Halit Ziya Uşaklıgil, roman ve öyküleriyle edebiyatımızda önemli bir yere sahip. Halit Ziya’nın en önemli eseri Mai ve Siyah adlı romanıdır. Uzun bir okuma sürecini tamamladıktan sonra bu ünlü romanını yazar. Yenilikçi düşüncelerle kaleme aldığı modern romanı Mai ve Siyah dahil olmak üzere eserlerinin tümünde eksiklikler olabileceğini belirten Uşaklıgil, asıl eserinin Mai ve Siyah’la başlayan ve Kırık Hayatlar’la devam eden bir çizgide geliştiğini söylüyor. Kırık Hayatlar’da daha sade bir dili kullanıyor ve dilde sadeleşme yönünde yeni tezler ortaya koyuyor.
Döneminde önemli eserler ortaya koymuş olan bu romancımız 20 Nisan Çarşamba günü ESKADER ve Basın İlan Kurumu’nun birlikte düzenlediği bir toplantıda çeşitli yönleriyle ele alındı. Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’nde gerçekleşen, Cengizhan Orakçı’nın moderatörlük yaptığı etkinliğe Bahtiyar Aslan ve Ali Kurt konuşmacı olarak katıldılar.
Bugünün hikâyecilerinin neden Halit Ziya’yı okumaları gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlatan Doç.Dr. Ali Kurt, Halit Ziya’nın okunabilmesi için kendi dilini sadeleştirdiğini söyledi. Hikâyelerinin romanlara göre daha başarılı olduğunu kaydeden Kurt, Uşaklıgil’in dünyaya bakışının romanlarına da yansıdığını belirterek, “farklı okumalardan gidilirse, alt okumalar sayesinde daha iyi sonuçlar, daha iyi bulgular elde edilebilir” dedi.
1865 yılının önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydederek söze başlayan Doç. Dr. Bahtiyar Aslan ise, Halit Ziya’nın bize ait romanın yazılmadığı bir dönemde doğduğunu belirtti.
Gençler edebi eserleri, romanı, hikâyeyi, şiiri, içindeki lezzet için de okumalı
“Halit Ziya’nın en önemli özelliklerinin başında onun üsluplu bir yazar olması gelir” diyen Aslan, Türk edebiyatında üsluplu yazar sayısının çok az olduğunu, Halit Ziya’nın bu özelliğiyle edebiyatımıza önemli bir değer kattığını söyledi. Romanlardaki kahramanların başka yazarların eserinde de benzer biçimde görülebileceğini kaydeden Aslan, Halit Ziya’nın eserlerinde daha çok üslubun öne çıktığını, üsluba çok önem verdiğini ifade etti.
Romantizm ve gerçeküstücülük akımlarına da kısaca değinen Bahtiyar Aslan, romantizmin yazara, şaire aşırı bir üstünlük, adeta bir kutsiyet atfeden bir akım olarak öne çıktığını söyledi. Bu akımın, şairi, yazarı adeta yücelttiğini ifade eden Aslan, şair ve yazarların da bu havaya kolayca kendilerini kaptırdıklarını ve bu durumdan sanki memnun olduklarını belirtti.
Gerçeküstücülüğün, realizmin ise daha görünür, yaşanır bir hayatı öncelediğini belirten Aslan, “bu akımdaki hakiki romanın özelliklerinden birisi de insanın psikolojik durumlarını, hallerini anlatmış olmasıdır” dedi.
Bir hikâye ya da roman okurunun yazarla bir mutabakat yaptığını ifade eden Bahtiyar Aslan, “bunu ya kabul edecek, ya da reddedecek” diyerek, kabul ettikten sonra ise roman kahramanı ile adeta sempati kurduğumuza dikkat çekti. Okurun roman kahramanının yerine kolaylıkla kendini koyabileceğini vurgulayan Aslan, aynı zamanda romanda baştan sona kahramanla birlikte yol aldığını ifade ederek, “bu da romancının başarısıdır, okuru kitabın sonuna kadar olayların içinde tutar, ilgiyle okumayı sürdürür” dedi.
Bugünkü gençliğin Halit Ziya’nın eserlerinden alacağı çok şeyin olduğunu kaydeden Bahtiyar Aslan, okuyarak bunları daha iyi görebileceklerini, dönemin edebiyat ortamının hangi düzeyde olduğunu rahatlıkla tespit edebileceklerini ifade ederek, gençlerin edebi eserleri, romanı, hikâyeyi, şiiri, içindeki lezzet için de okumaları gerektiğini söyledi.
Şakir Kurtulmuş