Her yıl Temmuz ayının üçüncü cumartesi günü Balıkesir Dursunbey’de “Suçıktı Günü ve Şiir Akşamı” etkinliği yapılıyor. Türkiye’nin farklı yerlerinden şairler burada buluşuyor. Gündüz farklı etkinlikler, halkın katılımı ile gerçekleşen yarışmalar ve paneller yapılırken, akşam ise şiir dinletisi gerçekleşiyor. Uzun zamandır gitmeyi arzuladığımız bu programa katılmak bu yıl nasip oldu.
Şairlerin otobüsünde yolculuk şiir gibi geçer
15 Temmuz Cuma akşamı Üsküdar’da buluşma ile bizim için program başlıyor. Buluşmanın organizasyon sorumluluğunu Şair Ahmet Veske üstlenmiş, molalardan ikramlara kadar her şeyle bizzat ilgileniyor, bolca şair duası alıyor bu yüzden. Gece boyu yapılan yolculukta, genelde şiir merkezli konuşuluyor. Zaten Suçıktı, şairler için öncelikle senede bir defa buluşma ve söyleşi imkanı demek. Sık verilen molalarla yolculuğa keyif katıyor. En güzeli de, sabahın 4’ünde Susurluk’ta ayran keyfi için verilen mola oluyor. Nihayet sabah 7’de Dursunbey’e varıyoruz. Kısa bir istirahatten sonra, Dursunbey’de gezinti ve art arda programlar başlıyor.
Dursunbey zamanı..
Dursunbey, İstanbul’da yaşamaya alışkın biri için fazla sakin. Bu sakinlik, doğal güzelliklerle ve halkın samimiyeti ile birleşince, insana huzur veriyor. 16 Temmuz Cumartesi sabahı, kahvaltı için Suçıktı’ya gittiğimizde, gördüğümüz manzara bizi büyülüyor: Yeşillikler içinde akan suyun sesi, sudaki alabalıklar ve ördekler, göğe kadar uzanmış ağaçlar ve temmuz ortasında olduğumuzu bize unutturacak kadar serin bir hava.. Ağaç gölgeleri altındaki masalarda kahvaltı yaparken, yol yorgunluğundan eser kalmıyor.
Şiirden konuşmak için toplandık
Kahvaltı sonrası Suçıktı etkinlikleri başlıyor. Dua ile başlayan program, açılış konuşmaları, şiir okuma yarışması ve türk sanat müziği konseri ile devam ediyor. Saat 17:00’de ise Mehmet Akif Ersoy Kültür Sanat Merkezi’ndeki “Şiir Evi”nin açılışına katılıyoruz. Önceki yıllarda gerçekleşen Şiir Akşamları’na katılan şairlerin kitapları ve bu gecelerden hatıra fotoğraflarının yanısıra, seneler öncesinde basılan kıymetli edebiyat eserlerinin de sergilendiği Şiir Evi, birçok şehirde eşine rastlayamayacağınız bir güzellik. Başkanı tebrik edip Şiir Evi’ni gezdikten sonra, “Şiirin Medyası Var mı?” konulu panel için konferans salonunda toplanıyoruz. Şair Hüseyin Akın, bu panelin moderatörü. Sırasıyla Celal Fedai, Mustafa Muharrem, Gonca Özmen ve Ali Ural konuşma yapıyorlar. Temelde şairin medya ile kurmuş olduğu ilişkinin ve şiirin medyaya ihtiyacı olup olmadığının konuşulduğu panelde, şiirin imgesi ile medyanın imgesi arasındaki farktan da bahsediliyor.
Barana Kültür ve Sanat Evi
Yoğun medya eleştirisi ile biten panel ardından, özel bir mekanı, Barana Kültür ve Sanat Evi’ni ziyaret ediyoruz. Yöre halkının uzun yıllar toplanıp kültür sohbetleri yaptıkları, yöresel oyunlarını sergiledikleri mekanlardan biri burası. Unesco da Barana’yı yakın bir zamanda ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ne almış. Çocuklar yöresel kıyafetleriyle Barana’da bize bu halk oyunlarından örnekler sergiliyor.
Şiir akşamında huzuru bulduk
Suçıktı’ya gidip, şiir akşamına katılıyoruz. Şairlerin sırasıyla kendi şiirlerini seslendirdikleri program, su sesleri eşliğinde dinlendiğinde doyumsuz bir keyif oluşturuyor. Hüseyin Akın, Hüseyin Atlansoy, Ahmet Edip Başaran, Hasan Selami Binay, Furkan Çalışkan, Nurettin Durman, Celal Fedai, Alper Gencer, Osman Konuk, Mustafa Muharrem, Gonca Özmen, Bülent Parlak, Halil İbrahim Polat, Ali Sali, Ayşe Sevim, Fatma Şengil Süzer, Adem Turan, Ali Ural, Hayriye Ünal ve Ahmet Veske, bu programa katılan isimler. Osman Özbahçe ile Mehmet Aycı katılamadılar.
Etkinliğin ikinci günü
17 Temmuz günü de Furkan Çalışkan’ın moderatörlüğünde “Şairin Hayatı Şiire Dahil mi” sorusu üzerinden bir şiir atölyesi gerçekleşiyor. Hayriye Ünal ve Adem Turan’ın konuşmacı olarak katıldığı bu panelde, yaşanılan ve hissedilen her şeyin esere yansıyabileceği konuşuluyor. Şair tanımına da değiniliyor üstelik; şairi yüceltmenin tehlikelerinden de bahsediliyor. Ortak görüş ise, ortaya çıkan ürünün bir vesilesi olarak şairin var olduğu. Bu yüzden, şair asla “ben yazdım” yanılgısına düşmemeli, deniliyor.
Dursunbey’e uğrayıp da onu dinlememek olmaz!
Dursunbey’de yaşayan, güzel bir yürek de Yılmaz Üçlü. Ayakkabı boyayarak ve düğünlerde şarkı söyleyerek hayatını kazanan Yılmaz Üçlü, etkinliğin iki gününde de masaları geziyor, şairlerle kısaca sohbet ediyor. Kendinden bahsetmeyi çok sevmiyor. Onun isteği, masadakilerin hangi eserleri sevdiğini bir an önce anlamak ve onları seslendirmek. Özellikle “Sakallı Abim” diye hitap ettiği Alper Gencer için türkü söyleyen Yılmaz, yaşam enerjisi ve geniş repertuarından seslendirdiği eserler ile oldukça ilgi topluyor.
Son bir kaç not..
Hasılı, bol sohbet, bol etkinlik ve bol şiir ile geçen 18. Suçıktı Şiir Etkinliği’nden güzel anılarla ayrılıyoruz. Belediye başkanı Mehmet Ruhi Yılmaz ve eşinin özel ilgileri, Dursunbey halkının samimiyeti ve doğanın güzelliği, unutamayacaklar arasında. İstanbul-Balıkesir arası otobüs yolculukları boyunca Hüseyin Akın’ın civar koltuktaki yolcularla yaptığı tatlı sohbetlerin yanı sıra, etkinlik boyunca farklı masalarda devam eden şiir üzerine konuşmalar doyumsuzdu. Masasını adeta bir sohbet halkasına çeviren Alper Gencer’in kaç bardak çay içtiği hesap edilemedi. Nurettin Durman ise etkinliğin en genç şairi ilan edildi.
Sümeyye Karaarslan iki gün boyunca bol şiirli, bol sohbetli mekanlarda bulundu