Efendi ahlakı nedir, köle ahlakı ne?

Üniversiteleri liselerden ayıran şey ders dışı faaliyetlerle kişinin anlam dünyasını zenginleştirme ameliyesidir. Çoruh Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bu bağlamda her hafta bir seminer düzenlemeye başladı. İlk semineri 'İslam'da ve Batı'da Ahlak' başlığıyla Hasan Ayık verdi. Halil Arslan yazdı.

Efendi ahlakı nedir, köle ahlakı ne?

 

 

Üniversite, öğrencisi için sadece derse girilip çıkılan, bir şeylerin öğrenildiği bir yer demek değildir. Üniversitenin olmazsa olmazlarından bu öğretme/öğrenme işinin dışında öğrenciler için, farklı düşüncelerin dillendirildiği, kişinin bildiklerini test etiği, farklılıkları gördüğü, eksikliklerinin farkına vardığı, ufkunun genişlediği, farklı bakış açılarının anlam dünyasını zenginleştirdiği de bir yerdir aynı zamanda. Sosyal kültürel ve akademik etkinliklerin çeşitliliği hem hoca hem de öğrenciler için müthiş bir imkandır, fırsattır.

İşte bu düşüncelerden yola çıkılarak Artvin Üniversitesi’nin Hopa Yerleşkesi’nde bulunan ilahiyat fakültesi de, yerleşkedeki tüm öğrenciler için, birçok yerde olduğu gibi, “İlahiyat Seminerleri” düzenlemeye başladı. Bu dönemki seminerlerin ilki fakülte dekanı ve aynı zamanda İslam felsefesi hocası olan Profesör Hasan Ayık tarafından verildi. Hocalar, çoğunluğu ilahiyat öğrencileri ve idari personelin oluşturduğu dinleyicilere Hasan Ayık Hoca, “İslam’da ve Batı’da Ahlak” başlığı altında konuştu.

Köle ahlakı ve efendi ahlakı

Batı’da ahlakın rasyonel/akılcı söyleme sahip olduğunu söyleyen hoca, meşhur, “Bir çivi, bir nalı; bir nal, bir atı; bir at, bir süvariyi; bir süvari, bir birliği; bir birlik, bir orduyu; bir ordu da, bir milleti kurtarır” mantık silsilesinin, Batı’nın ahlakı için tam da uygun bir örnek olduğunu söyledi. Sokrat’ın temellendirdiği Batı ahlakının, Kant tarafından revize edildiğini ve Batı’nın ahlak krizinin ilk J. J. Rousseau tarafından dillendirildiğini aktaran Hasan Ayık Hoca, Nietzsche’nin bu krizi, “Tanrı öldü!” diye tescil ettiğini ifade etti.

Nietzsche’nin “köle ahlakı” ve “efendi ahlakı” diye kategorize ettiği ahlakın, “efendi ahlakı” kısmı, Batı’da çok yaygındır, adeta içselleştirilmiştir ama bu ahlak düşüncesi, bilimin rasyonel yasalarının evrensel olması anlamında evrensel değildir. Hasan Hocamız Batı’dan bu minvalde örnekler verirken, bir Alman askerinin, Almanya’da bir ağacın yaprağını koparırken bile ince eleyip sık dokuyacağını; ama aynı askerin, Afganistan’da canavar kesilebileceğini ifade etmesi zihinlerde kalıcı çarpıcı bir örnek oldu biz dinleyiciler için. “Rasyonel” yani “efendi ahlakı” ve pragmatist/faydacı ahlak yani “köle ahlakı”nın neye tekabül ettiğini canlı örneklerle tasvir eden konuşmacı, her iki ahlağın da kısaca çözümlemesini yaptı. Batı’nın rasyonel ahlakı, kendi ulusal sınırları içinde her şeyde kılı kırk yarmasının yanında, ikiyüzlü ve bu ahlak sahibi Batı’nın evrensellikten anladıklarının kendi ulusları ya da çıkarları olduğunu ifade etti.

İslam ahlakı şefkate, rahmete, samimiyete dayanır

İslam ahlakı sadedinde ise, işlerin samimiyetle yürümesi gerektiği, bizim irfanî bağlarımızın kopuk olduğundan mütevellit sıkıntılarımızın olduğundan dem vuran hocamız, İslam ahlakının temelinde “hürriyet” fikrinin olduğunu anlattı. Hıristiyanların, Yahudilerin “tanrı” anlayışlarının ahlaklarını şekillendirdiğini, bizim inandığımız Allah’ın “rahim” ve “rahman” gibi isimlere sahip olduğunu, bizim eşyayla münasebetimizin bu temellerden yükselmesi gerektiğini ifade eden Hasan Ayık Hoca, her hafta farklı hocaların farklı konularla devam ettireceği seminerlerin müjdesini vererek sözlerini tamamladı.

 

Halil Arslan, dikkatle dinledi ve not aldı

YORUM EKLE

banner36