Gençlerin kalbine, idrakine vatanı nakşetmişlerdi

Ömrünü eğitime adayan Ayla Ağabegüm, geçtiğimiz günlerde Nihad Sami Banarlı Hoca’yı ve onların yetiştirdiği nesli anlattı. Özge Sena Bigeç etkinlikten notlarını aktarıyor.

Gençlerin kalbine, idrakine vatanı nakşetmişlerdi

Ömrünü eğitime adayan Ayla Ağabegüm Hoca Hanım, 15 Ekim Perşembe günü Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nin seminer salonunda Nihad Sami Banarlı Hoca’yı ve onların yetiştirdiği nesli anlattı. Programda Nihad Sami Banarlı Bey’in İman ve Yaşama Üslûbu, Devlet ve Devlet Terbiyesi, Türkçe’nin Sırları isimli kitapları ve Işıklı Hayatlar isimli Altan Deliorman’ın hazırladığı ve Ekrem Hakkı Ayverdi Bey ve Sâmiha Ayverdi Hanım ile Banarlı'nın birlikte anıldığı kitaplardan bahsedildi. Ahmet Kabaklı Bey’in Yunus Emre kitabı da Ayla Hanım’ın yanında getirmiş olduğu anılacak kitaplar arasındaydı.

Ayla Hanım konuya önemli kitapların Türkiye gündeminde yer alması gerektiğini belirterek başladı. Akabinde Nihad Sami Bey’in hayatına ve Yahya Kemal Bey ile olan dostluklarına yer verdi. Nihad Sami Bey, yazı hayatına liseyi bitirdikten sonra başlar. Yazı yazmasında dönemin siyasi hayatının da etkin bir rolü vardır. Bilhassa tiyatro metinleri yazar. Ve bu tiyatrolar, o devrin ruhunu coşturan çalışmalardır. ‘‘Millî Rûh’u canlandırmak için yazılmış eserlerdir.’’ dedi Ayla Hanım. Ancak bu tiyatrolara bugün ulaşmak zordur. Ayla Hanım’ın da içinde ukdedir aynı zamanda. “Keşke ulaşabilsek de okusak” dedi.

Banarlı, kendi kültüründe yetişmeyi seçmiştir

Nihad Sami Bey, yurtdışından burs kazanır, fakat gitmez! Burada parantez açtı Ayla Hanım. Bugünün gencinin burs kazanıp da gitmemesinin ne kadar zor olduğunun altını çizdi. Banarlı, genç yaşında bunu başarmış isimdir. Kendi kültürünün içinde edebiyat tahsilini yapmasının daha isabetli olduğunu düşünür ve vakti gelince de Edirne’de ilk öğretmenliğine başlar.

Ayla Hanım, öğretmenliğin çevreyi bir başka gözle görmek olduğunu belirtti. ‘‘Herkes heyecanlıdır. Fakat öğretmen daha heyecanlıdır. Çünkü genç yetiştirecektir.’’ Öğretmenler, her genci ve değişik yaş grubuplarına mensup insanları tanıdıkça ülkenin neye ihtiyacı olduğunu anlayacaktır. Hatta öğretmen bir de yazar ise olayları, kişileri ve değişimi daha iyi gözlemler: ‘‘Yazarlar, şairler görünmeyen şeyleri görür. Öğretmen yazar ise iki kez görür.’’

Banarlı soyismi nereden geliyor?

Nihad Sami Bey’in Edirne’deki öğretmenlik yılları çok faydalı yıllardır. O dönem aynı zamanda anne ve babasının da vefat ettiği dönemdir. Anne ve babası Tekirdağ’da kardeşine geldiği bir vakit Banarlı köyünde vefat ederler. Nihad Sami Bey de anne ve babası orada olduğu için, belki onları da hep hatırlamak için soyismini Banarlı yapar.

Yahya Kemal’in Banarlı’ya yazdığı mektup

Nihad Sami Bey’in Yahya Kemal Bey’le büyük dostlukları vardır. Bu yakın dostlukları itibariyle de Banarlı, Türk şiirini daha yakından incelemiş olur. ‘‘Bu mektup bir devri, insanlara sunuyor’’ diyen Ayla Hanım’ın dilinden mektubu dinlemeye başladık:

‘‘Aziz Nihad Sami,

Burada sizi düşünmediğim, anmadığım bir gün yoktur. Benim kötü bir huyum var. Sevdiklerimi özlediğim gibi, uzun mektuplar yazmak emelimdir. Bunda daima gecikirim, aramızda bu muhaberesizlik bundan çıktı. Sizden ayrıldıktan beri, kim bilir güzel te’lifinizin ne canlı sahifeleri çıktı. Bu sahifelerde gençlerin hayaline, kalbine, idrakine bütün vatanı ve kudsi milliyetimizi nakşediyorsunuz. Vatanı ve milliyetimizi sevmekten fazla bir meziyetiniz var. Bu son 20 senede her gün biraz daha bilerek sevmeye alıştığımızdan beri iş ne kadar değişti. Ah bu vadide ne kadar geç kalmışız!

Bu ilk mektubum size biraz kısa oldu. Bu akşam buradan Amerikan tayyaresiyle bir yolcu gidiyor. Onun, sizin namınıza İstanbul’dan postaya verebilmesi için çarçabuk karaladım. Buranın binbir zahmeti arasında, bir de hava postalarının muntazam mektup getirmemesi var. Bana mektup yazarsanız mutlaka tayyare postasına veriniz. Başka türlü aylarca gelmez.

Yahya Kemal’’

Mektupta dahi vatan ve millet sevgisinin işlenmiş olmasının öneminden bahsetti Ayla Hanım. Sohbetin ilerleyen demlerinde ise kalınca not alacağım şu sözü söyledi: “Vatan için çalışan gençlerin sayısı artarsa vatan için şehit olan gençlerin sayısı azalır.”

Yahya Kemal Bey ile Nihad Sami Bey’in mektuplaşmaları böylece sonuna kadar devam eder. Yahya Kemal Bey’in vefatından sonra da ona bir vefa borcu olarak Kubbealtı’nda Ayverdilerle beraber Yahya Kemal Cemiyeti kurulur. Yahya Kemal Bey’in bütün şiir kitapları oradan çıkmaya başlar. Banarlı'nın yazdıkları içinde edebiyat öğretmenlerinin bilhassa çok faydalandığı Resimli Türk Edebiyatı ve Edebiyat İncelemeleri de vardır.

O gazete yazılarıyla bir nesil yetiştirdiler

Yahya Kemal Bey’in gazetede haftalık yazıları yayınlanır. Bunlar her konuda yazılmış yazılardır. Sonraki eserlerinin çoğu da o gazetede yazdığı yazılarının derlenmesidir. Ayla Hanım, bir yazarın birçok konuda yazmasının gerekliliğini ve neticelerini şöyle aktardı: “Yalnız siyaset yazmıyordu onlar. Her konuda yazıyorlardı. Mûsıkî konusu, başka konular, tabiat güzellikleri... Böylece her okuyucu, okuduğu zaman kendince bir şey düşünmüş oluyordu. İnsanlar kendi kendine düşünmeyi ve düşünerek güzellikleri bulmayı hissetmeye başlıyorlardı. Ne yazık ki günümüzde böyle bir alışkanlık artık yok oldu. O yazılarla aslında bir nesil yetişiyordu o zaman.”

Önemli eserlerle başlayan program, eserlerin önemi üzerinden de nihayete erdi: “Dilimizi, kültürümü, tarihimizi sevmenin en güzel yolu örnek eserleri okumak olacaktır. Bu örnek eserler hakikaten duygulu bir şekilde yazılmışsa bizlere te’sir etmektedir. Bizim nesiller bu eserlerle yetiştiler. Ve bu bakımdan mutludurlar. Bize düşen de gençleri bu kitaplarla tanıştırmak.”

Cihazların insanları oyaladığına dikkat çeken Ayla Hanım, ancak araştırmacı insanların cihazlara mağlub olmadıklarını da belirtti: “Çok faydalı insanlar var. Vakitlerini sosyal medyada tüketiyorlar. Üzülüyorum. Çünkü gerçekten faydası olacak kişiler. Yeni bir anlayışla vaktini güzel kullanan insanlar yetiştirmeliyiz. Mesela Ahmet Kabaklı Hoca’ya televizyon te’sir etmedi. Bugün de inceleme yapanların hayatında televizyon yoktur.”

Nihad Sami Banarlı’nın sözü ile bu keyifli dostluk ortamı vaktini doldurmuş oldu: “Kelimeler boş sözler değildir. Canlı ruhlu, mûsıkî gibi varlıklardır.”

 

Özge Senâ Bigeç dinledi ve aktardı

YORUM EKLE