Mehmet Zeki Kuşoğlu: Sanat koruyucu hekimliktir

Mehmet Zeki Kuşoğlu Bâbıâli sohbetlerinde dili zayıf olan milletlerin büyük bir edebiyata sahip olamayacaklarına dikkat çekerek "Türkçemizi gözümüz gibi korumalıyız" dedi.

Mehmet Zeki Kuşoğlu: Sanat koruyucu hekimliktir

Klasik Türk-İslam sanatlarının yaşayan temsilcilerinden Prof. Dr. Mehmet Zeki Kuşoğlu, Bâbıâli’de yaptığı konuşmada “Sanat koruyucu hekimliktir.” dedi. Toplantının açış konuşmasını yapan edebiyatçı yazar Mehmet Nuri Yardım, Prof. Kuşoğlu’nun sanatın bir çok dalıyla ilgilendiğini hatırlatarak, “Biz ona ‘hezarfen’ diyoruz. Taştan madene, kâğıttan gümüşe kadar bir çok sanat dalı hakkında kıymetli çalışmaları olmuştur. Ebru, minyatür, tezhip ve hat sanatıyla da yakından alakadar olmuştur. Üniversitede yetiştirdiği talebeleriyle, verdiği konferanslarla bilhassa kaleme aldığı eserlerle klasik sanatlarımızın tanıtılmasına çok büyük hizmetlerde bulunmuştur.” dedi.

Yeni Dünya Vakfı’nda düzenlenen “Bâbıâli Enderun Sohbetleri”nde “Kültürümüz, Sanatımız, Medeniyetimiz” başlıklı bir konuşma yapan Prof. Kuşoğlu, sanatı üçe ayırmak gerektiğini belirterek, “Bunlar da edebiyat, görsel sanatlar ve musıkidir. Okullara sanat dersini esaslı biçimde koymak gerekir.” diye konuştu. Sanatı çocuklara anlatmak ve sevdirmek gerektiğini kaydeden Kuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Anne ve babalar, veliler çocukları sergilere ve konserlere götürmeli. Kütüphaneye beraber gitmeliler. Eğitim anaokulunda itibaren başlar. Çocuğun yetişmesinden yüzde 80-90 öğretmen sorumludur. Eğitim kalbe hitap eden öğretimin adıdır.”

Sohbeti arasında zaman zaman hocaları Rikkat Kunt, Mustafa Düzgünman, Süheyl Ünver gibi üstat hocalardan bahseden Mehmet Zeki Kuşoğlu, “Sanatçıyı yetiştiren öğretmeni, hocasıdır. Ben adını andığım bu hocalardan çok istifade ettim. Allah’tan kendilerine rahmet diliyorum. Farklı sanat alanlarıyla ilgilendim, Türk gümüş sanatına bazı yenilikler getirmeye çalıştım.” dedi.

Çelebi, Derman ve Başaran

Zaman zaman hatıralarından da bahseden Prof. Kuşoğlu, üç büyük üstat ile yıllar önceki buluşmayı şöyle hatırlattı: “Seneler önceydi. Hasan Çelebi, Uğur Derman ve Fuat Başar ile birlikte Beyoğlu’nda bir araya geldik. Uzun uzun konuştuk. Sanatımız için buluşmuştuk. O zaman klasik sanatlarımız, gelenekli sanatlarımız horlanıyordu.”

Zeki Kuşoğlu, konuşmasının ilerleyen bölümünde yurtiçinde ve yurtdışında açtığı sergilerden bahsetti, yurtdışında aldığı eğitimden ve derslerine girdiği hocalardan açtı. Büyük bir medeniyete sahip olduğumuza, ancak bunun farkında olmadığımıza dikkat çeken Kuşoğlu, sanata hem devlet olarak hem de millet olarak daha çok değer vermemiz gerektiğini sözlerine ekledi. Güzel Türkçemizin korunması gerektiğini vurgulayan Kuşoğlu, “Edebiyat ve musıkî çok önemlidir. Mimari de öyle. Dili zayıf olan milletler büyük bir edebiyatı ortaya koyamazlar. Türkçemizi gözümüz gibi korumalı, kollamalıyız.” diyerek konuşmasını tamamladı. Mehmet Zeki Kuşoğlu, daha sonra dinleyicilerin konuyla ilgili sorularına cevap verdi. Program, hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından sona erdi.

Sanata adanmış bir ömür

Birçok sanat dalında uzman olan Mehmet Zeki Kuşoğlu, 1943 yılında Gaziantep’te doğdu. İstanbul Atatürk Erkek Lisesi’nden sonra Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na devam etti. 1964 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın bursunu kazanarak 1965-69 yılları arasında Batı Almanya’daki Kassel Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Grafik Tasarım mastırı yaptı. 1971’de aynı sahada üniversiteye intisap etti. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü Grafik Anasanat Dalında öğretim üyeliği yaptı. Pek çok talebe yetiştirdikten sonra emekli olan Kuşoğlu, sanat çalışmalarına, Kadıköy’deki bürosunda aralıksız devam ediyor. Dergilere makaleler yazan ilim ve sanat adamımız, yurtiçinde ve dışında konferanslar verdi. Türkiye’de ve dünyanın değişik ülkelerinde 30’dan fazla kişisel sergi açtı. Başta ESKADER olmak üzere muhtelif kurumlardan aldığı ödüller bulunuyor.

Yayımlanmış eserleri

Mezar Taşlarında Hüve'l Baki (İstanbul, 1984), Dünkü Sanatımız Kültürümüz (İstanbul, 1994), Resimli Ansiklopedik Kuyumculuk Terimleri Sözlüğü (İstanbul, 1994), Sedefkâr/ Altın Oymacı/Gümüş Kakmacı Mehmet Zeki Kuşoğlu (İstanbul, 1994), Osmanlı Kartvizitleri (İstanbul, 1996), Neler Söyledim Neden Söyledim (İstanbul, 1997), Sözüm Bu Ülkeyi Sevenlere (İstanbul, 1998), Tılsımdan Takıya (İstanbul, 1998), Düşünmek Bizden Irak (İstanbul, 2005), Gelenekten Geleceğe Köprü İnsanlar (İstanbul, 2006), Resimli Ansiklopedik Kuyumculuk ve Maden Terimleri Sözlüğü (İstanbul, 2006), Türk Okçuluğu ve Sultan Mahmud’un Ok Günlüğü (İstanbul, 2006), Osmanlı Arması (İstanbul, 2008), Osmanlı Mühürleri (İstanbul, 2008), Osmanlı Medeniyetinde 33 Kadim Sanat (İstanbul, 2010)

YORUM EKLE

banner36