Mavera dergisi Mardin'de konuşuldu

Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, “ Türk Edebiyatında Mavera Hareketi” isimli bir panel düzenledi. Oradaydık..

Mavera dergisi Mardin'de konuşuldu

 

Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi geçtiğimiz hafta sonu “ Türk Edebiyatında Mavera Hareketi” isimli bir panel düzenledi. Panele, Mavera dergisinin kurucuları ve yazarları davet edildi. Davetliler arasında yazar Rasim Özdenören, şair Şaban Abak, şair Mustafa Özçelik ve şair Mehmet Atilla Maraş konuşmacı olarak yer aldılar.

Mavera kendisini siyasetten de ayrı tutmadı

İlk konuşmacı olan ve aynı zamanda Mavera dergisinin editörlüğünü de yapmış olan Rasim Özdenören, “Mavera Dergisini Doğuran Koşullar” isimli bir konuşma yaptı. Özdenören konuşmasında özetle şu hususlara değindi: “Mavera dergisi bir edebiyat dergisi idi. Fakat kendisini siyasetten ayrı tutmadı. Bu sebeple, yayımlandığı 1976 yılında Sovyetlerin Afganistan’ı işgali Mavera’dan 8-10 kişilik bir ekibin Afganistan’a gidip durumu yerinde tetkik etmesini zorunlu hale getirmişti. Daha sonra Afganistan özel sayısı yayımlandı.Mavera Paneli Mardin

Mavera ‘cep harçlıklarıyla’ çıkarılmaya başlanmıştı. Ekonomik anlamda ciddi problemler vardı. Mavera dergisinin yayın ilkeleri vardı: En az 8-10 şiir ve yazısı olmayan yazar ve şairlerin yazıları kabul edilmiyordu. Derginin bir yazarlar mezarlığı olmasının önüne geçildi. Kararlar ittifakla alınıyordu, herhangi bir arkadaşın karşı çıkması durumunda karar alınamıyordu.

Mavera’nın kendisinden önceki dergilerden farkı, durum ne olursa olsun aylık olarak çıkarılmasının kararlaştırılması ve uygulanmasıydı. Mesela Büyük Doğu dergisi Necip Fazıl Kısakürek’in maddi durumuna bağlıydı. Aynı şekilde Diriliş dergisi de Sezai Karakoç’un durumuna bağlıydı. Yani bazen aylarca çıkmadıkları olurdu.

Mavera, Müslüman edebiyatçıların  çıkardıkları ve düşüncenin söze, sözün eyleme dönüşmesi için yoğun çaba sarfettikleri bir okulun ismi olmuştur. Aynı zamanda Mavera, kendisinden sonra çıkarılan Kıyam, Yönelişler, Yedi İklim, Aylık Dergi, Hece, Edebiyat Ortamı gibi dergilere kaynaklık etmiştir.”

Mavera’nın aylık tirajı 7000 idi

Diğer bir panelist olan şair Mustafa Özçelik ise “Bir Edebiyat Mektebi Olarak Mavera” isimli bir konuşma yaptı. Özçelik özetle şunları söyledi: “Öncelikle bir devlet üniversitesinin ‘Müslümanca çizgide’ yayın yapmış olan bir derginin konuşulmasına ev sahipliği yapmasını önemli bir gelişme olarak görmek gerekir. Çünkü daha önceleri bizim düşüncemiz tehlikeli olarak kabul ediliyordu.

Mavera “genç Müslüman aydın”  tipini oluşturmaya başlamıştır. Çünkü bize göre Batılı kalıplarla Müslüman ve yerli edebiyat olamazdı. Bu amaçla Mavera bir taraftan edebiyatçılar yetiştirirken diğer taraftan da halkın sorunlarıyla ilgilenmeye başlamıştır. Mavera kadrosu bir medeniyet davasının kadrosu olarak çıkmaya başlamıştır. Mavera kadrosu antiemperyalistti. Edebî anlamda her türlü konu yer aldı: Bir taraftan Said Nursi yer alırken diğer tarafftan Karl Marx yer aldı. Bu sebeple 7.000 kadar aylık bir trajı yakaladı.”

mavera dergisiÇıkan tüm dergiler aynı fikrin dergileridir

Şair Mehmet Atilla Maraş, “Şiir Sanatının Okumaya Çalıştığı Bir Alan: Mavera” isimli sunumunda, “Şair gaybı kurcalayan adamdır. Mavera ise öte, daha ötesi anlamına gelir. Yani metafizik olanı anlama çabası." diyerek Mavera'nın fonksiyonuna işaret etti. Türk şiirinin tekrar esas kaynağını bulması için "Ben kimim, bu hal neyin nesi?” sorusunun sorulması gerektiğini, şiirin okumaya çalıştığı alanın burası olduğunu belirten Maraş, “İşte Mavera bu anlamıyla gerçek şiirin çalıştığı alanı kurcalayan bir dergi olmuştur” dedi.

Şair Şaban Abak ise “İslam’ın Savunma Kaleleri Olarak Dergilerimiz: Büyük Doğu’dan Mavera’ya” başlıklı konuşmasında özetle şunları söyledi: “Dergilerimiz hayra özendirme ve şerre karşı koyma mücadelesinin önemli merkezleri olmuştur. Mavera’nın  bir dönem yazı işleri müdürlüğünü yaptım. Her ne kadar Mavera ömrünü tamamladıysa da onun temsil ettiği ruh daha sonraki dergilerde yaşamaya devam etti. Bedeni yaşatamazsınız, çünkü ölür, fakat ruh ölümsüzdür.

Bütün ekollerimizin amacı tektir, isimleri faklıdır. Çıkan tüm dergiler aynı fikrin dergileridir.1939’da Nurettin Topçu ‘Hareket’ dergisini çıkardı. Sonrasında 1943’te Büyük Doğu çıktı, tüm bunlar aynı fikrin eseriydiler. Bu dergilerin tek amacı vardı, aynen Bakara süresindeki “Ey kavmim Allahın gönderdiği resüllere uyun” ayetinin varisleri oldular  çağımızda. Bu sebeple dergiler İslam kültür ve medeniyet davasının yeni bir cephesi olarak yerlerini aldılar. Bu sebeple şayet ‘namazda ön saf boş ise orasının doldurulması’ lazım. Çıkan tüm dergilerimiz bu anlayışa çıkmışlardır. Mavera da Büyük Doğu ve Diriliş’in çıkmadığı bir zaman diliminde çıkarak bu boşluğu doldurmuştur”

Mavera paneli Mardin halkının yoğun ilgisiyle sona erdi.

 

Feridun Bilgin haber verdi

YORUM EKLE