Tatlı bir telaştır; önemsediğimiz, değer verdiğimiz, yolunu hasretle gözlediğimiz misafirimizi beklerken yaşadığımız... Vakit yaklaştıkça, heyecan ve telaşe artar. Hazırlıklar en ince teferruatına varıncaya kadar düşünülmüş, eksiksiz, kusursuz bir karşılama olması için koşuşturmalar artmıştır. Bu heyecanın çok daha fazlasını bebek bekleyen ailelerde de görmek mümkündür. Çok sıkıntılı, zor bir süreç yaşanmasına rağmen gelecek olan misafirin Allah’ın bir lütfu ve emaneti olması, çok kıymetli olması, sıkıntıları çoktan unutturmuş, hasret ve kavuşma duygusu her şeyin önüne geçmiştir.
Bugün fakültem de benzer bir heyecan yaşıyor. Değerli misafirlerini, kendilerine emanet edilecek evlatlarını bağrına basmaya hazırlanan büyük bir aile gibi mutlu, heyecanlı ve tatlı bir telaşla karşılama merasimine hazırlanıyor. Karşılama salonumuzda çaylarımız kahvelerimiz, çeşit çeşit ikramlarımız, hediye edilecek kitaplarımız, süslenmiş masalarda o değerli misafirlerine ikram edilecekleri vakti bekliyor. Fakültemin değerli hocaları her yıl yeni bir heyecanla öğrencilerine kucak açıyor.
Kütahya DPÜ İlahiyat Fakültesi, Oryantasyon ve Açılış Dersi Programı kapsamında, 16 Eylül 2015 tarihinde DPÜ İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi amfi 2’de etkinliklerini gerçekleştirdi. Programa Kütahya milletvekili İshak Gazel, rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören, rektör yardımcımız Prof. Dr. Halis Aydemir, İlahiyat Fakültesi dekanımız Prof. Dr. Bilal Kemikli, akademik personel, davetli misafirler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Programın sunumunu, DPÜ İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ümit Aktı yaptı. Hoş vecizelerle başladığı konuşmasını İlahiyat Fakültesi binasının inşası hususunda desteklerini esirgemeyen Kütahya milletvekili İshak Gazel’e ve rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören’e teşekkürlerini sundu. Açılışını da en yakın zamanda birlikte gerçekleştirmek temennisi ile konuşmasına son verdi.
Fakültemizin İslam Sanatları Bilim Dalı öğretim görevlisi Semra Güler, slayt gösterisi eşliğinde İlahiyat Fakültesi'nin bölümlerini, bölüm başkanlarını, öğretim üyelerini, öğretim görevlilerini tanıttı. Yeni kurulmasına rağmen pek çok büyük organizasyonu alnının akıyla gerçekleştiren fakültemizin iki yıl içerisinde düzenlediği sempozyumlar, Simav ve Gediz’de düzenlenen paneller, üniversitenin bütün öğrencilerine ve halka açık ücretsiz olarak verilen açık dersler, cami dersleri, Çarşamba seminerleri, DİMAM ve bünyesinde gerçekleşen faaliyetler, çıkarılan dergiler, öğrenci kulüpleri, MEDAR’ın organize ettiği tarih ve kültür gezileri hakkında bilgi verdikten sonra, 1-3 Ekim 2015 tarihinde İslam Medeniyeti Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilecek olan Kütahyalı Bilge Şair Sun’ullâh-ı Gaybî Sempozyumu'ndan bahsedip, salona teşrif etmiş bulunan misafirleri de sempozyuma davet etti. Bu zengin sunum, yeni gelen öğrencilere, misafir lokumu gibi tatlı bir karşılama oldu.
Medeniyetimizin hayat bulduğu yerlerdendir Kütahya
Programın devamında rektörümüz Remzi Gören, bütün öğrencileri, öğrenci olmaktan öte bir evlat gibi gördüğünü söyleyerek “sıcak bir aileye hoş geldiniz” sözleriyle adeta onları kucakladı ve sözlerine şöyle devam etti: “İstikbalimizi ve istiklalimizi tehdit eden olaylara şahit olduğumuz bu günlerde, istikbal ve istiklalimizin teminatı olan siz gençlere hitap etmekten büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Sizleri tanımaktan ve kazanmış olmaktan mesrurum. Kardeşlerim, insan her yıl yaş alır fakat çoğu kez farkında olmaz. Liseyi bitirip üniversiteye başladığınızda ise, artık ayaklarınızın üstünde durmak zorunda kalırsınız. Çok geçmeden büyüdüğünüzün farkına varırsınız. Bu yüzden siz gençlere sorumluluk yüklenmeye hazır bireyler gözüyle bakıyoruz. Sizlere değer veriyor, yetişmeniz için büyük emek harcıyoruz. Bütün öğretim elemanlarımın namına söyleyebilirim ki, DPÜ İlahiyat Fakültesi, başka hiçbir yerde bulamayacağınız ölçüde sıcak, samimi, huzur dolu bir aile olacak. İlahiyat Fakültesini tercih ettiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Ne mutlu sizlere!
Sevgili öğrencilerim, sizden iyi bir öğrenciliğin yanında, eğitim göreceğiniz köklü medeniyetimizin aynası olan bu şehri tanımanızı istiyorum. Ulu Cami'yi, Dönenler Camii'ni mesken edinin. Hisarlı Ahmet’i, Hüseyin Yüce’yi, Ahmet Yakupoğlu’nu, Hayme Ana’yı, Evliya Çelebi’yi, Ergun Çelebi’yi, Gaybî Efendi’yi ihmal etmeyin.
Kütahya tarihtir. Medeniyetimizin hayat bulduğu yerlerdendir. Kütahya hem Selçuklu, hem Osmanlı’dır. Aradığınızı bulduğunuz değil, arayıp da bulamayacağınız nadide şehirlerdendir, kıymetini bilmeniz temennisiyle sizleri emanetleri zayi etmeyen Allah (cc.)’a emanet ediyorum.”
Bu güzel sözlerin etkisiyle, salonda bulunan ebeveynlerin yüzündeki mütebessim ifade, Prof. Dr. Bilal Kemikli Hocamın, “Çocuklar, İlahiyatlı olmak aşk işidir, dert edinmektir.” sözlerindeki o manayı anımsattı. Sun’ullah-ı Gaybî Hz. ne güzel ifade etmiş: “Gerçek velî olan kişi/ Aşk derdine düşmek gerek/ Düş görmeden yitmez işi/ Aşk derdine düşmek gerek”
İlahiyatlı olmak aşk ile mümkün, ilahiyat öylesine bir aşk ki, anne babaları da çocukları kadar ilahiyatçı yapıp, gözlerinin nuru olan evlatlarını gönül rahatlığıyla ilim kucağına teslim ederek memleketlerine huzur içinde dönmelerini sağlayacak yegâne kuvvet haline geliveriyor. Ailelerin çocuklarını bu kadar emniyette hissetmelerini sağlayan diğer bir etken de, DPÜ ve İlahiyat Fakültesi'nin özverili ve güvenilir kadrosu.
Dünyaya geldim gitmeye ilm ile hilme yetmeye
Bu güvenilir kadroya sahip fakültemizin dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli, açılış dersi konuşmasında şunları söyledi: “Bu vereceğim Açılış Dersi bir nevi görevimi tamamlama dersim olacak. Bendeniz burada İlahiyat Fakültesini kurmakla görevlendirilmiştim. Allah (cc.)’a hamdolsun hocalarımızın, idarecilerimizin desteğiyle fakültemiz çok güzel bir noktaya geldi. Bundan sonra da bu başarılarının artarak devam etmesini dilerim.” Kemikli, derse İsmail Hakkı Bursevî’nin yaptığı şu tanımlamayla başladı: “Dünya dört esas üzere dengededir, ilim, adalet, tababet, hakîmlik yani flozofluk. İlim genel çerçevesiyle akli ve nakli ilimler olarak ikiye ayrılarak incelenir. Akli ve nakli ilimlerin yanında bilgi kaynağı olarak tefekkür, tedebbür, murakabe ve müşahede gibi kavramlarla ifade edilen hadsi ilim, gönül ilmi var…
İlim geleneğimizde iki kadim ilimden söz edilir, ilm-i sıhhat, ilm-i edyan. Sağlık ve din ilmi, en eski, en kadim, ama en güncel, en yeni iki ilim alanı. Din ilmi bütün dinlerde, dilden dile-kulaktan kulağa sohbetle verilmiştir. Zamanla sistemleşerek usûl, kavram ve kuramları gelişmiştir. Dini ilimler, ilim dalları oluşmuştur. Bu ilimler başlangıçta evde, camide, Mekke’de Dâru’l Erkâm, Medine’de Mescid-i Nebevî’nin içindeki Suffe’de tedris edilmiştir. Daha sonra medreseler kurulmuş, burada devam etmiştir.
Medreseler, sadece dini ilim dallarının öğretildiği kurumlar değildir. İslam ilim telakkisinde, bütün ilimler Hakk’ın el-Alîm sıfatının tecellisi olması hasebiyle, ilahidir. Başlangıçta, dini ilimler-tabii ilimler vs. ayrımı olmadan burada okutuldu, zamanla ihtisaslaşmalar arttı ve ilim dallarına göre medreseler yapı kazandı; tıp ilminin, astronomi ve matematiğin okutulduğu medreseler ayrıldı. Dini ilimler de Dâru’l-Hadis, Dâru’l-Kıra’a gibi uzmanlaşma alanına göre çoğaldı. Ama konaklarda, camilerde, kütüphanelerde ve kitapçı dükkânlarında da ders takriri devam etti. Modern eğitim kurumları, dini alanda da yeni kurumların oluşmasına sebep oldu.”
31 Ağustos/01 Eylül 1900’de Dâru’l-Funûn-i Şahane adıyla Edebiyat ve Hikmet, Ulum-i Riyaziye ve Tabiiyye ile ilk ilahiyat fakültesi olan Ulûm-i Aliye-i Diniyye şubelerinden oluşan üç fakültenin açılmasından günümüze kadar, ilahiyat fakültelerinin tarihine ilişkin açıklamalarda bulunan Bilal Kemikli, ilahiyat fakültelerinin bölümleri hakkında kısa bir bilgilendirmenin ardından formasyon dersleri hakkındaki fikrini şu ifadelerle dile getirdi: “İDKAB bölümlerine iki senedir öğrenci alınmıyor, mezun olan İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin, ilk ve ortaöğretim derslerine girebilmeleri için daha evvel fakülte içinde verilen formasyonun yeniden verilmesi meselesinde, öğrencilerin mezun olduğu fakülteden formasyon almalarının daha uygun olacağına inanıyorum.”
Bilal Kemikli konuşmasına şöyle devam etti: “İlahiyat bölümleri için kaçınılmaz dersler olan, Arapça, Estetik ve Değer dersleridir. İlahiyat eğitimi, bize bakmayı öğreten, düşünmeyi öğreten; kadim bilgelerin âlimlerin de izini sürerek zamanın ruhuna uygun yeni sözleri söylemeyi sağlıyor. İlahiyat eğitimi bakış eğitimidir, düşünce eğitimidir. İlim için bir sabiteye, bir duruş yerine ihtiyaç vardır. Bizim duruş yerimiz, sabitemiz, Ehl-i Sünnet kavramıyla ifade edilen mektep içinde, İmam-ı A’zam Ebû Hanife’nin ve diğer müctehid imamların tebellür ettirdikleri; Kur’an, Sünnet ve İcmâ-i Ümmet geleneği içinde sistemleşir. Edip Ahmet Yüknekî’nin şu sözünü hatırlamak mümkündür: 'Kemik için ilik ne ise, insan için bilgi odur. Bilgisiz insan, iliksiz kemik gibi boştur.'
Yeniyi bilgisizliğin verdiği ‘boş’lukla anlamak, inşa etmek, bir iddia olarak kalır. Zira hayat bu boşluğu doldurmak için bize verilmiştir. Boşluk, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın dediği gibi, ilimle, irfanla dolacaktır: 'Dünyaya geldim gitmeye ilm ile hilme yetmeye/ Aşk ile ân seyretmeye ben în u ânı neylerem'”
Varoluş gayemizi tekrar hatırlatan bu dizelerden sonra Kemikli, hepimizi ortak bir duada birleştirdi: “De ki Ey Rabbim! İlmimi artır!” (Taha, 114) Kemikli, öğrencilere şu güzel nasihatlerde bulundu: “Sizler duaları kabul olmuş ilim taliplerisiniz. İlim için kalkıp geldiniz. İlim, malın mülkün, siyasi gücün size sunamayacağı itibarı sunacaktır. İlahiyat Fakültesi ilminizi artıracaktır. Bu kurumda sizlere kucak açan hocalarınızın tavsiyelerine uyun, öğrendiklerinizi yaşamınıza yansıtın, ahlaki değerlere bağlı, şahsiyetli, kendine saygılı, topluma hoşgörülü bireyler olmaya çalışın. Estetik güzelliktir. Güzel olun. Güzel düşünün. Güzel davranın. Çünkü Allah (cc.) güzeldir, güzeli sever!”
Dekanımızın bu güzel temennilerinin ardından programın ikinci bölümüne geçildi. İlahiyat Fakültesi binasında gerçekleşen etkinlikler, öğrencilerle misafirlerimizin, rektörümüzün, fakülte hocalarının, kaynaşmasına vesile oldu. Fakültemizin Arapça öğretim görevlisi Abdullah Akın’dan yaz dersleri alan ortaokul talebelerinin Arapça performansları takdire şayandı. Bir yandan çeşitli ikramlarla muhabbet sofraları kurulurken diğer yandan da dekanımız Prof. Dr. Bilal Kemikli’nin son basılan eserlerinden olan “Oğul, Sen Sen Ol…” kitabı ve Kur’an-ı Kerim öğrencilere hediye edildi. Yeni bir eğitim yılına güzel bir karşılama ile başlamanın mutluluğuyla programımız sona erdi.
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. İlahiyat ailesine katılan yeni aile fertlerine Rabbim muvaffakiyetler nasip etsin.
Sevil Dağcı haber verdi