Milli şairimiz Mehmed Akif Bursa'da anıldı

Vefatının yıldönümünde Mehmet Akif Ersoy, hayatı, davası, eserleri ile anılmaya devam ediyor. Bu etkinliklerden biri de Bursa’daydı ve programın konuğu Cevat Akkanat’tı. Meral Afacan Bayrak yazdı.

Milli şairimiz Mehmed Akif Bursa'da anıldı

 

 

Vefatının yıldönümünde İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, hayatı, davası, eserleri ile anılmaya devam ediyor. İbrahim Paşa Kültür Merkezi’nde Bursa MTTB ve Genç-Memur Sen ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla 28 Aralık Cumartesi günü, Mehmet Akif’in bilinmeyen yönleri, yazar-şair Cevat Akkanat tarafından anlatıldı.

Çıplak tabutu öğrenciler tarafından bayrak ve sancakla örtüldü

Konferansta özellikle, “M. Akif, sadece bir hoca, vaiz değil, ilim adamıdır.” cümlesinin altı çizildi. Akif'in, oğlu dâhil öğrencilerini eğitim için yurtdışına, bilhassa Almanya’ya gitmeleri konusunda yüreklendirdiğinden bahseden Akkanat, “Milli şair, 1921’de ‘Bülbül’ şiirini Bursa’nın işgali üzerine yazdı.” tesbitinden sonra; “Milletin inancını, acısını, heyecanını ve milli mücadele ruhunu şiirlerine, eserlerine başarıyla aktarmış olan Mehmed Akif’in, öldüğünde çıplak tabutu öğrenciler tarafından bayrak ve sancaklarla örtülerek sahiplenildiğini” belirtti. Ayrıca Akkanat, “Milli şairimizin, garip bir davanın neferi olarak musallaya konulmuş olduğunu fakat öğrencileri ve sevenleri tarafından yalnız bırakılmadığını” anlattı.

Mehmed Akif, toplumun sorunlarına eğilmiştir. Akılcı bir şairdir ve iki çeşit İslamcı öğretmen (hoca) olduğunu söyler bize: Biri, vasati irfan ehli bilinen muhafazakâr (Köse İmam tipi); diğeri ise, modern, sorgulayıcı ve devrimci (6. Kitap’taki Hocazade tipi). Muhammed İkbal ve Abduh’u öncelemiş, fikirlerini incelemiş ve onların eserlerinden çeviriler yapmıştır.

“Akif’in Arnavut olduğu halde, milliyetçiliği savunmadığını” söyleyen Akkanat, aksinin “parçacılık” olacağını ve bunun ümmet anlayışımıza zarar vereceğini şiirlerinde ve eserlerinde işlediğini ve ırkçılığa karşı olduğunun anlaşıldığını söyledi. Konuşmacı bunun yanı sıra, “Akif, kendi zamanının üç çeşit zararlı grubundan söz eder: Bunlar, umutsuz bedbinler, Batı’nın kötü yönlerini beğenen züppeler, eğlencesever ve milletin kötü gidişine aldırışsız avam takımı."

Çileli bir hayattı onunki…

Cevat Akkanat, şairin hayatından bazı kesitleri de paylaştı: “Milli mücadele yıllarında Balıkesir’de Zağanospaşa Camii’nde ve Anadolu’da, bilhassa Kastamonu, Sandıklı, Eskişehir başı çeker, buralarda halka seslenir. 30 Nisan'da Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde halkı yüreklendirir. Bu sırada İstanbul’daki görevinden alınır Mehmed Akif.

1923’te Mısır’a gider. Meclis dağılmıştır. 1925’te gittiğinde İstiklal Mahkemeleri işlerlik kazanmıştır artık. Polis takip ediyor, Batı’ya sırtını döndüğü için ya da Kur’an meali yazmamak için gittiği söylentileri olsa da, bu iddiaların doğruluğu tartışılmıştır.”

Akkanat ayrıca gençler için onun en önemli eserinin Safahat'ın 6. kitabı olduğundan ve burada Asım’a (gençliğe) seslenildiğinden bahsederken, diyaloglarla örülü eserin, 1919-1924 yılları arasında oluştuğunu ve 1924’de neşredildiğini söyledi.

Sezai Karakoç’un Mehmed Akif için “İslam ideali olan, devlet ve millet sevgisiyle realist bir şair” tablosu çizdiğini söyler. Nitekim kandan kızaran Selanik Ovası ve Vardar Ovası bile eserlerinde yer almıştır. Nazım Hikmet ve Necip Fazıl’ın ondan esinlendiği bilinir. Akkanat'a göre, “Gidelim” diyen Mehmed Akif, “Toparlanın; gitmiyoruz!” diyen İsmet Özel’e ilham kaynağı olmuştur.

Akif'in bazı şiirleri, Kur’an-ı Kerim’den çeşitli ayetlerin tefsiri gibidir. Doğu-Batı etkileşimi ve doğunun son dönemdeki miskinliği, kader, tevekkül, ırkçılık konularının eserlerinde sıkça işlenmiş olduğunun altını çizen Cevat Akkanat, konuşmasını dua ile sonlandırdı.

Konferans sonrasında Mehmet Akif’in “Safahat”ı, katılımcılara ücretsiz olarak dağıtıldı.

 

Meral Afacan Bayrak dinledi, notlarını paylaştı

YORUM EKLE