Masumiyet Müzesi 10. yılını yeni eserlerle kutluyor

"Zaman’ın Mekan’a dönüştüğü yer” olan Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi 9 Eylül’de yapılacak bir açılışla koleksiyona kattığı altı yeni kutu-vitrini ziyaretçilere sunmaya hazırlanıyor. Açılışta Orhan Pamuk bir süredir üzerinde çalıştığı altı kutunun hikayesini değerli basın mensuplarına anlatacak.

Masumiyet Müzesi 10. yılını yeni eserlerle kutluyor

Tarihte bir romandan esinlenerek yapılan ve romanla birlikte tasarlanan ilk müze olma özelliğini taşıyan Orhan Pamukun Masumiyet Müzesi” 10. yılını müzede sergilececek altı yeni eserle kutluyor.

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamukun 2008 yılında yayımladığı ve bugüne kadar elli dile çevrilen, aynı adlı romanından esinlenilerek yapılan Masumiyet Müzesi Türkiyede ve dünyada büyük ilgiyle karşılanıyor.

Birinci ve ikinci katlarda sergilenecek altı yeni kutunun yapımında Orhan Pamuk ve tasarımcı arkadaşları kitabın ilgili bölümlerinden esinlenerek yeni kutular-yerleştirmeler ortaya çıkardı. Yaklaşık beş ay süren bir çalışmanın ürünü olan kutular, kitabın 33, 61, 62, 75, 76, 77 nolu bölümlerini ifade ediyor.

Kaba Oyalanmalar” başlığını taşıyan 33. kutuda kitapta da bahsi geçen Gérard de Nerval'in “Aurelia” romanı ile fabrika fotoğrafları, sigara paketi ve rakı kadehleri gibi kitaptaki iş yemeğini tasvir eden böme atıfta bulunan eşyalar sergileniyor.

“Bakmak” isimli 61. kutunun içeriğini bakma, bakışma eylemi belirliyor. Yeşilçam filmlerinin göz süzme sahnelerinden karelerle oluşturulan video çalışması ve Orhan Pamukun aynı temalı Osmanlı minyatürlerinden esinlenerek çizdiği kadın portreleri bu vitrinin temel eşyaları. Kutuların büyük bir çoğunluğunda bir leitmotiv olarak görebildiğimiz yemek masası, izleyiciyi bir ailenin sıradan bir akşam yemeği sofrasına davet ediyor.

Vakit Geçsin Diye” isimli 62. Kutuda kısa süre önce vefat eden ve 1970’lerde TRTnin ünlü haber spikeri Aytaç Kardüz’ün görüntüsü yer alıyor. Kemalin Füsunun aile evinde geçirdiği zamandan ilham alan kutuda Füsunun yaptığı bir güvercin resmi de sergileniyor.

75. Kutu “İnci Pastanesi” Füsun ile Kemalin hayatlarının bir sonraki dönemini planlayacakları buluşmanın adresi. İnci Pastanesinin atmosferi, Füsunun annesi için aldığı düğmeler, 9 Nisan 1984’ü gösteren takvim yaprağı ve damalı güneş gözlüğü, pastanenin yıllar boyunca aynı kalan havasına; siyah beyaz ve pastel renklerine gönderme yapıyor.

Beyoğlu Sinemaları” adını taşıyan 76. kutuda dönemin Yeşilçam filmlerinin afişleri birer kartpostal şeklinde dizilmiş. Kemal ve Füsun ise bu sırada kutuda görebileceğimiz bavul, pasaport ve Otomobille Avrupa” adlı kitap üzerinden hayal ettikleri Avrupa seyahatine hazırlanıyorlar.

Büyük Semiramis Hoteli” isimli 77. kutu adını Joseph Cornellin aynı adlı eserinden ilham almış. Kutuda çiftin Avrupaya yolculuklarından önce konakladıkları oteldeki yemekte taktıkları nişan yüzükleri, seyahat haritası, Edirneye yaklaşırken kahramanlarımızın gördükleri ay çiçeği tarlalarının Orhan Pamuk tarafından yapılmış bir suluboya resmi yer alıyor.

Kutuların ayrıntılı hikayesini 9 Eylül Cuma günü saat 15:00de Orhan Pamukun anlatımıyla Masumiyet Müzesinin Çukurcumadaki binasında dinleyebilirsiniz.

Masumiyet Müzesi 2012 yılından bu yana büyük ilgi görüyor

Orhan Pamuk tarafından yaratılan ve yazarın aynı adlı romanında anlatılan bir aşk hikayesine eşlik eden günlük hayat eşyaları, fotograflar ve sanat eserlerinin yer aldığı Masumiyet Müzesi açıldığı günden bu yana 310 bin müzesever tarafından ziyaret edildi.

Açıldığı 2012 yılından bu yana dünyada büyük yankı uyandıran müzenin ziyaretçilerinin yüzde 40’ı "yabancı" müze meraklıları. Çukurcumada 1897 yapımı tarihi bir binada yer alan Masumiyet Müzesi, 1970-2000 yılları arasında İstanbul şehir hayatına dair pek çok unutulmuş ayrıntıyı hafızalara kazıdı ve unutulmaktan kurtardı. Aynı zamanda edebiyat, şehir tarihi ve sanat müzesi olma özelliğiyle benzersiz bir mekan olan ve ziyaretçileri yoğun yaratıcı atmosferiyle etkileyen Masumiyet Müzesi günümüze kadar pek çok akademik-ilmi çalışmaya konu oldu ve 2014 yılında Avrupanın en itibarlı müze ödülü olan European Museum of The Yearödülünü kazandı.

Masumiyet Müzesi Hakkında

Masumiyet Müzesi” tarihte bir romandan esinlenerek hayata geçirilen ilk müze olma özelliğini taşıyor. Ahşap merdivenlerle birbirine bağlanan üç katı vitrinler ve yerleştirmelerle donatılan müze, ziyaretçilerini 1950-2000 yılları arasına dair İstanbul hayatının pek çok unutulmuş ayrıntısıyla buluşturuyor. Romanın 83 bölümünü temsil eden 83 kutuda sergilenen; sinema biletlerinden kibritlere, likör şişelerinden kapı kulplarına, minik biblolardan fotoğraflara uzanan, binlerce eşyadan oluşan bir koleksiyonun yanı sıra müzede eski İstanbul filmlerinden yaratılan bir seçki de sunuluyor.

Masumiyet Müzesinde çatıya kadar yükselen merdiven boşluğundan aşağıya süzülen ışık, romanın başkahramanları Kemal ile Füsunun aşk hikayesi ve bu aşka tanıklık eden eşya ve mekânları aydınlatarak, müze ziyaretçilerine romanı elle tutulur, gözle görülür hale getiriyor.

Açılış: 9 Eylül Cuma

Saat: 14:30

YORUM EKLE