Türk Edebiyatı Vakfı uzun süredir restorasyondaydı. Girişindeki kitap satış bölümü dışında hizmet vermiyordu. Restorasyonu tamamlanan vakıf hizmete açıldı.
9 Şubat Çarşamba akşamı vakfın kurucusu Ahmet Kabaklı adına “Alperen’e Vefa” programıyla yeniden faaliyetlerine başlayan vakfın resmi açılışı 13 Şubat Pazar günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifiyle gerçekleşecek.
Konuşmacılar ne anlattı?
Restorasyondan sonra gerçekleşen ilk Çarşamba Sohbeti’nin konuşmacıları Ahmet Kabaklı’nın öğrencileri, çalışma arkadaşları, gönül bağı olan insanlardı. Konuşmanın oturum başkanlığını akademisyen Erol Ülgen gerçekleştirdi. Ülgen Kabaklı’yla ilgili bazı çalışmalarından bahsederek mikrofonu İsa Kocakaplan’a devretti. Kocakaplan, Kabaklı’nın fikri yönüyle ilgili anekdotlar sundu. Konuşmasını Kabaklı’yla ilgili bir hatıra ile bitirdi. Bu hatıraya göre üç yaşındayken yetim kalan Ahmet Kabaklı ve ailesi açtırlar. Gümüş isimli köpek, bir beze sarılı yufka ekmeği getirerek günlerdir aç olan ailenin doymasına vesile olur. Kalbinden Allah’ı, dilinden duayı eksik etmeyen bu ananın zor zamanında Allah yardımını esirgememiştir.
Sonrasında Belkıs İbrahimhakkıoğlu konuşmasına başladı. İbrahimhakkıoğlu konuşmasına büyüklerinin karşısında konuşmaktan heyecan duyduğunu ve bu heyecanın edepten olduğunu söyleyerek başladı. Akabinde Ahmet Kabaklı Hocanın düşüncelerini kendinden öğrendiği şekliyle nakletti.
Köşe yazarlığı başkaydı…
İbrahimhakkıoğlu konuşmasını bitirdikten sonra Ayla Ağabegüm duru Türkçesiyle Ahmet Kabaklı Hocayla tanıştığı öğretmenlik günlerini anlatarak konuşmasına başladı. 12 Eylül’de Kabaklı’nın yazdığı gazete yazılarının çok cesur yazılar olduğunu söyledi. Kabaklı’nın köşe yazarlığında konu olarak çok sayıda konuya temas eden bir aydın olduğunu dile getirerek bu özelliğin bugün köşe yazarlarında yer almadığını söyledi. Çünkü hoca lüzumlu gördüğü her konuda toplumu aydınlatmak için yazmıştı. Konuşmasında Ahmet Kabaklı’yı anmanın yeterli olmadığını söyleyen Ağabegüm’e göre genç nesillerle ilgilenilmeli ve bu ilgi onlarla vakit geçirmek suretiyle sağlam temellere oturtulmalıdır.
Konuşmacılar arasında en çok ilgi toplayanlardan biri de Kabaklı’nın yeğeni Serhat Kabaklı oldu. Serhat Kabaklı, Kabaklı’nın hem yakını hem de bir nevi öğrencisiydi. Hal böyle olunca da söyledikleri daha çok anılar üzerinden yürüdü.
Ahmet Kabaklı hangi şiiri okudu?
Bir gün Ahmet Kabaklı memleketinde ailesinin kabrini ziyaret etmektedir. Ailesinin kabri başında dua ettikten sonra Erdem Bayazıt’a ait olan şu mısraları terennüm ettmiştir Kabaklı: “Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm / Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”
Serhat Kabaklı daha birçok anısını paylaştıktan sonra hayır dualarla konuşmasını bitirdi. Sonrasında Çarşamba Sohbeti’ne katılanlar için küçük bir ikram vardı Edebiyat Kıraathanesi’nde. Bu ikramla birlikte henüz resmi açılışı yapılmamış olan Edebiyat Kıraathanesi de ilk misafirlerini ağırlamış oldu.
Sultanahmet’te edebiyatseverler için güzel bir mekân daha kazanılmış oldu. Aynı zamanda bu kıraathane Ahmet Kabaklı’nın bir hayalinin de yerine gelmesi anlamını taşıyor. Çünkü Ahmet Kabaklı Hoca’nın yaşamında böyle bir isteğinin olduğu biliniyor.
17’de başlayan program 19.30’a doğru sona erdi. Yoğun bir katılımla başlayan program sonuna kadar aynı yoğunlukta sürdü. Program bitiminde katılımcılar Türk Edebiyatı Dergisi’nin son sayısı ve Ahmet Kabaklı Hocanın Fatih ve İstanbul başlığını taşıyan gazete yazılarından derleme kitabını hediye olarak alma fırsatı buldular.
9 Şubat’ta yapılan “Alperen’e Vefa” Ahmet Kabaklı’yı anma programı başka etkinliklerle sürecek. 13 Şubat Pazar günü saat 18’de CRR’de bir program daha gerçekleşecek…
Besim Bal bildirdi