14 Mart'ta ilk 'Bir Kitap Bir Yazar' programının konuğu Kadir Kon ile İmparatorlukla Cumhuriyet Arasında Mustafa Kemal'in Gazetesi: Hakimiyet-i Milliye (1920-1924) kitabı konuşulacak.
Doktora tezi olarak Bochum Ruhr Üniversitesi’nde (Almanya) 2015 yılında savunulan ve 2016 yılında kitap olarak yayınlanan bu çalışmada, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti devletine geçiş süreci Mustafa Kemal’in (Atatürk) gazetesi Hâkimiyet-i Milliye üzerinden takip edilmiştir. Kuşkusuz yeni devletin doğuşunda Mustafa Kemal Paşa’nın (Atatürk) rolü ve belirleyiciliği tartışma götürmez bir durumdur. Literatürde “İstiklal Savaşı” veya “Milli Mücadele” diye yer edinen ve neredeyse beş yılı bulan iç ve dış birçok askerî, siyasî gelişmeyi içeren sürecin ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş tarihi/hikâyesi modern Türkiye’yi anlamlandırmada yadsınamaz bir öneme sahiptir. Bu anlamda söz konusu dönemi anlamada tarihçilere yardımcı olacak en önemli kaynaklardan birisi de TBMM merkezli “Milli Mücadele”’nin “resmî” yayın organı olma hüviyetini haiz ve bizzat Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu ve devam ettirdiği Hâkimiyet-i Milliye gazetesidir. 10 Ocak 1920’de, Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelişinden iki hafta sonra, yayınlanmaya başlanan Hâkimiyet-i Milliye gazetesi ilk bir yılı hariç günlük gazete olarak çıkartılmış olması nedeniyle adeta “Milli Mücadele”’nin günü gününe tutulmuş günlüğü niteliğindedir.
Sunumda öncelikle, Hâkimiyet-i Milliye bir gazete olarak ele alınacak ve bu bağlamda gazetenin yayın politikasından yazarlarına, mizanpajından yayın aralıklarına kadar özellikleri üzerinde durulacaktır. İkinci olarak 1920 başından 3 Mart 1924’te hilafetin kaldırılmasına kadar geçen sürede Türkiye’de meydana gelen iç ve dış siyasi gelişmelere Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin “tepkisi” yayın politikasına yer verilecektir. Bu ikinci özellik önemlidir, zira gazete “Milli Mücadele”’nin lideri Mustafa Kemal Paşa’nın kontrolünde olduğundan ‘gelişen olaylara Mustafa Kemal Paşa’nın günü gününe tepkileri nasıl olmuştur?’ sorusuna cevap bulmada yeri doldurulamaz bir kaynak olma özelliğindedir. Üçüncü husus ise bir lider olarak Mustafa Kemal Paşa’nın başladığı yer ile mutlak liderliğe ulaştığı ve eski/geleneksel yapının siyasi bütün unsurlarını ortadan kaldırdığı 1924’e kadarki süreçte yaşanan aşamalara yer verilecektir.
Bu ay "Tez-Makale" programı konuğu; Mehmet Korkmaz ile İstanbul Üniversitesi’nde tamamladığı doktora tezi üzerine 21 Mart'ta bir oturum gerçekleştirilecek. Tezle ilgili ön tebliğde;
"Osmanlı Devleti, XIX. Yüzyılda siyasi ve ekonomik sorunlarla uğraşırken, peş peşe girdiği savaşlar sonucu önemli toprak kayıplarına da maruz kalmıştı. Devletin çöküşüne doğru giden bu duruma çare bulmak için başta askerî olmak üzere idari ve iktisadi birçok sahada reform başlatıldı. Bu yönelimlere ek olarak Arap Yarımadası ve çevresindeki nüfuzu da muhafaza edilmek istendi. Süveyş Kanalı'nın açılmış olmasıyla Kızıldeniz'de ve Basra Körfezi'nde yeni bir denizcilik stratejisi gereği buralara harp ve ticaret gemileri gönderildi. Fakat İngiltere'nin Arap Yarımadası çevresinde kurmaya çalıştığı hegemonya sebebiyle kaçınılmaz olarak siyasi gerilimler yaşandı. Osmanlı Devleti'nin Basra Körfezi'ne gösterdiği alaka, bölgede tutunabilmek için sarf ettiği gayret ve bunun için izlenen politika bu tez çalışmasının konuları arasında yer almıştır. Osmanlı Devleti'nin çevre deniz havzası içerisinde yer alan Basra Körfezi'ndeki denizcilik faaliyetlerinin 1847-1914 yılları arasındaki döneminin araştırılması bu çalışmanın temel hedefidir. Bu amaçla bölgede devletin denizcilik politikalarının yürütücüsü olan Basra Bahriye Kumandanlığının teşkilatı, işleyişi ve faaliyetleri tespit edilmiştir. Basra vilayeti sahillerindeki ahaliyi denizden gelecek tehlikelere karşı harp gemileriyle korumak ve bünyesinde yüzlerce personelin istihdam edildiği Basra Tersanesi'ni yönetmek kumandanlığın görevleri arasındaydı." ifadelerine yer verilmiştir.
28 Mar'ta Mart ayı 'Bir Kitap Bir Yazar' programının ikinci konuk Süheyla Yenidünya Gürgen ile "Devletin Kahyası, Sultanın Efendisi Mehmed Said Hâlet Efendi" kitabı konu edilecek. Kitapla ilgili arka kapaktaki bilgilendirme:
“Bu kitap, Kırım’dan göçen sıradan bir Osmanlının, Mehmed Said Hâlet Efendi’nin “Hizmetkârlıktan” “Devlet Kahyalığı ve Padişahın Efendiliği”ne yükselmesinin çetin ve entrikalarla dolu enteresan yolculuğunu anlatmaktadır.
Yüzyılların süzgecinden geçerek tekâmül eden rüşvet-patronaj münasebetini çok iyi değerlendirerek devlet yönetiminde kendine yer açan Hâlet, zekâsıyla olduğu kadar devlet yönetiminde etkili olan hizipleri kullanmadaki mahareti, mükemmel bir ilm-i siyaset erbabı olarak da alternatif politikalar geliştirebilme yeteneği sayesinde –kendi deyimiyle– iktidarı sembolize eden “minarenin alemine çıkmış, buraya el uzatanların ise bıçak ile parmaklarını keserek minarenin dibinde bin parça olmalarını” sağlamıştır. Herhalde bir kişinin iktidar hırsı uğrunda yapabileceklerine dair bundan daha açık, kesin ve keskin cümleler söylemesi beklenemezdi. II. Mahmud dönemindeki iktidarını muhafazası ise yukarıda saydığımız hususların yanı sıra Sultan ile müşterek, dengeli ve muazzam mesaisinden kaynaklanmıştır.
Doğru ve yanlışlarıyla adını tarihe “Devletin Kahyası” olarak yazdırmış önemli bir figür olarak Halet Efendi’nin biyografisi, dün ve bugünkü Türkiye’nin siyasi halini anlamak için önemli bir eser.” şeklindedir.
Kaynak: www.bisav.org.tr