Bursa'da hazireler restore ettiriliyor

Seyyid Usül Kültür Merkezinde mezar taşlarının neler dediği anlatıldı.

Bursa'da hazireler restore ettiriliyor

 

Bursa’nın “insanı yaşat ki devlet yaşasın!” anlayışıyla müzikten şiire, şiirden yazar yetiştirmeye kadar insanların ruhlarını doyuracak her türlü etkinliği yapmayı kendine görev edinen TYB Bursa Şubesi Seyyid Usül Kültür Merkezinde her hafta bir etkinlik düzenlenmeye devam ediliyor. Geçtiğimiz haftalarda Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan’ın hazirelerle ilgili sohbeti de yeni bir lezzet oldu damaklarda.

Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, görmeyi bilmeyen gözlerin sıradan bir taş gözüyle baktıkları mezar taşlarının aslında neler söylediğini, hayata dair ne anlamlar taşıdıklarını anlattı. Bilmeyenlerin dağarcıklarına bilgi olması, bilenlere ise bir hatırlatma babından şunu söylemeli: Bursa’da iki güzel insan, devasa bir iş başarıyor. Yrd. Doç. Dr. Bedri Mermutlu ve Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, Bursa hazireleri üzerine imrenilecek bir çalışma yapıyorlar. Ecdada saygı duymanın kendine saygı duymak anlamına geldiğini bilen belediyeler de, bazısı bir virane haline gelmiş olan bu hazireleri, mümkün mertebe aslına uygun şekilde restore ettiriyor. Bu çalışmalarda adının anılması elzem olan bir kişi de, bilge insan Safiyüddin Erhan olmalı belki.Münzevi Dergahı

Yrd. Doç. Dr. Bedri Mermutlu ve Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan’ın hazırladıkları Bursa Hazireleri I adlı çalışmanın ilk cildi, geçtiğimiz yıl yayımlanmıştı. Öğrendiğimiz kadarıyla, ikinci cildi de yayımlanmak için gün sayıyor. Bu kısa girişten sonra sözü ehline, Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan’a bırakmanın zamanıdır.

Mezar taşları aslında birer tapudur

Herhangi bir bölgeye sahip olduğumuzu belirtmek için “tapusu bendedir” ifadesini kullanırız. Mezarlıklar ve mezar taşları da, üzerinde yaşanılan toprakların kime ait olduğuna dair birer tapu, hatta ondan da daha önemli belgelerdir. Erzurum taraflarında bir köyün Ermeni veya Türk köyü olduğu konusundaki ihtilafın, köyün mezarlığındaki taşlardan çözüldüğünü okumuştum.

Mezarlıkların dirilere mesajı

Müslümanlar genelde mezarlıklarını şehir içlerinde oluşturmuşlardır. Mezarlıkların şehir içinde yapılmasının temel esprisi, ebedî bir dünyada yaşayacakmış gibi davranan insana ölümün yakın olduğunu hatırlatmak ve ölenlerin unutulmamasını sağlamaktır. Mezar taşlarında kullanılan, ‘göç etti’, ‘fâni dünyadan ebedî dünyaya göçtü’, gibi ifadeler ölümün bir son olmadığını, ölenlerin başka bir dünyada yaşadığını ifade eder. Aynı şekilde mezarlıkların bakımlı ve güzel olması da ölümün korkulacak bir durum olmadığını hatırlatmak içindir.

hazireMezarlıklar dün şehirle iç içeydi, şimdi insanlardan uzak yerlere yapılıyor

Dünkü toplumumuzda bu şekilde anlaşılan ölüm ve süslenen, güzelleştirilen mezarlıklar ne yazık ki günümüzde insanlardan uzak yerlerde kurulmakta ve insanlar bu fâni dünyada, adeta ebedî kalacakmış gibi bir anlayışa sahip olarak yetişmektedirler. Atalarımızın şehir içlerinde kurdukları mezarlıklar ve mabetlerin yanlarında oluşturulan hazireler de birer birer yok edilmektedirler.

Twain, mezarından hicret eden bir ölü ile konuşur

Amerikalı yazar Mark Twain (1835-1910) yazmış olduğu bir hikâyesinde, mezarından hicret eden bir ölü ile konuşur. Dirilerin ilgisizliği yüzünden mezar taşını yüklenerek giden ölü, ilgisizlik ile bakımsızlıktan duyduğu üzüntüyü belirtir. Twain bu ‘kara mizah’ hikâyesinin sonunu şu cümle ile bağlar: “Mezarlıklarını bu halde bırakmaktan çekinmeyen bir toplum, hakkında yapılacak her türlü ağır eleştiriyi de rahatça sineye çekebilir.”

Mezarlıklarımızda medfun eşhâs da acaba mezar taşlarını alıp gittiler mi yoksa?

 

Ahmet Serin, ‘mezarlıkları ihmal etmemeli’ diyerek yazdı

YORUM EKLE
YORUMLAR
Nidayi Sevim
Nidayi Sevim - 12 yıl Önce

Nidayi Sevim, "Medeniyetiizin Sessiz Tanıkları" mezar taşlarımız üzerine ne kadar yazılsa, konuşulsa yine de azdır deyip bu yazıyı istifademize sunan Ahmet Serin kardeşimize en derin selam ve muhabbetlerini sunar...