu detaylandırarak madde bağımlılığına karşı yapılacakları “Uyuşturucu ve madde bağımlılığı, dünyayı tehdit eder hale gelmiştir. Bizde bu bağımlılık çok olmasa da dünyada, özellikle Batı’da tehlikeli seviyelerdedir. Gözlemlerimize göre ülkemizde madde bağımlılığı en çok erkeklerde görülür ve bu bağımlılık erken yaşta başlar. Maddeyle ilk tanışma, çoğunlukla merak duygusunun etkisiyle gerçekleşir. Bu aşamadan sonra kişi kendini hala koruyabilir. Ama maddeyi birkaç kez kullanan kişi, maddenin kendinde uyandırdığı hazzı sürekli almak ister. Bağımlı olan kişi için artık dünyada en önemli şey, o maddedir. Bunun için her şeyi yapmaya hazırdır. Madde bağımlılığı zamanla o seviyeye gelir ki, kişi için ölüm artık kurtuluş demektir. Bunu engellemek için Yeşilay, hem önleyici hem de tedaviye yönelik çalışmalar yapar. Çalışma alanı, tüm yurttur. Bu konuda özellikle okullarda çalışma yapar, insanımızı bilgilendirmek ister. Bilir ki uyuşturucuya karşı en büyük silah bilgidir.” sözleriyle açıkladı.
Toplumun her kesimi risk altında
Yaşadığımız dünyada hiç kimsenin ‘Madde bağımlılığı benim ve ailemin başına gelmez.’ diyemeyecek kadar risk altında olduğunu ise “Madde bağımlılığı, geri dönüşü olmayan bir bağımlılıktır. Bu bağımlılık, ‘İradem güçlüdür.’ cümlesini kabul etmez, önüne geleni sürükler götürür. Madde bağımlısı olanlar, toplumun her kesiminden insanlarıdır. Yoksul ailelerde olduğu kadar zengin aile çocuklarında, Ateist ailelerde de dindar aile çocuklarında da ortaya çıkabiliyor.” sözleriyle kayda geçirdi Serhat Yamalı.
Madde bağımlılığının insanı nasıl etkilediğini ve bu bağımlılıkla mücadele için ne yapmak gerektiğini de şu sözlerle anlattı Serhat Yamalı: “Madde bağımlılığı, kişinin beynindeki haz merkeziyle ilgilidir. Bu merkez, o hazzı yaşadıktan sonra sürekli onu yaşamak ister. Yani madde bağımlılığı beyinde olan biten bir şeydir. Bir hastalık ve üstelik tehlikeli bir hastalıktır. Tedavisi de uzun sürelidir. Kısa zamanda tedavisi yoktur. Bu tedavide iman, önemli etkenlerdendir. Ama tek başına yetmeyebilir. Aile mutlaka işin içinde olmalıdır. Ailenin çocukla doğru iletişimi, madde bağımlısı için şarttır. Bu iletişim doğru değilse, bağımlı çocuğun kurtarılması imkânsız gibidir. Madde bağımlısı çocuklar için arkadaş çevresinin değiştirilmesi, sosyal çevrenin değiştirilmesi öncelikle önemlidir.”
“Türkiye’de Yeşilay’ın yedi madde bağımlılığı merkezi var. Sekizincisi de Bursa’da açılıyor. Çağımız insanı stres yüklü ve stres, kişiyi bağımlılığa götürüyor. İnsanımızın stresle baş etmesi, onu bağımlılıktan uzak tutacaktır. Bu anlamda eski mahalle kültürü önemlidir. Eski mahallelerde herkes birbirini tanır, birbirinin derdini dinler, çözüm arardı. Şimdi insanlar yalnız ve çaresiz kaldıklarında gidecekleri bir yer yok. Gidecekleri yer olarak da uyuşturucuyu buluyorlar. Günümüzde madde bağımlılığı, dünyanın her tarafında yapılıyor. Bunu yaparken de ülkeler birbirlerinin deneyimlerinden destek alıyor. Ama dediğim gibi, bizim sosyal dokumuz bu mücadeleye müsait aslında. Ahilik kültürü, usta çırak ilişkisi, hoca öğrenci ilişkisi, komşuluk ilişkisi… gibi ilişkilerimiz, madde bağımlılığıyla ilgili önleyici tedbirler aslında. Kişilerin birbiriyle ilgilendiği, komşusunun derdini kendi derdini bildiği bir ortamda kişiler kendilerine başka sığınak aramaz. Biz aynı zamanda çeşitli kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak bu değerlerimizi yeniden hayata geçirmeyi ve bu değerlerin yardımıyla mücadelemizi sürdürmeyi önceliyoruz. ” sözleriyle de Serhat Yamalı, Yeşilay’ın Türkiye için neler yaptığını örnekleyerek sözlerine son verdi.
Ahmet Serin